Ateroskleroz - Sebepleri

Atardamarların sertleşmesi ve daralması sonucu, kan akışını engelleme ihtimali olan bir hastalıktır.

Ateroskleroz

Ateroskleroz atardamarların sertleşmesi ve daralması anlamına gelir. İlerleme gösteren bu hastalık, yavaşça ve sinsice atardamarları tıkar, kan akışının engellenmesi riskini doğurur. Ateroskleroz, "kalp-damar hastalıkları” diye bilinen kalp krizi, inme ve periferal vasküler hastalıkların genel nedenidir. Kalp-damar hastalıkları 2005 yılında, gelişmiş ülkelerde 800 bin kişinin ölümüne yol açan bir numaralı rahatsızlık olmuştur. Ateroskleroz, tedavisi zor bir sağlık durumu olsa da hakkında bilinen şeylerin az olmadığı bir rahatsızlıktır. Hastalığın sebep olabileceği ölümcül süreç önlenebilir ve tedavi edilebilir. 

Atardamarlar kalpten aldıkları kanı, vücudun geri kalan bölümlerine taşıyan damarlardır. Bu damarlar, endotelyum adı verilen ince bir hücre katmanıyla kaplıdır. Endotelyum atardamarların iç kısımlarının tonunu ve yumuşaklığını korur. Bu sayede kan akışı sağlanır. Ateroskleroz yüksek kan basıncı, sigara veya yüksek kolesterolün endotelyuma zarar vermesi sonucunda oluşmaya başlar. Bu noktada kolesterol plakları oluşur.

Kötü kolesterol veya LDL, hasar gören endotelyumdan geçer. Kolesterol atardamar duvarlarından içeriye girer. Beyaz kan hücreleri, LDL kolesterolü sindirmek için bu bölgeye nüfuz eder. Yıllar içerisinde kolesterol ve beyaz kan hücrelerinin birikimi, atardamar duvarlarında plaklara neden olur.Plaklar yağ veya kolesterol hücreleriyle birikintilerin karışımıdır ve bu karışım atardamar duvarlarında şişliğe neden olur. Ateroskleroz ilerledikçe, bu şişlik büyümeye başlar. Şişlik yeterince büyüdüğünde atardamarda tıkanıklık oluşur.

Ateroskleroz, vücudun herhangi bir bölgesinde oluşabilir. Eğer kalpteki damarlarda plak oluşumu varsa, inme riski atar; inme riskinde artış varsa, kalpteki damarlarda plak oluşumu var demektir.

Ateroskleroz, genellikle orta yaşlara kadar belirtilere neden olur. Atardamarlardaki tıkanıklık, ciddi boyutlara ulaştığında kan akışı zorlaşır ve ağrı oluşabilir. Damarlardaki tıkanıklıklar aniden çatlayabilir ve bu da atardamar içerisinde, çatlağın bulunduğu bölgede kan pıhtılaşmalarına yol açar.

Ateroskleroza bağlı olarak oluşan plaklar, farklı şekillerde davranabilir. Plaklar, atardamar duvarında kalabilirler. Plak burada belirli bir ölçüde büyür ve ardından büyümesi durur. Sonuçta bu plaklar, önemli tıkanıklıklara yol açar. Genel belirti, kişinin efor sarf etmesi halinde göğüs ve bacaklarda oluşan ağrıdır. 

En kötü senaryoysa, plakların aniden çatlaması ve atardamarların içerisinde kan pıhtılaşmalarına neden olmasıdır. Bu durumun beyinde gerçekleşmesi, inmeye; kalpteki atardamarlarda gerçekleşmesi de kalp krizine neden olur. Ateroskleroza bağlı plaklar üç ana kalp-damar hastalığına neden olur. Bu hastalıklar şunlardır:
  • Koroner atardamar hastalığı: Kalp atardamarlarındaki sabit plaklar, anjine (efor sarf edilmesi halinde göğüste ağrı) neden olur. Plaklardaki ani çatlaklar ve kan pıhtılaşmaları, kalp kasının ölmesine neden olur. Bu durumda kalp krizi, yani miyokard enfarktüs ortaya çıkar.
  • Serebrovasküler hastalık: Beyin atardamarlarındaki çatlayan plaklar inmeye neden olur. İnme, beyinde kalıcı hasarlar oluşturabilir. Atardamarlardaki geçici tıkanıklıklar, ayrıca geçici iskemik ataklara neden olabilir. Bu ataklar, inme belirtileri arasında yer alır; bununla birlikte beyinde kalıcı hasarlara neden olmaz.  
  • Periferal atardamar hastalığı: Plaklar, bacaklardaki atardamarlarda soruna yol açar. Periferal atardamar hastalığı, dolaşımın zayıflamasına neden olur. Bu durum yürürken ve yaraların iyileşme sürecinde ağrılara neden olur. Ciddi boyutlardaki periferal atardamar hastalığı, bacağın kesilmesine neden olabilir.
Risk Faktörleri
Ateroskleroz erken yaşlarda başlar. Kore ve Vietnam savaşlarında ölen Amerikan askerlerine yapılan otopsilerde, ölen askerlerin yarısından fazlasında erken ateroskleroz oluşumları gözlemlenmiştir. 2001 yılında 262 sağlıklı görünen kişinin kalbi üzerinde yapılan çalışma, şaşırtacı sonuçlar ortaya koymuştur:  
  1. Katılımcıların yüzde 51,9’unda ateroskleroz formları tespit edilmiştir.
  2. Ateroskleroz, 50 yaş üzerindeki katılımcıların yüzde 85’inde gözlemlenmiştir. 
  3. Genç katılımcıların yüzde 17’sinde ateroskleroz gözlemlenmiştir. 
Katılımcıların hiçbirinde, belirtiler gözlemlenmemiştir ve katılımcıların ufak bir bölümünde atardamarlarda daralmalar ortaya çıkmıştır. Bu katılımcılarda, hastalığın çok erken safhalarda olduğu özel testlerle tespit edilmiştir.

40 yaşının üzerindeki ve genel olarak sağlıklı kişilerde, yaşamı süresince ağır ateroskleroza yakalanma riski yüzde 50’dir. Risk, yaş ilerledikçe artış gösterir. 60 yaş üzerindeki yetişkinlerin çoğunda belli bir ölçüde ateroskleroz sorunu bulunur; fakat genellikle fark edilebilir belirtilere neden olmaz.  

Ateroskleroza ilişkin iyi haberler de vardır. Ateroskleroza bağlı ölümler, 30 yıl önceye oranla yüzde 25 oranında düşmüştür. Bu düşüşte daha iyi yaşam şartları ve gelişen tedavilerin katkısı vardır.
Atardamarlarda oluşan tıkanıklık kalıcıdır. Bununla birlikte, ilaç tedavileri ve yaşam tarzı değişiklikleri plakların oluşumunu yavaşlatır veya durdurur. Hatta bu plaklar, agresif tedavilerle belli bir miktarda küçültülebilir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Ateroskleroza neden olan yaşam tarzı risk faktörlerini azaltmak, plak oluşumunun yavaşlamasına veya durdurulmasına yardımcı olur. Uygulanabilecek yaşam tarzı değişiklikleri arasında, sağlıklı bir beslenme ve egzersiz programıyla sigaranın bırakılması yer alır. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, atardamardaki tıkanıklıkları açmaz; fakat bu değişikliklerin kalp krizi ve inme riskini önemli ölçüde azalttığı kanıtlanmıştır. 

İlaç Tedavileri
Yüksek kolesterol ve yüksek kan basıncı ilaçları, ateroskleroz oluşumunu yavaşlatabilir hatta durdurabilir. Bunun yanı sıra, bu ilaç tedavileri kalp krizi ve inme riskini de azaltır.

Doktorlar, invaziv teknikleri kullanarak aterosklerozun neden olduğu tıkalı damarları açabilir veya bu damarların çevresinde kan akışını sağlayacak başka bir yol oluşturabilir.

Anjiyografi ve Stent
Koroner atardamar anjiyoplastisiyle birlikte uygulanan kardiyak kateterizasyon, en yaygın uygulanan anjiyografi işlemidir. İnce bir boru bacak veya koldaki atardamara yerleştirilir. Bu sayede doktor, hastalıklı atardamarlara ulaşabilir. Atardamarlardaki tıkanıklık, röntgende görülebilir. Anjiyoplasti (balon uçlu sondalar) ve stent uygulamasıyla tıkalı atardamar açılabilir. 

Bypass Ameliyatı
Cerrahlar genellikle bacak veya göğüsten alınan sağlıklı kan damarlarını kullanırlar. Bu damarlarla ateroskleroza bağlı olarak tıkanmış kalp damarlarının çevresinden geçen kan akışının sağlandığı yeni bir damar yolu oluşturulur. 

İşlemler sağlık sorunları risklerini içerir. Genellikle ciddi belirtileri bulunan ve ateroskleroz nedeniyle bazı kısıtlamalara maruz kalan kişilere uygulanır.
Tedaviler genellikle kolesterolü ve kolesterole katkıda bulunan diğer sorunları azaltan hayat tarzı ve diyet değişikliklerine odaklanır. Beslenme değişikleri, çoğunlukla düşük oranda doymuş yağ, şeker ve hayvansal proteinler içeren yiyeceklerin tüketilmesini gerektirir. Diyetler, lif bakımından zengin taze meyve ve sebzeler ile tam tahıllar bakımından zengin gıdalar içermelidir. Meyve ve sebze tüketerek kişi aynı zamanda, sebze pigmentlerinde bulunan karotenoidler ve meyve pigmentlerinde bulunan bioflavonoidler gibi yararlı besinsel antioksidanları da tüketmiş olur. Beslenme uzmanları tarafından, soğan, sarımsak ve özellikle som balığı gibi soğuk su balıklarının bol bol tüketilmesi önerilir. Sigara içmek, alkol ve kahve kullanımından kaçınılmalıdır, ayrıca egzersiz şiddetle tavsiye edilir.

Tanınmış pek çok program vardır, Nathan ve Robert Pritikin ile Dean Ornish tarafından geliştirilmiş olanlar bunlara örnek olarak verilebilir. Bu programlar, beslenme ve hayat tarzı değişikliklerinin gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesinde yardımcı olabilir.

Ateroskleroz için bitkisel tedaviler arasında sarımsak, zencefil, alıç Ginkgo biloba ve Sibirya ginsengi kökü sayılabilir. Gugulipids ya da mür kolesterol ve trigliserit seviyelerini düşürme kabiliyeti ile tanınır. Diğer bitkiler arasında alfafa, zerdeçal, Kore ginsengi ve çemenotu yer alır. Ateroskleroz kompleks bir durumdur. Bu nedenle, doğru bitki ve dozların doğru karışımı tavsiyeleri için, bitkisel şifa üzerine bilgili bir uygulayıcıya danışılması gerekir.

Şelasyon terapisi, enjeksiyon yoluyla EDTA denilen bir ilacın ve oral yoldan DMSA denilen bir ilacın besinlerle birlikte kan dolaşımına verilmesidir. Bu ilaçlar, plaktaki kalsiyuma tutunup, onu vücuttan atmak için taşıyarak ya da bir antioksidan etkisi yaratarak veya her iki etkiyi de göstererek çalışır. Şelasyon terapisinin bazı başarıları kanıtlanmış olsa da, hala tartışmalı bir yöntemdir.

Ateroskleroz olan kişilerde, uzun süreli tedavi stratejileri sunan pek çok disiplin vardır. Bilgili bir uygulayıcıya danışılmalıdır. Ayurvedik tıp uygulayıcıları, diyet, bitkisel tedaviler, gevşeme ve egzersizi bir araya getirir. Bir homeopat hastanın tam değerlendirmesine dayanarak, bir tedavi rejimi reçete eder. Geleneksel Çin tıbbı uygulayıcısı, Platycodon grandiflorum, Polygonum multiflorum ve Bupleurum chinense gibi bitki kombinasyonları önerebilir. Özellikle de ateroskleroza dolaşımsal sorunlar eşlik ediyorsa, akupunktur ve masaj tavsiye edilebilir. Homeopat derinlemesine bir görüşmenin ve değerlendirmenin ardından tedaviler reçete edecektir.

Stresin kan basıncını ve aterosklerozu kötüleştirdiği ve hastalığın ilerleyişini hızlandırdığı bilinmektedir. Bu nedenle tedaviye, terapötik gevşeme teknikleri eklenebilir. Tavsiye edilen yaklaşımlar arasında yoga, meditasyon, güdümlü imgeleme, biofeedback ve danışmanlık yer alır. 2002 yılında yapılan bir çalışma, transandantal meditasyonun diyet, egzersiz ve antioksidan gıda takviyeleriyle birleştirildiğinde, bazı hastalarda uzun vadeli kalp krizi ve inme riskinin azaltılmasına yaklaşık yüzde 33 oranında katkıda bulunduğunu göstermiştir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye