Doğal İçeriklerle Daha Genç Bir Cilt

Bilim adamları, sağlıklı ve genç cildin sırlarını çözmek için doğaya yöneliyor.

Doğal İçeriklerle Daha Genç Bir Cilt

Günümüzde dünya çapındaki bir çok laboratuvar, artık bitkilerin içerisindeki doğal güzellik sırlarını araştırmaktadır. Örneğin İspanya’daki  Barselona Üniversitesi’nde görevli araştırmacılar, üzümde bulunan ve cildi güneşten koruyucu özellik taşıyan yeni bir madde keşfetti. Bunun yanı sıra Belçika’daki diğer bir grup araştırmacı ise özel bir mantar türünün hücre duvarında yer alan yeni bir nemlendirici ajan olduğunu öne sürdü.

Eğer sağlıklı ve genç bir cilt için doğanın size sunduklarından yararlanmak istiyorsanız, yapılan bilimsel araştırmalar sayesinde edinilen pek çok bilgi, size her zamankinden daha fazla olanak sunmaktadır.  Siz de aşağıda bahsedilen, hem doğal hem de yüksek etkili yaşlanma karşıtı savaşçılarla sağlıklı ve genç bir cilde kavuşabilirsiniz:

Üzüm
Üzüm, içeriğinde bulunan antioksidan polifenollerin cilt güzelliğine katkısıyla ün kazanmış bir bitkidir. Özellikle kırmızı üzüm ve kırmızı şarapta bol miktarda bulunan "resveratrol” adlı madde, doğal ve muhteşem bir yaşlanma karşıtıdır.

Resveratrol, anti oksidan özellikte olduğundan yaşlanmanın bir çok etkisine karşı savaştığı keşfedilmiştir. Üstelik bu madde cildiniz ister kuru ve olgun olsun, ister yağlı ve genç olsun, her cilt tipinde harika sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bunun nedeni "resveratrol”ün serbest radikallerin hücreye verdiği zararı onararak erken yaşlanmanın önüne geçebilmesidir.

Resveratrol ayrıca doğal bir anti-enflamatuardır (iltihap ve yangı karşıtı madde). Enflamasyonun bir çok nedeni olabilmekle beraber, düşük seviyeli enflamasyonun serbest radikallerden veya aşırı şekerli gıdaların tüketilmesinden kaynaklanabileceği sanılmaktadır. Bir çok araştırmacı serbest radikallerin ve aşırı şeker tüketiminin cildin erken yaşlanmasının ana sebeplerinden olduğunu düşünmektedir. Resveratrol ise bu cilt zararlılarıyla savaşarak cildinizin gençliğini geri kazanmanızda size yardımcı olabilmektedir.

Resveratrolün diğer ve oldukça önemli bir başka etkisi ise, "sirtuin” adlı enzimleri aktifleştirmesidir. Sirtuinler, yaşam uzunluğuyla ilgili genleri aktifleştirmektedirler. Sonuç olarak cilt hücrelerinin daha uzun ömürlü olması sağlanmaktadır. Cildimizdeki hücrelerin bir çoğu, yaşam döngülerini tamamlamadan erkenden ölmektedir. Bunun bir çok nedeni olmasına rağmen en bilinen nedenler: serbest radikal hasarı, enflamasyon (iltihap ve yangı), eksfoliasyon (aşındırma, soyulma), cilt bariyerinin zedelenmesi ya da cilt PH’ına uygun olmayan aşırı alkali veya asidik cilt bakım ürünlerinin kullanımıdır. İşte sirtuinler bahsedilen etkenlere karşı cilt hücrelerini koruyabilmekte ve daha uzun ömürlü olmalarını sağlayabilmektedirler. Ayrıca sirtuin aktivatörleri sadece kırmızı şarapta değil, "mersin ağacı”nda da bol miktarda bulunmaktadır.

Argan Yağı
Günümüzde argan yağının bir çok cilt ve saç bakım ürününde oldukça yaygın olarak kullanıldığını hepimiz biliyoruz. Bir çok bakım ürünü markası, ürünlerinin argan yağı ile zenginleştirildiğini iddia ederek, bu yağın güzelliğe katkılarını anlata anlata bitiremiyor. Peki mucizevi olarak nitelendirilen bu yağ, bahsedilen etkileri nasıl sağlıyor?

Argan yağı, oldukça yüksek oranda E vitamini içermektedir. E vitamini ise kollojen oluşumunu arttırarak kırışıklıkların önüne geçmede, cilde elastikiyet sağlamada, serbest radikallere karşı savaşmada, cilt lekelerinin rengini açmada, ciltteki tahrişlerin iyileşmesini hızlandırmada etkili olduğu bilinen bir vitamindir. Sadece bu özellikleri nedeniyle bile bir çok dermatolog tarafından reçete edilmektedir.

Argan yağı ayrıca karotenler gibi antioksidanlar ve squalen gibi nemlendiriciler açısından da zengindir. Bahsedilen maddelerin haricinde argan yağında bulunan yağ asitleri, cildin doğal savunma bariyerini güçlendirerek cildi rüzgar, kimyasallar ve aşırı sıcak gibi hava koşullarına karşı da korumaktadırlar.

Bir çok kozmetik markası tarafından argan yağının düzenli kullanımının kuru cildin nemlenmesini sağlamada, ince çizgilerin giderilmesinde, çatlak ve yara izlerinin hafifletilmesinde oldukça etkili olduğu savunulmaktadır.

Kombu Çayı (Kombucha)
Bir çok kişi, özellikle 1990’lı yıllarda moda olan ve yaygın bir şekilde kullanılan bu çayı hatırlayacaktır. Ancak kombu çayı bu yıllarda evde kendi kendine hatalı üretim ve tüketim yaparak, zehirlenen kişiler yüzünden eski popülaritesini yitirmiştir.

Kombu çayı demlenmiş şekerli çayın içerisine fermantasyon işlemini meydana getiren maya ve bakterilerin eklenmesiyle elde edilir. Çin tıbbında asırlardır bir çok şifalı özelliği nedeniyle kullanılan bir çaydır. Özellikle içeriğinde bulunan laktik asit ve asetik asit, cildin üst yüzeyindeki ölü hücrelerin temizlenmesine ve cildin ışıldamasına yardım ederken; içerdiği vitaminler ve diğer bir çok besleyici madde, cildin beslenmesini sağlamaktadır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye