Kanser Nedeni Olarak Diş Faktörleri ve Sinir Müdahale Alanları

Biyolojik diş hekimliğinin prensiplerini bilen alternatif tıp uygulayıcıları diş problemleri ve dejeneratif hastalıklar arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır belirtmektedir.

Diş Faktörleri
Biyolojik diş hekimliğinin prensiplerini bilen alternatif tıp uygulayıcıları diş problemleri ve dejeneratif hastalıklar arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır belirtmektedir. Bir diş enfekte veya enflame olduğunda veya kanal tedavisi yapılmışsa vücudun bir veya daha çok enerji meridyenindeki enerji akışını engelleyebilir. Bu da ilgili doku veya organın kötüleşmesine yol açar ve zamanla kanser ortaya çıkabilir. Dişteki veya diş kökündeki bir problem enerjisel dengesizliğini vücuttaki başka bir yere odaklayabilir, bu konsepte "dental fokus” adı verilir. Dişle ilgili faktörler tüm kanserlerin %50 kadarına etki ediyor olabilir.

Cıva Toksisitesi
Cıva gümüş amalgam diş dolgularının %55’ine kadarını oluşturan toksik bir ağır metal ve kanserojendir. Amalgam bir dolgusu olan kişi her çiğnediğinde mikroskopik düzeyde cıva kişinin vücuduna salınmaktadır. Diğer ağır metaller gibi cıvanın da damarların yüzeyine, sinir düğümlerine zarar verdiği ve kansere katkıda bulunduğu görülmüştür. Ayrıca ağır metaller serbest radikaller gibi davranırlar. Bunlar nefesle veya emilimle alındığında vücut dokularına zarar veren yüklü parçacıklardır. International Academy of Oral Medicine and Toxicology, cıva amalgam diş dolgularının bağışıklık sistemi bozukluğu ve serbest radikal hasarıyla alakalı kanser, böbrek yetmezliği ve kalp damar hastalığı gibi durumlara katkı sağladığının kanıtlarını sunmaktadır.

Sinir Müdahale Alanları
Otonom sinir sistemindeki (OSS), fonksiyon bozukluğu ve dengesizlikler kanser sürecine katkıda bulunabilir. Dr. Dietrich Klinghardt’a göre çoğu kronik hastalık vakasında OSS’de değişimler görülür ve sinir düğümlerinin elektriksel işlevi sorun verir. Bu elektriksel karışıklığın kaynağına "müdahale alanı” denir. Bu alanlar, eski kazalardan veya ameliyatlardan kalan yaralardan, cıva birikmesinden dolayı sinir düğümlerinin zehirlenmesinden, parazit toksinlerden, çözücülerden ve diğer maddelerden, felç veya karbon monoksit zehirlenmesi ile OSS’ye kan akışının engellenmesinden, yara, ameliyat yarası veya kafatası çatlaması gibi olaylardan kalan fiziksel travmalardan kaynaklanabilir. 

Otonom sinir sistemi vücudun otomatik pilotu gibi görülebilir. Nefes alma, kalp atış hızı, sindirim sayesinde siz farkında olmadan ve bir çaba göstermeden sizi canlı tutar. OSS’nin sempatik (vücut enerjisini harcayan) ve parasempatik (vücut enerjisini saklayan) iki bölümü vardır. Sempatik sinir sistemi tahrik ve stresle alakalıdır. Bir tehditle karşılaştığımızda kalp atış hızını, tansiyonu ve kas gerginliğini yükseltir. Parasempatik sinir sistemi ise kalp atış hızını yavaşlatır, böbrek üstü bezleri hariç bezlerin ve bağırsakların etkinliğini artırır. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye