Kanser Tedavisi İçin Gerson Terapisi

Gerson terapisi, 1930’larda Alman bir doktor olan Dr. Max Gerson tarafından geliştirildi.

Gerson terapisi, 1930’larda Alman bir doktor olan Dr. Max Gerson tarafından geliştirildi. Tıp fakültesinden mezun olduktan kısa bir süre sonra Dr. Gerson şiddetli migren ağrıları yaşamaya başladı. Beslenmesini değiştirerek problemini çözebileceğini düşündü. Bunu başardıktan kısa bir süre sonra sadece diyetlerini değiştirerek tüberküloz hastalarını da iyileştirebildiğini fark etti. Daha sonra bir adım daha atarak kanser hastalarına geçti. Ayrıca Dr. Albert Schweitzer ve eşini şeker hastalığı dahil bazı hastalıklar için tedavi etti.

Dr. Gerson kanserin dengeli ve işlevsel bir karaciğere, pankreasa, tiroide ve bağışıklık sistemine sahip kişilerde ortaya çıkmayacağını iddia etti. Çoğu kanserleri diyetler ile geri döndürebildiğini gördü. Bu diyet az tuz içeren bir vegan diyetiydi ve günde 10 kez taze sıkılmış meyve (özellikle elma) ve sebze (özellikle havuç) sularıyla takviye yapılıyordu. Bu şekilde vücuda yaklaşık 10 kilo taze ve organik gıdanın besin maddeleri verilmiş oluyordu. Ayrıca hastalar günde 3-4 kez detoks ve ağrı azaltımı amacıyla kahve eneması yapıyordu. Pepsin, potasyum, Lugol solüsyonu, niyasin, pankreatin ve tiroit özütleri gibi takviyeler de karaciğer ve tiroit gibi organları canlandırmak için veriliyordu.

Dr. Gerson kanser hastalarının vücutlarında çok sodyum ve az potasyum olduğunu gördü. Sodyum vücutta zehir etkisi yapar çünkü enzimleri baskılar, potasyum ise enzimleri aktifleştirir. Diyetteki meyve ve sebzeler bu sodyum - potasyum dengesizliğini düzenler. Bu sayede karaciğer canlanır ve kötü huylu hücreleri vücuttan atar. Kahve enemaları da bu hücrelerin atılmasına yardımcı olur.

Dr. Gerson’un 1940 ve 50’lerde tedavi ettiği kanser hastalarından çoğu tedavilerinden sonra on yıllarca sağlıklı yaşamıştır. Dr. Gerson 1959’da ölse de çalışmaları devam ettirilmektedir. Çalışmaları, modern tıp yöntemleriyle kıyaslanmıştır ve 25-72 yaşları arasında 153 melanoma hastası üzerinde sonuçlar şöyledir:
  • Birinci evre ve ikinci evre melanomaya (bölgesel) sahip olanlardan Gerson terapisi alanların %100’ü 5 yıl hayatta kalırken, modern tıp tedavisi alanların %79’u 5 yıl hayatta kalmıştır.
  • Üçüncü evre melanomaya (bölgesel metastaz) sahip hastalarda Gerson terapisi alanların %82’si 5 yıl hayatta kalırken, modern tıp tedavisi alanların %39’u 5 yıl hayatta kalmıştır.
  • Üçüncü A ve Üçüncü B evrelerinde melanomaya (bölgesel metastaz) sahip hastalarda Gerson terapisi alanların %70’ü 5 yıl hayatta kalırken, modern tıp tedavisi alanların %41’i 5 yıl hayatta kalmıştır.
  • Dördüncü A evresinde melanomaya (uzak bölgelere metastaz) sahip hastalarda Gerson terapisi alanların %39’u 5 yıl hayatta kalırken, modern tıp tedavisi alanların %6’sı 5 yıl hayatta kalmıştır.

Araştırmanın olası zayıf yanları göz önüne alındığında bile modern tıp tedavileri ve Gerson terapisinin etkililiği arasındaki büyük fark ortadadır. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye