Sezaryen Ameliyatı (C-Section)

A.B.D.’de doğumların yaklaşık %25’i sezaryenle (c-section) yapılmaktadır.

Sezaryen Ameliyatı (C-Section)

A.B.D.’de doğumların yaklaşık %25’i sezaryenle (c-section) yapılmaktadır. Bir araştırmacının iddiasına göre yüksek sezaryen oranı hastanenin ve doktorun aldığı finansal payla ilişkilidir. Bir İngiliz eğitim hastanesi birkaç farklı doğum senaryosunda sezaryene duyulan ihtiyacı anlamak için bir çalışma yaptı. Denetleyiciler belli durumlarda sezaryene duyulan ihtiyaç konusunda fikir ayrılığına düşmekle kalmadı ayrıca aynı bilgiler farklı zamanlarda sunulunca kendileriyle de çelişkiye düştüler. 
      
Heather Allan "Gerekli olması durumunda sezaryen bebek ve/veya annesi için hayat kurtarıcı olabilir” demektedir, "ancak sezaryen ameliyatı abdominal cerrahinin önemli bir türüdür ve hekimler tarafından vajinal doğuma kıyasla riskleri ve faydaları analiz edilmelidir” demektedir. Allen’e göre, sezaryenin vajinal doğuma göre daha avantajlı olduğu bazı kesin durumlar vardır. Bunlar ceninle ilgili sorunlar, ceninin ters gelmesi, plasenta previ (rahmin alt kısmına bağlanan plasenta) ve göbek kordonunun yerinden oynamasıdır. Ancak sezaryenlerin bazen anne ve bebeğin sağlığı dışında, hastanın ağrı hissetmesinin önlenmesi, hastane veya hekimle ilgili yasal hususlar gibi başka amaçlar ile uygulandıklarını belirtir. Ayrıca sezaryen oranı özel sağlık sigortası olan kadınlarda ve özel hastanelerde doğuran kadınlarda daha yüksektir. 
         
Allen "Vajinal doğumlara kıyasla sezaryenler bazen anneler için daha fazla ağrıya ve güçsüzlüğe yol açmaktadır” demektedir. "Ameliyat kendi başına anne ölümü, hemoroit, diğer organlara cerrahi tahribat, enfeksiyon, kan pıhtısı oluşumu riskini ve prosedürden kaynaklanan komplikasyonlara bağlı hastane tedavilerini artırır. Sezaryen, emzirme oranında azalmaya yol açar ve ameliyat sonrası kanamaya bağlı acil histerektomi ihtiyacını 30 kat arttırır. 
    
Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre 1970’lerin başlarında, doğumların sadece 3%’ü sezaryenle ile olmuştur ve kuruma göre gelişmiş ülkelerde bu oran 10%’u hiçbir zaman aşmamalıdır. 
    
Genel yaklaşımın tersine, sezaryen sonrası kadınlar vajinal doğum yapabilir. Amerikan Obsterik ve Jinekoloji Koleji, uygun hastaların sezaryenden sonra vajinal doğumu tercih etmesini önerir. İstatistiksel olarak vajinal doğumlar daha az komplikasyona yol açar. SSVD’lerin (sezaryen sonrası vajinal doğum) 50% ila 80%’inin başarılı oldukları belirtilirken, SSVD’lerle ilgili ana endişe olan rahmin yırtılması vakaların 0.5%’inden daha azında oluşmaktadır. Diyabet, çoklu doğum, küçük pelvis veya dikey sezaryen yara izi gibi sağlık durumları olan kişilerde SSVD önerilmez. 
      
Allen’e göre vajinal doğumun bebekler ve kadınlar açısından çok faydası vardır. Bebekler açısından avantajı, hazır olduklarında doğmaları ve bebek doğum kanalına doğru yol aldıkça oluşan katekolaminlerin (sinir ve kardiyovasküler sistemi, metabolik değerleri, vücut ısısını ve kasları etkileyen biyo-kimyasallar) yükselmesi sonucu, akciğerlerin daha sağlıklı gelişmesi, anneleri ile daha iyi iletişim kurmaları ve daha sağlıklı emzirme dönemi yaşamalarından dolayı rahim dışında hayata daha hazır olmalarıdır. Anne açısından faydalı tarafları, enfeksiyon riskinin azalması (35% riskli sezaryene göre normal doğumda 2% ile 4% arası), diğer cerrahi risklerde azalma, daha hızlı iyileşme süreleri, post-partum depresyon riskinde azalma ve tıbbi maliyetlerde düşüştür.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye