Vanderbilt-Ingram Cancer Center’daki araştırmacıların yaptığı çok geniş kapsamlı ve gözleme dayanan bir çalışmanın sonucunda, düzenli olarak yeşil çay tüketen kadınların mide, özofagus, kolon ve rektum kanserleri gibi sindirim sistemi kanserlerine yakalanma risklerinin, yeşil çay tüketmeyenlere göre daha az olduğu tespit edildi.
Yeşil çayın kanser oluşumunu önlemedeki etkisini araştırmak için, çalışmayı yürüten araştırmacılar, "Shangai Women’s Health Study” adlı diğer bir çalışmaya katılan 75.000 orta yaş ve üzeri Çinli kadın hastayı gözlemlemişlerdir. Araştırmanın başında katılımcılara çay içip içmedikleri, içiyorlarsa ne tür çay tükettikleri sorulmuştur. Çinli birçok kadın düzenli olarak yeşil çay tükettiklerini söylemiştir.
Araştırmaya katılan gönüllülere hayat tarzlarıyla ilgili başka sorular da sorulmuştur. Örneğin ne kadar egzersiz yaptıkları, alkol ya da sigara tüketip tüketmedikleri, ne tarz besinlerle beslendikleri de araştırılmıştır. Sigara ve alkol gibi zararlılar kanser riskini arttıran potansiyel ajanlar olduğu için bu maddeleri kullanan kadınlar araştırmaya dahil edilmeyerek, araştırma alkol ve sigara tüketmeyen kadınlar üzerinde yapılmıştır. Bu sayede çalışmanın sonuçlarını etkileyerek yanılmalara neden olabilecek risk faktörleri de elenmiştir.
İncelemelerin sonunda çıkan istatistiksel bilgilere göre, 6 ay veya daha uzun bir süre boyunca, haftada en az 3 kez yeşil çay tüketen kadınların, tüm sindirim sistemi kanserlerine yakalanma oranlarının, çay tüketmeyenlere oranla %17 daha az olduğu görülmüştür. Bununla beraber tüketilen yeşil çay miktarının artmasıyla, kanser riskinin de orantılı şekilde azaldığı tespit edilmiştir. Örneğin günde 2-3 bardak yeşil çay içen kadınların kansere yakalanma oranları, diğerlerine kıyasla %21 daha az olarak rapor edilmiştir.
Daha uzun süreler yeşil çay tüketen kadınların ise, yine orantılı şekilde kanser risklerinin azaldığı görülmüştür. 20 yıl boyunca düzenli olarak yeşil çay içen kadınlardaki tüm sindirim sistemi kanserlerine karşı korunma oranı %27 daha fazla olarak bulunmuştur. Özellikle elde edilen bu bilgi, yeşil çay tüketiminin sürekli ve uzun süre devam etmesinin önemine vurgu yapmaktadır.
Çay türleri polifenoller ve kateşinler gibi antioksidanlar içermektedir. Özellikle bu antioksidanlar, yeşil çay ve beyaz çayda, siyah çaya oranla çok daha fazla miktarda bulunmaktadır ve bu nedenle bu çay türleri hastalıklara karşı savunmada daha etkilidirler. Çayda bulunan kateşinler gibi antioksidanların ise DNA’daki hasarı önleyip mutasyon hızını azaltarak tümör gelişimini ve yayılımını önlediği düşünülmektedir.