İç mekanlarda bulunan bitkiler stresi azaltır ve olumsuz ruh halini % 60 oranında düşürebilir. İçinde bitki olmayan ofisler ise stresi ve olumsuzluğu % 40 artırır. Ofiste bulunan tek bir bitki bile ruh halini düzeltmek ve stres seviyesini azaltmak için yeterlidir.
Dar alanlarda geniş bahçeler oluşturabilmek için bir çözümün adı, yeşil duvar veya dikey bahçe olarak bilinir. Babil’in Asma Bahçeleri’ne kadar uzanan bir geçmişi olan konseptin, hidrofonik (toprak olmadan suda bitkileri yaşatma tekniği) içeren modern dizaynı ise 1938’de ilk patenti alan Stanley Hart White tarafından geliştirilmiştir.
Yeşil duvarların iki türü vardır: yeşil cephe ve yaşayan duvar. Yeşil cepheler sarılıcı ve tırmanıcı bitkilerin bir duvarın veya destekleyici yapının üstünde büyütülmesiyle oluşur. Bitkinin yerde kökü bulunur. Yaşayan duvar ise özel paslanmaz çelik kaplar, jeotekstiller (toprakla kullanılan kumaşlar) ve sulama sistemleriyle bitkilerin büyümesini destekleyen yapay bir ortamdır.
Yaşayan duvarların bir çeşidinde toprak, bir raf veya çantada bulunur ve duvara monte edilir. Bu sistemler dışarıdaysa toprağın yılda bir, içerdeyse iki yılda bir yenilenmesi gerekir ve duvarın içine tekrar toprak doldurulur. Sismik aktivitenin olduğu bölgelerde kullanılmamalıdır, sismik yükün altında toprak sıvılaşabilir. Kuvvetli rüzgar ve yağış bu sistemlerin toprağını dağıtabilir. Bu çeşidin bazı uygulamalarında kalkan yapılar kullanılarak toprak duvarın içinde tutulmaktadır.
Yaşayan duvarların bir başka çeşidi minderlerle yapılır. Bu minderler ya Hindistan cevizi lifi ya da keçeden oluşur. Minder ortamı, çok katlı olsa da, oldukça incedir ve olgun bitkilerin köklerini 3 – 5 yıldan fazla destekleyemez. Kökler minderi işgal eder ve su ortamın içinde yeterince dağılamaz. Bu sistemlerin yenilenmesinde, minderler kesilip duvardan çıkarılarak yenisi koyulur. Yenileme süreci komşu bitkilerin köklerini ve yaşamlarını tehdit edebilir. Bu çeşit yaşayan duvarlar iç alanlar ve düşük sismik aktivitesi olan bölgelerde küçük bitkiler için uygundur. Sistemin suyu bol kullandığı hesaba katılıp, bir su devridaim sistemiyle beraber kurulması düşünülmelidir.
"Su devridaim sistemi kullanan hidrofonik dikey bahçe.”
Bir diğer yaşayan duvar uygulaması ise topraklı ve minderli yapıların bazı özelliklerini, özel olarak dizayn edilmiş bloklarda birleştirir. Bu oluşturması daha pahalı ama bakımı daha ucuz bir yöntemdir ve 10 – 15 yıl boyunca bozulmaz. Yüksek sismik aktivitenin olduğu bölgelerde duvara monte etmek için en iyi tercihtir.
Yeşil duvarlar özellikle kentsel alanlarda binaların aşırı ısınmasını engellemek için faydalıdır. Isı yalıtımı sistemleriyle bina duvarlarında biriken ve buradan tekrar yayılabilen radyasyon, yeşil canlı yüzeyler tarafından çözülebilir. Bitkiler terleme (transpirasyon) sayesinde çevreden 4 – 5 dereceden fazla ısınmaz ve bazen daha serin olur.
Suyun yeniden kullanımı için de bu sistemler uygundur. Bitkiler az miktarda kirlenmiş suyu (tuvalet harici ev atık suları gibi) içinde çözünmüş maddeleri emerek saflaştırabilir. Bakteriler organik bileşenleri mineralize ederek bitkilerin kullanımına sunar.
Yaşayan duvarlar şehirler için özellikle uygundur ve dikey alanları güzelleştirir. Yatay olarak yeterli alan yoksa ev ve ofis duvarları bu şekilde iç açıcı, faydalı ve kullanılır hale gelir. Aynı zamanda binaların kişilerde rahatsızlık yaratıcı özellikleri bulunması olarak tanımlanan hasta bina sendromuna karşı yardımcı olacak bir tercihtir.