Yoga mı Pilates mi?

“Yogaya mı başlamalıyım yoksa pilates mi yapmalıyım?” sorusuna cevap niteliğinde...

Yoga mı Pilates mi?

Yoga da pilates de günümüzde hem son derece popüler, hem de birbiriyle benzerliğiyle tanınan metodlar olmasına karşın, aslında temelleri ve felsefeleri birbirinden daha farklıdır. Bu nedenle çoğu kişinin aklına "Yogaya mı başlamalıyım yoksa pilates mi yapmalıyım?” diye bir soru gelmektedir. Yazımızı okuyarak siz de seçiminizi daha kolay hale getirebilirsiniz.

Sürekli kardiyo ve ağırlık çalışmaları tutkunu olarak yaşayıp, hiç esneme egzersizleri yapmayan kişilerin vücutlarındaki güçlü kaslar daha da güçlü hale gelirken, zayıf kaslar ise gelişemez ve vücut giderek esneklik kaybetmeye başlar. Yapılan yoğun sportif faaliyetler bırakıldığındaysa, mevcut kaslar eriyerek yağa dönüşür ve hem kötü bir görünüm, hem de sağlıksız bir durum meydana gelir. 

Pilates ve yoga ise vücudu eğiten ve canlandıran felsefeler olmasına karşın, ikisi de temel bir spor branşı olarak kabul edilmez. Çünkü her iki sistem de sadece vücudu eğitmekten çok daha fazlasını yaparlar. Hem pilates hem de yoga; ağırlık, boks vs.. gibi agresif sporların aksine hem zayıf kasları güçlendirir, hem direnci ve vücudun esnekliğini arttırır, hem bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı korur, hem de bırakıldıktan sonra bile vücudun deforme olmasına neden olmazlar. Bununla beraber bahsedildiği gibi vücudu diri ve sağlıklı tutmak haricinde ekstra yararları da vardır. 

Özellikle yoga bir spor dalı olmaktan çok, bütüncül bir felsefe sistemi olup, kişinin tüm yaşamını derinden etkileyen "en eski kendini geliştirme sistemi” olarak kabul edilir. Hindistan’da doğduğu bilinen ve temelinin "veda”lara dayandığı düşünülen yoganın zaman içerisinde bir çok değişik türü geliştirilmiş (hatha yoga, ashtanga yoga, yin yoga vs..) olup, tüm dünyada en yaygın olarak uygulanan sistem olduğu düşünülmektedir. 

Pilates daha çok fiziksel beden üzerine odaklanırken; yoga hem fiziksel beden, hem ruh, hem de zihin üzerinde kontrol kurarak, bu üç temel ögeyi birbiriyle uyumlu hale getirmeyi amaçlayan karma bir felsefedir. Yogada "asana”lar denilen hareketler haricinde, kişinin belirli ahlaki değerlere uyumu, düzgün beslenmesi, meditasyon yapması, bazı temel davranışları edinmesi de esastır. Sadece yoga hareketlerini başarılı bir şekilde uygulamakla "iyi bir yogi” olmak mümkün değildir.
 
Yoganın faydaları nelerdir diye sorulduğunda, aslında sizi tümüyle yenileyip, enerji seviyenizi ve yaşam enerjinizi yükselttiği için "her şeye faydalı” olduğunu söylersek hiç de abartmış olmayız. Ancak bedenimize sağladığı yararlardan bazılarını saymak gerekirse, stres seviyesini azalttığı, konsantrasyon gücünü arttırdığı, kronik ağrı şiddetini hafiflettiği, doğru nefesi öğreterek vücuttaki oksijen seviyesini arttırdığı, vücuda esneklik ve elastikiyet kazandırdığı, fazla kiloları vermeyi kolaylaştırdığı, dolaşımı düzenlediği, kardiyovasküler hastalıklara karşı koruduğu (kalp krizi, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği vs..) ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinmektedir. Üstelik yapılan bilimsel araştırmalar sayesinde, yoganın bu etkilerinin pek çoğunun doğruluğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Bunun haricinde yaşam enerjisini arttırdığı ve bu sayede mutluluk, hoşnut olma ve hayattan alınan zevk ve doyumu arttırdığı da bilinen bir gerçektir. İç huzuru sağlayan yoga, konsantrasyon yeteneğini ve bilişsel faaliyetleri de belirgin oranda arttırmaktadır. Bu sayede yaptığımız işten daha kısa zamanda daha fazla verim almamız da mümkün olmaktadır. Ruh-zihin-beden birlikteliği, her üç unsurun da birbiriyle uyumlanmasını sağlayarak hepsinin birden gelişimini sağlamaktadır. Çünkü bu unsurlardan birinin geri kalması, diğerlerinin de yeterince gelişememesi anlamına gelmektedir. Bu noktada Atatürk’ün "sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur!” sözüyle neyi ifade ettiğini daha iyi anlamaktayız!

Yukarıda sayılan zihinsel ve bedensel faydaların yanı sıra, yoga ruhani yanımız olan "spiritüel” tarafımızı da geliştirmeye yarar. Bu sayede daha yüksek enerjilerle bağlantıya geçip, çakralarımız açıldığından, daha yüksek bir varoluş boyutuna atlayabiliriz. Ancak bunun için yoganın uzun süreler, disiplinli bir şekilde yapılması ve felsefesinin de aynen takip edilmesi şarttır. 6. hissimiz ve algılarımız açılmaya başlayacağından bir çok şeyi önceden hissedip yaşamımızı bu sayede daha olumlu yönde şekillendirebiliriz. Hatta eski devirlerde üstat olarak kabul edilen "yogi”lerin doğaüstü güçlerinin inanılmaz şekilde geliştiği ve yoga yaparlarken yerden havalandıkları söylentileri oldukça yaygındır.

Pilates ise 20. yüzyılda, Almanya’da Joseph Pilates tarafından geliştirilmiş bir sistemdir. Joseph Pilates kendi metodunu "kontroloji” olarak adlandırmıştır. Bu sistemde varlığın zihinsel ve ruhsal boyutundan çok, fiziksel bedeni üzerine yoğunlaşılır. Ancak bu, pilatesin zihinsel ve ruhsal bütünlüğü sağlamada etkili olmadığı anlamına gelmemektedir. Bu disiplin de yoga gibi zihinsel ve ruhsal gelişime yardımcı olabilmesine rağmen, bu yöndeki etkileri yoga kadar belirgin olmayabilir. 

I. Dünya Savaşı’nda yaralı asker bakım evlerinde hastabakıcı olarak çalışmış olan Joseph Pilates, kendi tekniğini bu bakım evlerindeki yaralı askerlere öğretmiş ve bu askerlerin diğerlerine kıyasla çok daha çabuk iyileştiği ve fiziksel güçlerinin korunduğu görülmüştür. Özellikle İngiltere’de meydana gelen grip salgınında bir çok kişi hastalanırken, hatta hayatını kaybederken, pilates yapanların hastalığa yakalanmadıkları görülünce, pilatese olan ilgi artmış ve popülerite kazanmıştır. Joseph Pilate kendi yöntemiyle ilgili şunları söylemektedir:
"10 seansta farkı hissedecek, 20. Seansta farkı görecek, 30 seans sonra tümüyle yepyeni bir vücuda kavuşacaksıznız!”
 
Pilates ile yogayı fiziksel faydaları açısından kıyasladığımızda ise pilatesin sırt ve karın kaslarına daha çok odaklanarak, bu kasları daha fazla güçlendirdiği, özellikle sırt ve bel ağrılarına karşı daha faydalı sonuçlar elde edildiği söylenmektedir. Örneğin trafik kazası ya da buna benzer travmalardan sonra görülen fizyoterapi seanslarıyla kişinin hareket kapasitesi arttırılabilir ve pilates sayesinde eski gücü ve esnekliği yerine getirilebilir. Bu nedenle fiziksel travmalardan sonra, eklem zedelenmelerinin ardından ya da bağışıklık sistemini güçlendirmek için pilatesin yogaya göre daha etkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca pilatesin de yoga gibi çeşitli versiyonları türetilmiş olup, özellikle "power plate pilates” adlı yöntemin fazla yağları yakıp, kasları güçlendirmede ve kilo kaybını sağlamada en etkili sistemlerden biri olduğu kabul edilmektedir.

Peki ya "pilates mi yoga mı” sorusunu tekrar sorarsak? Bu soruyu bir pilates eğitmenine sorduğunuzda pilatesi tercih etmenizi, bir yoga eğitmenine sorduğunuzda ise yogayı tercih etmenizi size tavsiye edecektir. Fakat yukarıda da bahsedildiği gibi her iki yöntemin de kendine has farklılıkları ve birbiriyle bir çok ortak yönü bulunmaktadır. Bu nedenle en iyisi kendi ihtiyacınıza uygun yönteme kendinizin karar vermesi olacaktır. Eğer karar vermede güçlük çekiyorsanız, en uygunu her iki yöntemi de denemeniz ve bunun sonunda karar vermeniz olacaktır. Bedeniniz ve ruhunuz size her zaman kendi ihtiyacını söyleyecektir. En ideali varlığınızın sesine kulak vererek onu dinlemeniz olacaktır…

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye