Geleneksel Çin Tıbbı - Kökeni

Çin kökekli gelenek ve felsefelere dayanan bütüncül bir tıp sistemidir.

Geleneksel Çin Tıbbı

Geleneksel Çin Tıbbı (GÇT) insanların dengelerini yeniden sağlamak için tasarlanmış olan bir grup müdaheleye dayanır. Klasik Çin tıbbı başlığı altında toplanabilecek terapiler şunlardır:
  • Akupunktur ve moksibüsyon
  • Diyet düzenlemesi
  • Bitkisel ilaçlar
  • Masaj
  • Terapötik egzersiz

Bu tedavi biçimleri, Batı tıbbı tarafından tercih edilen hastalık kavramından farklı olan inançlara dayanır. Batı tıbbı tarafından hastalık olarak tarif edilen şey geleneksel Çin Tıbbında uyumsuzluk ya da dengesizlik meselesi olarak görülür. Çin tıbbının ardındaki felsefe Budizm ve Konfüçyusçu öğretiler ile Taocu dini ve felsefi birleşik görüşlerin bir karışımıdır. Her ne kadar geleneksel Çin tıbbı pratisyenleri arasında çok çeşitli düşünce okulları olsa da, temelini beş Taocu aksiyom oluşturur:
  • İnsanlar da dahil olmak üzere evreni yöneten doğa kanunları vardır.
  • Evrenin doğal düzeni doğal olarak uyumludur ve iyi düzenlenmiştir. İnsanlar evrenin yasalarına göre yaşadıklarında, bu evrenle ve doğal çevreyle de uyumlu yaşarlar.
  • Evren dinamiktir, evrende değişmeyen tek şey değişimdir. Durgunluk, evren yasasının karşıtıdır ve Batı tıbbının hastalık olarak adlandırdığı şeye neden olur.
  • Tüm canlılar birbirine bağlıdır.
  • İnsanlar çevrelerine çok yakından bağlıdır ve çevrelerinin bütün yönleri tarafından etkilenir.
Akupunktur / Moksibüsyon 
Akupunktur muhtemelen Batılıların en iyi bildiği GÇT tedavi biçimidir. Genellikle ağrıları yatıştırmak için kullanılır ancak geleneksel Çin tıbbında daha geniş uygulamaları vardır. Bu, meridyenlerin qi ya da yaşam enerjisi için kanal ya da yol olarak sayıldığı görüşüne dayanır. Hastalıklar meridyenlerin tıkanıklığı olarak görülür; bu yüzden akupunktur kas ve cilt problemleri kadar iç organlarla ilişkili bozuklukların tedavisinde de kullanılabilir. İğnelerin meridyenler üzerinde spesifik noktalara batırılmasının qi tıkanıklığını açtığı düşünülür.  800’den fazla akupunktur noktası tanımlanır ancak yaygın olarak sadece 50 kadar nokta kullanılır. Akupunktur genellikle bir tedavi olarak bitkisel ilaçlarla birlikte kullanılır.

Moksibusyon ise hastanın cildi üstündeki yaşamsal noktalarda moksa denilen bir bitkiden elde edilen tütsünün yakılması uygulamasını ifade eder. Moksa Japonca'dan türeyen bir kelimedir ve "yanan şifalı ot” anlamına gelir. Moksa tütsüsü çoğunlukla Artemisia vulgaris ya da Çin pelininden yapılır ancak başka otlar da kullanılabilir. Moksibusyonun vücuda sıcak ve besleyici qi gönderdiği düşünülür. Burun kanamaları, kas çekilmeleri, kabakulak, artrit ve vajinal kanama da dahil birkaç farklı hastalığın tedavisinde kullanılır.

Diyet Düzenlemesi 
Diyet Çin tıbbında birinci hat tedavisi olarak görülür; diyette yapılan değişiklikler problemi iyileştirmede başarısız olursa ancak o zaman akupunktur ve bitkisel tedaviler kullanılır. Çin tıbbı vücudun içsel uyumunu korumak ve dış çevre ile denge halinde tutmak için yiyecekleri kullanır.

Besinsel tavsiyeler verirken Çinli hekimler, aşırılığı giderecek ya da eksik elementleri sağlayacak gıdaları seçmek için havayı, mevsimi, bölgenin coğrafyasını ve hastanın spesifik dengesizliğini (duygusal çöküntüler dahil) dikkate alır.  Örneğin temel koruyucu diyetsel bakım, yang olan yaz mevsiminde yin gıdalar tüketilmesini önerir. Kış mevsiminde ise aksine, yin hava koşullarına karşı, yang gıdalar yenilmelidir. Hastalık durumunda yin belirti modelleri (yorgunluk, solgun ten, zayıf ses) yang gıdalarla tedavi edilmelidir, yang belirtiler ise (ateşlenen ve kızaran yüz, yüksek ses ve yerinde duramama ve huzursuzluk) yin gıdalarla tedavi edilmelidir.

Çin tıbbı gıdaları egzersiz ve bitkisel preparatlarla birleştirerek kullanır. Dengeli diyetin bir yönü de, dinlenme ve aktivite arasında uygun dengenin sağlanması ve doğru gıdaları yılın doğru zamanına ya da diğer koşullara göre seçmektir. Eğer kişi yeterli egzersiz yapmazsa vücut gıdaları qi’ye ve Yaşam Özü’ne dönüştüremez. Eğer hiperaktif ise, vücut kendi maddesinden çok fazla tüketir. Bitkisel preparatları ise ilaç olarak kullanmaya başlamadan önce Çinliler tonikleri öğünlerin bir parçası olarak kullanmışlardır. Çin mutfağında kullanılan şifalı otlar da yiyeceklere birtakım iyileştirici nitelikler ve lezzet katar. Örneğin, balık yemeğine ateş vermek için sarımsak eklenebilir. 

Çin tıbbında gıda ve ilaç tedavisi birbiriyle yakından ilişkilidir. Klasik bir Çin öğünü farklı tabaklarda sadece lezzeti, aromayı, kıvamı ve renk dengesini değil, aynı zamanda çeşitli bileşenlerle vücut için sağlanan enerjileri de dengelemeye çalışır.

Bitkisel İlaçlar 
Çin bitkisel tedavisi pek çok bakımdan Batılı bitkisel tedaviden farklılık gösterir. Çin uygulamasında, her bir bitkinin kişinin qi enerjisi ve Beş Element’i üzerindeki etkisine bağlı olarak pek çok şifalı ot kullanılabilir.Geleneksel Çin tıbbında bazı yaygın dengesizlik modellerini tedavi etmek için pek çok formül kullanılır. Bu formüller kişilere daha uygun hale getirilmek için değiştirilebilir.
 
2002’de Teksas’ta yapılan bir çalışma geleneksel Çin antiromatizmal bitki özlerinin romatoid artriti olan hastaların eklem ağrısı, şişliği ve sabah sertliği gibi belirtilerini iyileştirerek yardımcı olduğunu göstermiştir. Bitkisel destek alan bu kişiler için, iştahta azalma ve bulantı gibi yan etkiler daha tolere edilebilir olmuştur. Araştırmacılar otların etkinliğini daha fazla test etmek için bilimsel olarak daha kontrollü bir klinik deneme fazına geçmeyi planlamıştır. Başka bir bilimsel çalışma, kadim bir Çin uygulaması olan soya proteinlerinin cilde uygulanmasının yeni faydalarını bildirmiştir. Bilim adamları yaşlılık lekelerini ve ultraviyole ışın hasarını azaltmak, cildi pürüzsüzleştirip nemlendirmek ve bunun gibi pek çok fayda gösteren yeni bir preparat üzerinde çalışmıştır.

Bir geleneksel Çin bitkisel formülü tipik olarak hiyeraşik olarak düzenlenmiş olan dört sınıf bileşen içerir: Bir ana bileşen (esas bileşen, hastanın spesifik hastalığına göre seçilir), bir vekil bileşen (ana bileşenin etkisini pekiştirmek ya da eşlik eden sağlık durumunu iyileştirmek için kullanılır), bir yardımcı bileşen (ilk iki bileşenin yan etkilerini yok etmek için kullanılır) ve bir de elçi bileşen (diğer tüm bileşenleri uyumlu hale getirmek ve onları bedenin iyileştirilecek bölümlerine taşımak için kullanılır).

Masaj 
Geleneksel Çin tıbbında masaj hastanın meridyenlerindeki tıkanıklığı açmak, kan ve qi dolaşımını uyarmak, kas ve eklem sertliğini gevşetmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için önerilir. Kompleks, tanı ihtiyacı olmaksızın belirtileri hafifletmek için kullanılabilir. Çin masajı genellikle sırt gerginliği, kas çekilmesi, tendon iltihabı, siyatik, romatizma, artrit, burkulma ve benzer rahatsızlıklar için kullanılır. Tui na masajında, uygulayıcı hastanın bedenindeki çeşitli qi noktalarını sıkıştırır ve ovar. Hastanın kıyafetlerini çıkarması şart değildir ancak ince pamuklu giyisiler giymesi gerekir. Hasta bir koltuğa oturur ya da bir masaj kanepesine uzanırken uygulayıcı bedenindeki yumuşak dokuları manipüle eder ya da onların üzerine bastırır. Tui na Çincede "itme ve kavrama” anlamına gelir.Bunun gevşetici ve şımartıcı olması gerekmez ancak spor yaralanmaları ile eklem ve kaslarda kronik ağrı için ciddi bir tedavidir. Tui na Çin olimpiyat takımları üyelerini tedavi etmek için kullanılır.

Terapötik Egzersiz 
Terapötik egzersiz ya da qigong önleyici sağlık hizmeti ve terapi ile birleştirilen kadim bir fiziksel antrenmandır. Qigong, qi enerjisini vücudun farklı bölgelerine yönlendirmek için nefes tekniklerine dayanır. Qigong sözcüğünün birebir tercümesi "daha yüksek bir yaşam enerjisi formunun üretilmesi ve maksatlı kontrolü” şeklindedir.Bir başka terapötik egzersiz türü ise kişinin bedeni gevşeten ve ritmik nefesi düzelten hareketlerle ilerlediği t'ai chi’dir. Çinlilerin birçoğu t’ai chi’yi bir koruyucu hekimlik türü olarak uygular.
Tarihsel Arka Plan
Geleneksel Çin tıbbı 2000 yaşından büyüktür. Bügün Çin, Tibet, Vietnam, Kore ve Japonya’yı içine alan Doğu Asya civarında ortaya çıkmıştır. Yazılı ilk Çince tıp eseri Han Hanedanlığı’na (M.Ö. 206 – M.S. 220) tarihlendirilir. Kabile Şamanları ve Çin dağlarında münzeviler olarak yaşamış olan kutsal insanlar M.Ö. 3500 kadar eski tarihlerde "Uzun Yaşam Yolu” denilen yöntemi uygulamıştır. Bu perhiz ortalama yaşam süresini ve zindeliği iyileştirdiği düşünülen şifalı otlara ve diğer bitkilere dayanan bir diyeti, kung-fu egzersizlerini ve özel nefes tekniklerini içerir.

Çin tıbbının Han Hanedanlığı’ndan sonraki büyük çağı, M.S. 608 ila M.S. 906 arasında ülkeyi yönetmiş olan Tang imparatorları dönemidir. Birinci Tang İmparatoru M.S. 629’da Çin’in ilk hekimlik okulunu kurmuştur. Song (M.S. 960–1279) ve Ming (M.S. 1368–1644) hanedanlığı yönetiminde, yeni tıp okulları kuruldu, müfredatı ve yeterlik sınavları standart hale getirildi ve geleneksel bitkisel reçeteler yazılarak ansiklopedilerde bir araya toplandı. Tıbbın Çin’de ve Batı’da gelişimi arasındaki önemli farklardan biri de Batı'da daha çok cerrahi işlemler ve tekniklere ilgi duyulmasıdır. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında, Çin’in Batı’ya açılması Şangay’da ve diğer büyük şehirlerde Batı stili tıp okullarının kurulmasına ve iki tıp geleneği arasında rekabetin gelişmesine yol açtı. 1929’da Batı tıbbı eğitimi almış bir grup Çinli hekim, hükümete geleneksel Çin tıbbını yasaklaması için dilekçe verdi. Bu talebe karşı çıkıldı, 1933'e gelindiğindeyse Milliyetçi hükümet geleneksel tıp sistemini sistematize etmek ve desteklemek için bir Çin Yargıtay baş hakimi atadı. Çağdaş Çin'de, hem geleneksel hem de Batı tıbbı bir arada yan yana uygulanmaktadır.
 
Felsefi Arka Plan - Kozmik ve Doğal Düzen
Taocu düşüncede Tao ya da ilk evrensel ilke, bütün doğa modellerinin altında yatan karşıt prensipler dualitesi üretmiştir. Bu yin ve yang prensipleri, zıt kutuplar oldukları kadar karşılıklı olarak bağımlıdır. Bunlar geleneksel Çin tıbbındaki temel kavramlardır. Yin, soğuk, nemli, loş, pasif, yavaş, ağır ve içe ya da aşağıya doğru hareket eden; yang ise sıcak, kuru, parlak, etkin, hızlı, hafif ve yukarı ya da dışarı yönelen her şeyi temsil eder. Her iki kuvvet de doğa ve insan sıhhatinde eşit derecede gereklidir, ayrıca hiçbir kuvvet bir diğeri olmadan var olamaz. Bu iki ilkenin dinamik etkileşimi mevsim döngüsü, insan yaşam döngüsü ve diğer doğal olgularında kendisini gösterir. Geleneksel Çin tıbbının amaçlarından biri kişinin içindeki yin ve yang'ı ahenkli bir denge içinde tutmaktır.

Taocu öğretmenler Tao’nun yin ve yang’ın yanı sıra, aynı zamanda üçüncü bir kuvvet yani başlangıçta var olan enerji ya da q’yi (ki ya da çi olarak telaffuz edilir) ürettiğine inanmıştır. Yin, yang ve qi arasındaki etkileşim, Beş Element olan su, metal, toprak, ağaç (tahta) ve ateşi meydana getirir. Bu öğelerin hepsi insan vücudunun yapısı ve işleyişine yansır.

İnsan
Geleneksel Çin hekimleri insan vücudunun yapısını diseksiyon (dokuların kesilerek ayrılması) yoluyla öğrenmemiştir çünkü bir bedeni keserek açmanın atalarına saygısızlık olacağına inanırlar. Bunun yerine majör organların konumlarını ve işlevlerini, asırlar süren gözlemleriyle saptama ve daha sonra bu organları yin, yang, qi ve Beş Element ilkeleriyle ilişkilendirme biçiminde bir anlayış geliştirmişlerdir. Bu şekilde ağaç karaciğer (yin) ve safra kesesi (yang); ateş kalp (yin) ve ince bağırsak (yang); toprak dalak(yin) ve mide (yang); metal akciğerler (yin) ve kalın bağırsak (yang); ve su böbrekler (yin) ve mesane (yang) ile ilişkilendirilir. Çinliler aynı zamanda vücudun, kan, ruh, yaşam özü (vücudun qi ve kandan ürettiği büyüme ve gelişme ilkesi), sıvılar (salya, omurga sıvısı, ter, vb. gibi kan dışındaki bütün sıvılar) ve qi’den oluşan Beş Esansiyel Madde içerdiğine de inanmışlardır.

Geleneksel Çin tıbbının eşsiz bir özelliği de meridyen sistemidir. Çinli hekimler vücudun meridyenler denilen ve çeşitli organları birbirine bağlayan ve dengeleyen bir enerji yolu ağı ile düzenlendiğine inanır. Meridyenlerin dört fonksiyonu vardır: iç organları vücudun dışıyla ve kişiyi çevresi ve evren ile bağlar; vücuttaki organlardaki yin ve yang prensipleri ile Beş Madde’yi uyumlu hale getirir, qi’yi vücuda dağıtır; vücudu hava durumu ile ilgili (rüzgar, yaz sıcağı, rutubet, kuruluk, soğuk ve ateş) dış dengesizliklere karşı korur.
  • Kimileri bazı kronik hastalıkları Batı tıbbından daha etkin biçimde iyileştirdiğine inanmaktadır.
  • Holistiktir; kişinin bütün yönleri hesaba katılır.
  • Belirtilerin tezahürü kadar hastalığın kökenindeki nedeni de tedavi eder. Çinli pratisyenler bi hastalığın kökü (ben) ile onun dallarını (biao) birbirinden ayırır. Kök hastanın qi dengesizliğinin ana modelidir, dallar ise açık belirtilerdir.
  • Geleneksel Çin tıbbı çoğunlukla yan etkilere neden olan eczacılıkla ilgili ürünlere güvenmez.
  • Belirli hastalıklar ya da bozuklukları tedavi etmesinin yanı sıra kişinin genel sıhhatini de iyileştirir.
  • Genellikle standart alopatik tedavilerden daha az masraflıdır.
  • İçe dönük bir sistem değildir ve Batı tıbbıyla birlikte kullanılabilir.
  • Batılı tedavi usüllerinin yan etkilerini iyileştirmek için kullanılabilir.
Geleneksel Çin tıbbında tedavi için yapılan hazırlıklar, Batılı bir hekimi ilk kez ziyaret için yapılan hazırlıklara benzer. Hastadan tam ve detaylı sağlık geçmişini anlatması istenir. Pratisyen ağrı ve gerginliği değerlendirmek için hastanın akupunktur meridyenlerine dokunabilir. Hastanın fark edeceği en önemli fark, Çin tıbbında dile ve nabza çok daha fazla dikkat gösterildiğidir. Çinli pratisyen hastanın dilinin biçimini, rengini ve dil pasının dokusunu değerlendirir. Nabız alırken Çinli terapist, önce hafif ve daha sonra ağır basınç ile, her iki bilekte toplamda on iki nabız olmak üzere her bilek üzerinde üç basınç noktası hisseder. Her nabızın, 12 hayati organın birinin durumuna işaret ettiği düşünülür.
Geleneksel Çin tıbbı yöntemleri ile tedavi için önemli veya kronik sağlık problemleri hakkında gereken detaylı bilgiyi pratisyene vermek dışında gerekli hiçbir özel önlem yoktur.

Geleneksel Çin tıbbının yan etkileri genellikle önemsizdir. Şifalı bitkilerle tedavide hastaya doğru formül verildiyse ve hasta bunu reçete edildiği biçimde alıyorsa hiçbir yan etki olmaması gerekir. Bazı kişiler Tui na masajının ardından, ertesi gün hafif ağrı veya sertlik hissedebilirler, ancak ağrı uzun sürmez ve genellikle tekrarlanan tedavilerle düzelir. Akupunktur veya yetkili bir öğretmenin rehberliğinde yapılan terapötik egzersiz sebebiyle yan etkiler çok nadir görülür. Ancak bitkisel preparatları kullanım, preparatlarda bulunan toksinler ya da olası yan etkiler ve diğer ilaçlarla etkileşimler konusunda dikkatli olunmalıdır. Hastalar vasıflı pratisyenlere danışmalıdır.
Günümüzde, Batıda geleneksel Çin tıbbına karşı canlanan bir ilgi vardır. Geleneksel Çin pratisyenleri tarafından kullanılan 700 bitkisel ilaçtan 100’den fazlası Batı bilimi standartları tarafından test edilmiş ve etkili bulunmuştur. Ulusal Sağlık Enstitüsü Alternatif Tıp Ofisi ve Gıda ve İlaç Birliği (FDA) de dahil ABD’de pek çok devlet kurumu halen Çin bitkisel ilaçlarını, akupunkturu ve Tui na masajını araştırmaktadır. Ancak genel olarak Çin tıbbı üzerine Batılı çalışmalar geleneksel tedavilerin etkilerine ve bu etkilerin nedenlerine odaklanmaktadır; bu nedenle geleneksel Çin tıbbını Batılı kesin fiziksel ölçümler ve bilimsel hipotezler çatısı içine uydurmaya çalışılmaktadır.

Geleneksel Çin tıbbının Batı’da kullanımı giderek daha fazla yaygınlaştığından, pek çok alopatik hekimin de uygulamanın karışıklıklarını anlaması ve bitkisel ilaçların karşıt etkileriyle başa çıkma yöntemlerini bilmesi gerekmiştir. 2002’de bitkisel ilaçlar hakkında İngilizce ve Çince bilgileri paylaşmak amacıyla, Çin bitkisel ilaç toksikolojisi veri tabanı geliştirmek için bir proje yürütülmüştür. Projenin amacı Çin ilaçları ile ilgili zehirlenmeler ya da karşıt etkileri daha iyi kontrol altına alabilmeleri için Batı hastanelerindeki doktorlara yardım etmekti.

Eğitim ve Sertifikasyon
Gelenksel Çin tıbbı pratisyenleri ya akupunktur uzmanı ya da bitki uzmanı veya her ikisi birden olabilir. Şu an, ABD’de Doğu Tıbbı Doktora derecesi veren resmi olarak tanınmış bir okul yoktur çünkü böyle bir derece için gerekli standartlar henüz belirlenmemiştir. 2000’lerin başı itibariyle, ABD’de 50 eyaletin yarısından fazlasında lisans tescil dairesi vardır. Bitki uzmanları için bağımsız bir lisans yoktur. Kaliforniya (1982’den bu yana) akupunktur pratisyenlerinin hem akupunktur hem de bitkisel ilaçlar üzerine lisans sınavlarına girmelerini gerekli gören tek eyalettir.

Ayrıca, akupunktur için sertifika veren, Ulusal Akupunktur ve Doğu Tıbbı Sertifika Komisyonu (National Commission for the Certification of Acupuncture and Oriental Medicine, NCCAOM) isimli ulusal bir kuruluş da vardır. Birkaç eyalette lisans vermede bu sertifika temel sayılır. NCCAOM şu anda bitkisel ilaçlar konusunda lisans yerine geçmeyen ancak uygulamanın temeli olarak bazı eyaletlerde kullanılmaya başlanan bir sertifika da vermektedir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye