Davranış Terapisi - Nedir

İstenmeyen davranışların, öğrenilen daha uygun davranışlarla değiştirilmesini amaçlayan terapidir.

Davranış Terapisi

Davranış terapisi ya da davranış değiştirme terapisi, belirli, gözlenebilir, uyumsuz, kötü ya da kendine karşı yıkıcı davranışların yeni ve daha uygun davranışlar öğrenerek değiştirilebileceği önermesine dayanan psikolojik bir tekniktir. Davranışlar gibi duygusal problemlerin de çevreye karşı öğrenilen tepkiler olduğu ve değiştirilebileceği varsayımına dayanır. Psikodinamik terapilerden farklı olarak, davranış terapisi, uyumsuz davranışın sebebi olabilecek bilinçsiz motivasyonları açığa çıkarmaya ya da idrak etmeye odaklanmaz. Bir başka deyişle, davranış terapistleri, hastalarının neden bu şekilde davrandıklarını bulmaya çalışmazlar, onlara sadece bu davranışlarını değiştirmeyi öğretirler.

Tedavinin ilk seanslarında genellikle hastaya davranış terapisinin temel ilkeleri anlatılır ve terapist ile hasta arasında olumlu bir çalışma ilişkisi kurulmaya çalışılır. Davranış terapisi, işbirliğine dayalı, eylem odaklı bir terapidir ve buna bağlı olarak, tedavi sürecinde hastalara aktif bir rol verilerek onların güçlenmesi sağlanır. Bu, diğer tedavi ilişkilerinde olabileceği gibi hastanın terapiste aşırı bağımlı olmasını engeller. Tedavi, genellikle, hastanede yatmadan, grup ya da bireysel terapi şeklinde yapılır. Bu tedavi, diğer psikoterapi türlerine göre daha kısa sürer, genellikle 16 haftayı ya da seansı aşmaz. Davranış terapisinde, hastaların, davranışlarını değiştirmeye yardımcı olmak için kullanılan birkaç farklı teknik vardır: 
  • Davranışsal Ev Ödevleri: Terapist çoğunlukla, hastanın, ev ödevlerini terapi seansları arasında bitirmesini ister. Bu ödevler, hastaların, terapi seanslarında tartışılan durumlara yeni tepkiler vermeye çalışmalarını teşvik eden, gerçek hayatla ilgili davranışsal deneylerden oluşabilir.
  • Olumsallık Sözleşmesi: Terapist, hasta ile beraber, hastadan istenen davranışlarla ilgili yazılı ya da sözlü bir anlaşma yapar. Bu anlaşmada, uygun davranışlarla ilgili bazı olumlu pekiştiriciler (ödüller) ve uygun olmayan davranışlarla ilgili olumsuz pekiştirmeler (cezalar) yer alabilir.
  • Model Alma: Bu teknikte, hasta gözlem yoluyla yeni bir davranış öğrenir.
  • Prova Edilmiş Davranış: Terapist ve hastanın rol yaptığı çalışmalardır. Burada terapist uygun davranışları canlandırır ya da ortaya çıkan durumlara tepki verir.
  • Beceri Eğitimi Teknikleri: Hasta sosyal durumlar, ebeveynlik ya da diğer ilgili yaşam becerilerini öğrenmek için bir eğitimden geçer.
  • Koşullanma: Terapist, belli bir davranışı teşvik etmek için pekiştirme kullanır. Örneğin, hiperaktivitesi olan bir çocuk, görevlerine konsantre olduğu ve belli günlük işleri tamamladığı zaman bir altın yıldız alabilir. Bu altın yıldız, istenen davranışı, olumlu bir şeyle özdeşleştirerek bu davranışın pekişmesini ve artmasını sağlar. Pekiştirme ayrıca olumsuz sonuçları etkileyerek istenmeyen davranışların ortadan kalkması için kullanılabilir (buna ceza ve tepki de denilir).
  • Sistematik Duyarsızlaştırma: Hastalar, kademeli olarak, korktukları bir durumla karşı karşıya getirilir (rol yapma sırasında ya da gerçek hayatta). Terapist, hastanın, korku tepkisiyle başa çıkmasına ve sonunda anksiyeteyi tamamen ortadan kaldırmasına yardımcı olmak için gevşeme tekniklerini uygular. Örneğin, agorafobi (açık alanlardan ya da halka açık yerlerden korkma) için tedavi gören bir hasta gevşeyecek ve evinin dışındaki bir kaldırımda olduğunu zihninde canlandıracaktır. Hasta, bir sonraki seansta kendini gevşetebilir ve kalabalık bir alışveriş merkezinde olduğunu hayal edebilir. Bu imgelemeler gittikçe yoğun hale gelir ve sonunda terapist ve hasta, gerçek hayatta bir alışveriş merkezine giderek anksiyeteye neden olan durumu yaşar. Hasta, istenen bir tepkiyi (gevşeme) korkuya sebep olan bir durumla (açık alanlar, halka açık yerler) tekrar tekrar eşleştirerek, eski korku tepkisine karşı yavaş yavaş duyarsızlaşır ve gevşeme duygularıyla tepki vermeyi öğrenir.
  • Taşırma Tekniği: Bu, sistematik duyarsızlaştırmanın hızlandırılmış bir türüdür. Bu teknikte hasta, korku tepkisini ortadan kaldırma çabasıyla, anksiyete yaratan durumla direkt olarak karşı karşıya bırakılır (zihinsel canlandırma yoluyla ya da gerçek hayatta).
  • İlerlemeli Gevşeme: Adından da belli olduğu gibi, ilerlemeli gevşeme, vücudun kas gruplarının ve hatta nefesin tamamen gevşemesini içerir. Bu, davranış terapistleri tarafından, hem anksiyete ve stresi ortadan kaldırmak için bir gevşeme egzersizi olarak hem de hastayı sistematik duyarsızlaştırmaya hazırlama yöntemi olarak kullanılır. İlerlemeli gevşeme, vücudun kaslarını (her seferde bir kas grubu) önce kasıp sonra gevşeterek yapılır. Terapist, hastanın bu tekniği evde uygulaması için eğitici bir gevşeme kaseti kullanmasını önerebilir.
Bilişsel Davranış Terapisi
Bilişsel davranış terapisi, davranışsal değişiklik yönteminin özelliklerini, geleneksel bilişsel yeniden yapılandırma yöntemine dahil edebilir. Bilişsel davranış terapisinde, terapist, sıkıntıya neden olan düşünceleri tanımlamak için hastayla birlikte çalışır ve sonuçta oluşan davranışı değiştirmek için davranış terapisi tekniklerini kullanır. Hastaların bazı yerleşik temel inançları ("kalıpları”) olabilir. Bu düşünceler hatalıdır ve bunların, hastanın davranışı ve fonksiyonları üstünde olumsuz bir etkisi vardır. Örneğin, depresyonda olan bir hastada sosyal fobi gelişebilir çünkü kendisinin sıradan ve sevimsiz biri olduğuna ikna olmuştur. Bilişsel davranış terapisti, hastadan, onu seven ve onunla birlikte olmaktan hoşlanan aile bireylerinin ve arkadaşların adlarını söylemesini isteyerek bu varsayımı ya da "kalıbı” test edecektir. Terapist, hastaya, diğer insanların ona değer verdiklerini göstererek onun varsayımının mantıksızlığını ortaya çıkarır. Terapist, ayrıca, hastanın eski davranış şeklini değiştirmesi için ona yeni bir düşünce modeli sunar (örneğin: "Ben ilgi çekici ve sempatik biriyim, bu yüzden yeni sosyal ilişkiler kurmakta herhangi bir problemim olmamalı"). Koşullama (istenen davranışı teşvik etmek için olumlu ve olumsuz pekiştirmelerin kullanılması) ve sistematik duyarsızlaştırma (korku tepkisini ortadan kaldırmak için anksiyete yaratan durumlarla yavaş yavaş karşı karşıya bırakılma) gibi diğer davranışsal teknikler, daha sonra, hastayı sosyal durumlara yavaş yavaş yeniden adapte etmek için kullanılabilir.

Bilişsel davranış terapisiyle birlikte kullanılabilecek diğer tedavi teknikleri şunlardır:
  • Bilişsel ProvaHasta, güç bir durumu hayalinde canlandırır. Terapist ise hastanın bu durumla karşılaşması ve bunun başarıyla üstesinden gelmesi sürecinde ona adım adım rehberlik eder. Hasta daha sonra bu adımları zihinsel olarak uygulamaya çalışır. İdeal olarak, gerçek hayatta kaçınılan bu durum ortaya çıktığında hasta bununla baş etmek için daha önceden çalıştığı davranışı uygulayacaktır.
  • Günlük Terapisi: Hastalardan, belli durumlarla karşılaştıklarında düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini yazacakları detaylı bir günlük tutmaları istenir. Bu günlük, hastaların, uygunsuz düşüncelerinin farkına varmalarına ve bu düşüncelerin davranış üzerindeki sonuçlarını göstermeye yardımcı olur. Terapinin daha sonraki safhalarında, bu günlükler olumlu davranışı göstermeye ve pekiştirmeye yarayabilir.
  • Doğruluğu Sınama: Hastalardan, karşılaştıkları otomatik düşüncelerin ve "kalıpların” doğruluğunu test etmeleri istenir. Terapist, hastadan, bir "kalıbın” doğru olduğuna dair bir kanıt üretmesini isteyebilir. Eğer hasta bu zorlu görevi yerine getiremezse, bu kalıbın hatalı olduğu ortaya çıkar.
Biofeedback
Biyolojik geri bildirim, davranış terapisiyle ilgili olan ve hasta tarafından yönlendirilen bir tedavidir. Biyolojik geri bildirim, gevşeme, zihinde canlandırma ve diğer teknikler aracılığıyla, bireye kas gerginliğini, ağrıyı, vücut ısısını, beyin dalgalarını ve diğer bedensel işlevleri ve süreçleri kontrol etmeyi öğretir. Bazı durumlarda, tedavi sırasında doğru biyolojik geri bildirim tepkisini veren hastaları ödüllendirmek için olumlu pekiştirmeler kullanılır. Biyolojik geri bildirim terimi, hastanın sinyalleri kontrol etme tekniklerini geliştirmesi için hastaya bildirilen biyolojik işaretlerle ilgilidir. 
Ödül ve ceza sistemleri, çocukların yetiştirilmesinden kriminal yargı sistemine kadar birçok durumda, davranışları etkilemek amacıyla tarih boyunca kullanılmıştır. Modern davranış terapisi 1950’lerde B.F. Skinner ve Joseph Wolpe’un çalışmasıyla başlamıştır. Wolpe, fobileri olan hastalarını kendi geliştirdiği sistematik duyarsızlaştırma adı verilen bir teknikle tedavi etmiştir. Sistematik duyarsızlaştırmada, kaygı tepkisi ortadan kalkana kadar, hasta, kademeli olarak kaygıyı tetikleyici bir uyarıcıyla karşı karşıya bırakılır. Skinner, edimsel koşullandırma adını verdiği bir davranış tekniği uygulamıştır. Edimsel koşullanma, bireyin, davranışının geçmişteki sonuçlarına dayanarak o davranışta bulunacağı düşüncesine dayanır. Eğer bir davranış geçmişte olumlu pekiştirme ya da ödülle ilişkilendirilmişse, birey geçmişte cezayla ilişkilendirilen davranış yerine bu davranışı seçecektir. 1970’lerde davranış terapisi, bir tedavi yöntemi olarak geniş çapta bir popülerlik kazanmıştır. Son 20 yıl içinde, davranış terapistleri, artan bir şekilde, hastalarının bilişsel süreçlerine odaklanmışlardır ve birçok terapist, hastalarının sağlıksız davranışlarını, olumsuz ya da kendi kendini engelleyen düşünce kalıplarının yerine daha olumlu düşünceler getirerek değiştirmek için bilişsel davranış terapisini kullanmaya başlamışlardır.

Davranış terapisi, madde kullanımı, saldırgan davranışlar, öfke kontrolü, yeme bozuklukları, fobiler ve anksiyete bozuklukları gibi uyumsuz davranışları kapsayan çok çeşitli zihinsel hastalıklar ve zihinsel hastalık belirtileri için faydalı bir tedavi aracı olabilir. Bu terapi türü, ayrıca, idrar kaçırma ve uykusuzluk gibi organik bozuklukları, bu bozukluklara sebep olabilecek davranışları değiştirerek tedavi etmek için kullanılır. Bilişsel davranış terapisi, davranış terapisinin bir dalı olup hatalı düşünce biçimlerini değiştirerek uyumsuz davranışları değiştirmeye odaklanmıştır. Bilişsel davranış terapisi, duygu durum bozuklukları, kişilik bozuklukları, sosyal fobi, şizofreni, obsesif kompalsif bozukluk (OKB), agorafobi, travma sonrası stres bozukluğu, Alzheimer hastalığı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi birçok zihinsel bozukluk için tavsiye edilen bir tedavi seçeneğidir. Bilişsel davranış terapisi ayrıca çoğu zaman romatizmal eklem iltihabı, sırt problemleri ve kanser gibi hastalıkları olan kişilerde kronik ağrıyla başa çıkılması için bir araç olarak kullanılır. Davranış terapisi teknikleri bazen ilaç tedavisi gibi diğer psikolojik müdahalelerle birleştirilebilir. Tedavi, her hastanın kendi durumuna ve davranış problemiyle ilgili belirtilerin şiddetine bağlıdır.
Hastalar, kendileri bir terapi arayışında bulunabilir ya da bir aile hekimi, psikolog, psikiyatrist ya da bir başka sağlık uzmanı tarafından tedaviye sevk edilebilirler. Hasta ve terapist, tedaviyle ilgili belli hedeflere ulaşmak için birlikte çalıştıklarından, çalışma ilişkilerinin rahat olması ve her ikisinin de tedavi hedeflerinin uyumlu olması önemlidir. Tedaviye başlamadan önce, hasta ve terapistin bir danışma seansında bir araya gelmesi gerekir. Bu seans, terapistin, hasta hakkında ilk değerlendirmeyi yapmasına (istenmeyen belli bir davranışa yol açan ve bu davranış sonrasında ortaya çıkan özel durumların detaylı bir davranışsal analizi) ve hastaya bir tedavi seyri ve terapi hedefleri tavsiye etmesine fırsat verir. Bu, ayrıca, hastanın, terapistin tedaviye yaklaşımı, mesleki yeterliliği ve diğer ilgili konular hakkında önemli detayları görmesi için de bir fırsat verir. Bazı klinik ortamlarda, hasta tedaviye başlamadan önce bir başlangıç görüşmesi ya da değerlendirmesi yapılması gerekir. Başlangıç görüşmesi, hastayı değerlendirmek ve ona bir terapist seçmek amacıyla yapılır. Bu görüşme bir psikiyatri hemşiresi, rehber ya da sosyal hizmet uzmanı tarafından gerçekleştirilebilir.
Davranış terapisi bazı hastalar için uygun olmayabilir. Çözmek istedikleri belli bir davranışsal problemi olmayan kişiler ve terapi amaçları geçmiş hakkında bir izlenim edinmek olan kişiler için psikodinamik terapi daha iyi olabilir. Ayrıca hastaların, tedavi sürecinde çok aktif bir katılımda bulunmaya istekli olmaları gerekir.

Davranış terapisi, fonksiyon düzeylerine bağlı olarak, bilişsel bozukluğu olan bireyler için de uygun olmayabilir (örneğin, organik beyin rahatsızlığı ya da travmatik beyin hasarı olan kişiler). Davranış terapisi kısa olduğu için, bazı hastalarda nüksetme rapor edilmiştir. Ancak kontrol seansları çoğunlukla hastaların tekrar iyileşmesini sağlayabilir.
Çeşitli zihinsel sağlık problemlerini tedavi etmek için davranış değiştirme tekniklerinin kullanımı, tıp literatüründe kapsamlı bir şekilde anlatılmış ve araştırılmıştır. Davranış terapisinin bazı zihinsel hastalıklar için başlangıç tedavisi olarak düşünülmesi gerekip gerekmediği ve ilaç tedavisi gibi diğer tedavilerin tamamlayıcı tedavisi olarak hangi derecede kullanılması gerektiği konusunda zihin sağlığı uzmanları arasında bazı tartışmalar vardır. Ancak, genel görüş, davranış terapisi tekniklerinin, hastaların istenmeyen davranışları değiştirmeleri için güçlü bir tedavi aracı olabileceği yönündedir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye