Alzheimer hastaları detaylı bir tıbbi geçmiş bilgisi verdikten sonra Alzheimer belirtileri yaratabilen çevresel ve beslenmeyle ilgili duyarlılıklar için de muayene edilmelidir. Gıda duyarlılığı bir eliminasyon diyeti ile belirlenir. Dr. Gary Oberg’e göre, belirli gıdalardan uzak durulduğunda belirtiler kayboluyorsa ve diyete tekrar dahil edildiğinde belirtiler tekrar ortaya çıkıyorsa kişi bu gıdaya duyarlıdır ve ondan uzak durmalıdır. Dr. Oberg, toksik maddeler diyetten çıkarıldığında belirtilerin de sıklıkla ortadan kalktığını belirtmektedir.
Dr. Oberg, çevresel duyarlılığın tanısında, özel bir maddenin hasta için ne kadar toksik olduğunu belirlemek için maksimum tolere edilebilen intradermal doz testi adı verilen bir teknik kullanmaktadır. Hasta vücudun (ciltte kabarıklık gibi) bir yanıt oluşturamayacağı kadar yüksek dozda madde enjeksiyonu ile o maddeye karşı desensitize edilebilir.
Çevresel tıp alanında bir çığır açan, Tennessee, Jackson’dan M.D. William G. Crook’a göre; gastrointestinal kanalda Candida albicans mayasının aşırı çoğalması gıda alerjilerine, besinlerin kötü emilimine katkıda bulunabilir ve depresyon, hiperaktivite, asabiyet ve "zihin bulanıklığı” da dahil olmak üzere çeşitli sağlık ve davranış sorunlarıyla ilişkili olabilir. Alzheimer ve serebral disfonksiyon semptomları da dahil olmak üzere Candida ile ilişkili sağlık problemlerine sahip hastalar için geliştirdiği tedavi oldukça basittir. Gerçekleştirilen detaylı fiziksel muayene sonrası ve yaşlarını da dikkate alarak hastalara eliminasyon diyeti uygulamıştır. Antibiyotik, yüksek şekerli beslenme ya da doğum kontrol hapı geçmişi olan hastalar bağırsakta aşırı gelişen maya için tedavi edilmiştir. Candida kontrol altında alındıktan sonra, Dr. Cook normal bağırsak florasını restore etmek için nötrofil lökositi (gıda takviyesi olarak ya da yoğurttan) içeren şekerden arındırılmış bir beslenme programı takip etmelerini tavsiye eder.
Amerikan Koleji Tıptaki İlerlemeler kurucu ortağı, Arizona, Payson’dan M.D., Garry F. Gordon; şelasyon tedavisinin beyne kan akışını geliştirerek Alzheimer benzeri bunamaya sahip hastaların hafızasına faydalı olabileceğini bildirmektedir. Şelasyon tedavisi; vücuttan alüminyum, cıva ve diğer ağır metalleri uzaklaştırmak suretiyle düzgün dolaşım sağlamak için damar içine uygulanan (EDTA, etilendiamintetraasetit gibi) şelat oluşturucuları kullanır. Dr. Gordon EDTA şelasyon tedavisi kullanarak serebrovasküler dolaşımda artış sağlandığını gösteren çeşitli çalışmalara dikkat çekmektedir.
Amerikan Şelasyon Tedavisi Kurulu kurucu ortağı M.D. Ph.D. merhum Charles Farr serebral arterlerin aterosklerozu ya da vücuttaki toksinlerden kaynaklanan yaşlılık bunaması vakalarında şelasyon tedavisini başarılı bir şekilde uygulamıştır. "Bir hasta işlevlerini iyi şekilde yerine getiremediğinde, konsantrasyon ve hatırlama konusunda sorunlar yaşadığında; bunun bir dolaşım problemi mi, toksisite mi yoksa Alzheimer benzeri bir durum mu olup olmadığını ölçecek doğrudan bir yol yoktur.”
Dr. Farr yaşlılık bunaması durumu için, damar içi hidrojen peroksitle yer değiştirerek dolaşım sistemini daha hızlı şekilde uyaracak 10-15 şelasyon tedavisi önermiştir. Eğer hastanın aterosklerozu varsa ya da çevresel toksinlerden muzdarip ise 10-15 tedavi ile eski haline dönmesi beklenmektedir. Eğer dönmezse Dr. Farr Alzheimer olduğunu düşünmektedir.