Illinois Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar sonucu anne sütündeki oligosakkaritlerin (HMO), kısa zincirli yağ asitleri üretimini tetiklediği, bu kısa zincirli yağ asitlerinin ise yenidoğanın bağırsağında bulunan faydalı bakteri florasını beslediği görülmüştür.
HMO, anne sütünde bulunan ve anne sütündeki protein konsantrasyonundan bile daha yüksek konsantrasyonda olan, bugüne kadar tüm görevleri tam olarak anlaşılamamış bir bileşendir. Bununla beraber anne sütünde bulunan bu bileşen, ticari olarak satılan bebek beslenme formüllerinin içeriğinde bulunmamaktadır ve araştırmacılar HMO’nun eksikliğinin ne gibi sonuçlara neden olabileceğini araştırmaktadırlar.
HMO, anne sütündeki lif olarak tabir edilmekle beraber, bu şekilde adlandırılmasının nedeni bağırsakta bulunan enzimlerin HMO’yu yıkıma uğratamamasıdır. Bu nedenle HMO kalın bağırsağa geçmekte ve buradaki bakteriler tarafından parçalanmaktadır.
Beslenme ve sağlık bölümünde profesör olan Sharon Donovan, HMO’nun yeni doğanların bağırsak florasında nasıl etki ettiğini merak ettiklerini, çünkü anne sütüyle beslenen yenidoğanlar ile hazır gıda ile beslenen yenidoğanların bağırsak floralarındaki bakterilerin birbirinden farklı olduğunu söylemektedir.
Profesör Donovan, bağırsaklardaki faydalı bakteri florasının, yenidoğanın sağlığı için hem kısa dönemde hem de uzun dönemde etkili olduğunu söyleyerek, kısa dönemdeki faydasının bağırsaktaki zararlı bakterin istilasını önlemek, uzun dönemdeki faydasının ise bağışıklık sistemini güçlendirmek olduğunu belirtiyor. Dr. Donovan, bu bakteri florasının, gıda alerjileri ve astım gibi kronik rahatsızlıklara karşı da koruyucu rol oynadığını ekliyor.
Profesör Donovan’ın öncülüğünde yapılan çalışmada bebeklerini emziren annelerden alınan sütlerden HMO izole edilmiştir. Daha sonra ticari bebek mamasıyla beslenen yavru domuzların gıdalarının içeriğine HMO eklenerek zamanla bağırsak florasının nasıl değiştiği izlenmiştir. Araştırmanın sonucunda HMO’nun bağırsakta kısa zincirli yağ asitlerinin oluşumunu arttırdığı ve bağırsak çeperindeki faydalı bakterilerin ise bu kısa zincirli yağ asitleriyle beslenerek sayılarının çoğaldığı görülmüştür. Bu sayede ise zararlı bakterilerin üremesi önlenebilmiştir.
Günümüzde birçok firma HMO’yu sentezleyebilmektedir. İlerideki dönemlerde ise HMO, yenidoğan beslenmesinde kullanılan formülasyonlara katılarak yenidoğanlar için daha sağlıklı bir beslenme desteği elde edilebileceği düşünülmektedir.