Mevcut durumda, sağlık kurumları Alzheimer’ın tek bir nedeninin bulunması girişimleri için her yıl milyonlarca dolar harcamaktadırlar. Yaşlılık bunamasının diğer formları bazen Alzheimer’ın belirtilerine benzediğinden, alternatif hekimler Alzheimer tanısına ulaşmadan önce bunamanın diğer olası nedenlerinin elimine edilmesinin önemini vurgulamaktadırlar. Dr. Hoffer "Otomatik olarak Alzheimer tanısı koymak gerçekten bir tehlike olabilir” demektedir. Herhangi bir toksik reaksiyon türü, hatta alkolizm, bunama semptomlarını doğurabilir.”
Washington, Kenmore, Bastyr Üniversitesinin kurucusu ve emekli başkanı N.D. Joseph Pizzorno, yaşlılık bunamasına neden olabilen tedavi edilebilir iki durumun sıklıkla Alzheimer ile karıştırıldığını açıklamaktadır: Pernisyöz anemi (al yuvarlarda progresif azalma, kas zayıflığı ve gastrointestinal ve nöral bozukluklarla dikkat çeken bir kan hastalığı) ve serebrovasküler yetersizlik (Daralmış arterler nedeniyle beyne giden kan akımı yoksunluğu). Alzheimer gibi görünen yaşlılık bunamasının olası nedenleri arasında çoklu inmeler, Parkinson hastalığı (normalde nörotransmitter dopamin üreten hücrelerin ölmesi ve bunun sonucunda kaslarda kontrol kaybına neden olan bir hastalık), Huntington hastalığı (progresif bunama ve hızlı, sarsak hareketlerle karakterize edilen kalıtsal bir merkezi sinir sistemi hastalığı), tiroid bozuklukları, beyin tümörleri ve kafa yaralanmaları bulunmaktadır. Yaşlılık bunamasının diğer nedenleri ise ilaç reaksiyonları, çevresel toksinler ve ağır metaller, beslenme bozuklukları, alerjiler, kandidiyaz, depresyon, alkolizm ve menenjit, sifilis ve AIDS gibi belirli enfeksiyonları kapsamaktadır.
Alzheimer araştırmaları hastalığa katkıda bulunabilecek çeşitli faktörleri su yüzüne çıkarmaya başlamıştır. Olası diğer faktörler genetik, düzensiz kan akışı, beslenme bozuklukları, çevresel etkiler ve hormon düzensizliklerini kapsamaktadır.
Genetik Yatkınlıklar
Araştırmacılar Alzheimer hastalığı için olası bir genetik yatkınlık keşfetmişlerdir. Muhtemelen tek neden olmamakla birlikte, genetik önemli sayıda vakada tetikleyici olabilir. Bilim adamları genetik bir mutasyonun beyinde plak oluşumuna neden olacak, amiloid proteinleri ya da bunların prekursorlerinin anormal oranda üretimine neden olduğunu düşünmektedir. Ayrıca Alzheimer ve Down sendromu arasında da spesifik bir ilişki açığa çıkarılmıştır. Down sendromundan muzdarip olan bireyler sıklıkla otuzlu kırklı yaşlarında bunama ya da Alzheimer benzeri hafıza problemleri göstermektedirler. Yaşlı down sendromlu hastaların beyinlerinde yapılan postmortem incelemeler (otopsi) sinir plakları ve sinir lifi yumakları gibi Alzheimer hastalığının karekteristik anomalilerinin birçoğunu ortaya koymuştur.
Beyne Düzensiz Kan Akışı
Beyne giden kan akışını azaltan kalp hastalıkları ile Alzheimer hastalığının başlangıcı arasında bir ilişki olabilir. Dr. Khalsa’ya göre, Alzheimer hastalarının %77’si kardiyovasküler hastalıklara sahiptir. Koroner kalp hastalığı çeken 65 yaş ve üstü kişilerin %85’inden daha fazlası da Alzheimer hastalığına benzer şekilde beyinde doku plakları göstermektedirler. Kesin olarak doğrulanmamasına rağmen, Dr. Khalsa’ya göre, bu Alzheimer benzeri plakların koroner arter cerrahisi sonrasında temizlendiğini görmek de ilginçtir ve nedensel bir ilişki olasılığını düşündürmektedir.
Beslenme Bozuklukları
Folik asit, niyasin (B3 vitamini), tiyamin (B1 vitamini), B6, B12, C, D ve E vitaminleri, magnezyum, selenium, çinko ve triptofanı da kapsayan bazı vitamin, mineral ve aminoasitlerin seviyelerindeki azalma tereddütlü de olsa Alzheimer hastalığı ile ilişkilendirilmiştir.
Beyin fonksiyonları kimyasal haberci moleküllerin (nörotransmitterler) iletimi aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu nörotransmitterlerin vücudun uzak bölgelerinde geniş kapsamlı etkileri olabilir. Etkin impuls iletimi; uygun pH (asit-baz dengesi), çeşitli besinler (vitaminler, mineraller, aminoasitler), hormonlar ve nörotransmitterlere bağlıdır. Eğer herhangi bir besin yokluğu ya da dengesiz oranda varlığı söz konusu ise, beyin fonksiyonları olumsuz yönde etkilenecek ve kişi yaygın olarak bunama ile ilişkili çeşitli belirtiler gösterecektir.
Örneğin, asetilkolin vücutta en bol miktarda bulunan nörotransmitterdir. Vücudun asetilkolin sentezi; motor yetenekler ve hafızadaki rolü nedeniyle hayati önem arz etmektedir; düşük seviyeler konsantrasyon eksikliği ve unutkanlığa katkıda bulunabilir. Vücudun yeterli miktarda asetilkolin üretebilmesi için, C, B1, B5 ve B6 vitaminleri, çinko ve kalsiyum gibi bazı besin kofaktörlerine ek olarak yeterli miktarda kolin (deniz ürünleri, baklagiller ve lesitinde bulunur) de gerekmektedir.