Latince adı Silybum marianum olan deve dikeni, 2000 yıldan daha uzun bir süreden beri tüm dünya çapında prostat, karaciğer, safra kesesi ve karaciğer hastalıklarından koruyucu ve arındırıcı özellikleri nedeniyle kullanılan bir bitkidir.
Deve Dikenindeki Aktif Bileşenler
Deve dikenindeki aktif bileşen "silimarin”dir. Silimarin ise 6 farklı flavonolignandan oluşmaktadır ki bu alt bileşenlerden özellikle ikisi olan "silibin A” ve "silibin B” insanlar için çok etkilidir(silibin, silibinin olarak da bilinir).
Yüksek miktarda "silimarin” alan kişilerin kan değerleri incelendiğinde, bu kişilerde "silibin A” ve "silibin B” adlı flavonolignanların da yüksek değerde olduğu tespit edilmiştir.
Vücut "Silibin”i Nasıl Kullanır?
Silibin, karaciğerde detoksifikasyon yapan ve kimyasalları etkisizleştiren "faz 2 enzimleri”nin etkisini arttırarak faydasını göstermektedir. Örneğin karaciğerin faz 2 enzimlerinden bir tanesi "glutatyon”dur. Glutatyon, karaciğer tarafından doğal yollarla sentez edilen bir "süper anti-oksidan”dır. Vücuttaki toksinlere bağlanarak bu toksinlerin hücre zarından geçip hücreye girmesine engel olur ve toksinleri etkisizleştirerek vücuttan atılmasını kolaylaştırır. Yukarıda anlatılan mekanizma sayesinde deve dikeninde bulunan silibin maddesi antioksidan, pozitif metabolik ve toksin kaynaklı doku hasarlarını önleyici etki göstermektedir.
Toksik Maddelere Karşı Koruyucu Özellik Gösteriyor
Yapılan bilimsel araştırmalar sonucu deve dikeninin, karaciğere zarar veren toksin kaynaklı hasarları önlemede ve iyileştirmede etkili olduğu görülmüştür. Özellikle viral hepatit, mantar zehirlenmesi, alkol zehirlenmesi, hidrojen sülfit zehirlenmesi ya da diğer karaciğer hastalıklarının karaciğere verdiği zararı onarmak için en etkili bitkilerden biri olduğu gözlemlenmiştir.
Yapılan diğer bir bilimsel araştırmada ise deve dikeninin, yukarıda bahsedilen hastalıkların haricinde ciddi hastalıklar için kullanılan ağır ilaçların karaciğere zarar vermesi sonucu hissedilen halsizlik ve bitkinlik durumlarına karşı da etkili olduğu da görülmüştür. Bu nedenle özellikle karaciğer toksisitesi gibi yan etkileri olan ilaçları kullanan kişilerin, deve dikeni takviyesi kullanmaları sayesinde olumlu sonuçlar alabilecekleri ve karaciğer sağlıklarını koruyabilecekleri düşünülmektedir.
"Deve Dikeni”, "Silmarin” ve "Silibin”in Diğer Kullanım Alanları
Araştırmacılar bu bitkinin karaciğeri arındırma, yenileme ve fonksiyonunu iyileştirme üzerindeki etkilerini gördükten sonra, deve dikeni bitkisine daha fazla odaklanmışlar ve başka hangi tür hastalıklara iyi gelebileceğini de araştırmaya başlamışlardır.Yapılan bir çalışma sonucunda deve dikeninin etkin maddesi olan "silmarin”in, "talasemi” olarak bilinen genetik hastalıkta da işe yarayabileceğini görmüşlerdir.
Talasemi, Akdeniz ateşi olarak da bilinen ve tipik kansızlık semptomlarının ağır seyrettiği bir hastalıktır. Bu nedenle talasemi hastaları yoğun şekilde demir içerikli ilaçlar veya takviyeler kullanmak durumundadır. Fakat aşırı miktarda ve sürekli alınan demir içerikli ilaçların, karaciğerde demir birikimine neden olarak, karaciğeri yorabileceği bilinmektedir.. Bu sebeple "silmarin”in bu hastalar üzerindeki etkisi araştırılmıştır.
Yapılan klinik araştırmada silmarin kullanan talasemi hastalarının karaciğer fonksiyonlarının diğer hastalara göre daha sağlıklı olduğu ve karaciğerdeki demir birikiminin daha az olduğu gözlenmiştir.
Yapılan diğer bir klinik araştırmada ise "silimarin”in tip2 diyabet hastaları üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bunun için belli sayıda tip 2 diyabet hastası iki gruba ayrılarak bir gruba 4 ay boyunca günde 3 kez 200 mg silimarin verilmiştir. Diğer gruba ise plasebo verilmiştir. 4 aylık dönem sonucunda hastalardan alınan kan tahlilleri, silimarin kullanan gruptaki diyabet hastalarının açlık kan şekeri seviyelerinin, hemoglobin A1c değerlerinin, toplam kolesterol miktarlarının, LDL kolesterol miktarlarının (kötü kolesterol) ve trigliserid miktarlarının (kan yağları), diğer gruba kıyasla belirgin oranda düşmüş olduğu görülmüştür.Yukarıda bahsedilenler haricinde, piyasada doğal bitki ekstreleri kullanılarak üretilmiş ve hazımsızlığa karşı etkinliği kanıtlanmış bazı gıda takviyelerinin içeriğinde de deve dikeni bitkisi kullanılmaktadır.
Deve Dikeni Halk Arasında Hangi Amaçlar İçin Kullanılıyor?
Yapılan klinik araştırmalar ve laboratuar deneyleri sonucunda karaciğeri arındırdığı ve toksinleri temizlediği kanıtlanmış olan bu bitkinin bahsedilen faydalı özelliklerinden yararlanmak üzere 2000 yıl öncesinden de kullanılıyor olması şaşkınlık verici değil mi? Yerli bilgeler, şifacılar ve herbalistler tarafından kullanımı önerilen deve dikeninin şifalı etkileri kullananlar tarafından açıkça hissedildiği için yüzyıllardır bu kadar popüler olduğu düşünülmektedir.
Peki deve dikeni halk arasında hangi durumlar ya da hastalıklar için kullanılıyor?
- Karaciğer yorgunluğunu gidermek ve karaciğer detoksu amacıyla,
- Karaciğeri diğer ilaçların toksik etkilerinden korumak için,
- Mantar ya da kimyasal ajanlar tarafından zehirlenmeler meydana geldiğinde,
- Sarılığın iyileşmesine yardımcı olmak için,
- Kronik enflamatuar karaciğer hastalığında,
- Hepatik sirozda,
- Kronik hepatit tedavisinde,
- İştah kaybı ve hazımsızlık tedavisinde,
- Bazı safrakesesi ve dalak hastalıklarında,
- Aşırı alkol tüketimi sonucu akşamdan kalma durumunun giderilmesinde,
- Tip 2 diyabet şikayetlerini azaltmak ve hastalığı kontrol altına almak için,
- Prostat kanserinden korunmak ve tedavisine yardımcı olması amacıyla,
- Akciğer zarı iltihabının tedavisine destek olarak,
- Depresyon tedavisinde destek amaçlı,
- Uterusla ve adet döngüsüyle ilgili bazı problemler için,
- Emziren kadınlarda sütü arttırmak için halk arasında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Deve Dikeni Gıda Takviyesi
Modern tıp, deve dikeninin faydalarını yeni yeni gün yüzüne çıkarıyor olmasına karşın, daha önceden de bahsedildiği gibi bu bitki 2000 yıldan uzun bir süredir karaciğeri temizlemek ve sağlığı korumak için etkin biçimde kullanılmaktadır.
Günlük yaşantımızda maruz kaldığımız hava ve su kirliliği, zararlı kimyasallar, kullandığımız ilaçlar, yediğimiz gıdalarla vücudumuza aldığımız tarım ve hayvancılıkta kullanılan ilaçlar, gıda katkı maddeleri, toksinler, tatlandırıcılar, kullandığımız bakım ürünleri ile cildimizden emilen kimyasallar, alkol ve sigara tüketimi ve daha akla gelmeyen pek çok toksinin karaciğer tarafından etkisizleştirilerek vücuttan uzaklaştırıldığını düşünürsek, detoksa en çok ihtiyaç duyan organlarımızdan birinin karaciğerimiz olduğunu anlayabiliriz.
Yukarıda sayılan sebeplerle karaciğerimizi korumak ve yukarıda sayılan işlevleri yerine getirebilmesi için karaciğerimizi destekleyecek besinler ve gıda takviyeleri tüketip, arada bir de karaciğer detoksu yapmamız gerekiyor.
Eski bilgeler der ki: "Cildinizin sağlığı, karaciğerinizin sağlığıdır!”. Bu oldukça doğru bir sözdür. Çünkü bazı tür akneler, cilt lekeleri ve cilt solgunluğu da başta olacak şekilde çoğu cilt hastalığı, karaciğer rahatsızlıklarına bağlıdır. Örneğin karaciğeri etkileyen bir hastalık olan sarılık hastalığına yakalandığımızda, bunun ilk belirtisi cilt renginin sararmasıdır… Kısacası genel sağlığımız haricinde kusursuz bir cildin ilk şartı da sağlıklı karaciğerdir.
Peki karaciğerimizi korumak, arındırmak ve işlevlerini düzenli yerine getirmesi için "deve dikeni” bitkisinden nasıl yararlanabiliriz?
Aslında bu bitkiyi çay olarak tüketmektense, bitkisel deve dikeni ekstreleri ya da deve dikeninden elde edilen "silimarin” veya "silibin” adlı etkin maddeleri içeren gıda takviyelerini kullanmanız daha yararlı olacaktır. Çünkü deve dikenindeki etkin maddeler olarak bahsedilen silimarin ve silibin maddeleri, tam olarak suda çözünmediklerinden, çayın içeriğine geçemezler. Fakat deve dikeni çayı da sağlığınız üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır.