Evcil dostlarımızın sağlığı tabii ki bizler için çok önemli olmasına karşın, nedense onların her türlü hastalığa karşı oldukça dayanıklı olduklarını, kendilerini kolayca iyileştirebildiklerini, her koşula kolayca uyum sağlayabileceklerini düşünürüz. Oysa kedi ve köpekler gibi evcil hayvanlarda görülen hastalık oranları sandığımızın aksine çok daha yüksek! Sokaktaki kedi ve köpeklerin bir çoğunun tedavi edilemeyen hastalıklardan dolayı yaşamlarını kaybettiğini biliyor muydunuz? Bu nedenle eğer bir kedi sahibiyseniz, kedinizde en sık hangi rahatsızlıkların görülebileceğiyle ve tedavisi için ne yapılması gerektiğiyle ilgili kısa bir liste hazırladık.
Kedilerde en sık görülen sağlık problemi "sistit” adlı idrar yolu enfeksiyonudur. Tedavi edilmediği takdirde ise böbreklere yayılarak hayati tehdit oluşturur. Amerika’da bulunan "Veterinary Pet Insurance” adlı ev hayvanları için sağlık sigortası yapan şirketin verilerine göre, yılda yaklaşık 4000 vaka gelmektedir ve her veteriner ziyaretinin bedeli ortalama 251$’ı bulmaktadır. Tedavisi en güç ve en masraflı kedi hastalığının ise kedilerde görülen bir kanser türü olan lenfoma olduğunu söyleyerek, bu rahatsızlık için her veteriner muayenesinin ise yaklaşık 415$’ı bulduğu ve testlerle beraber bu rakamın çok daha üstüne çıkıldığı belirtiliyor.
İşte kedilerde en sık görülen hastalıkların, görülme sıklığı bakımından sıralı listesi:
- Kedi sistiti (FLUTD)
- Periodontiti (diş ve diş eti hastalıkları)
- Hipertiroidizm (tiroid bezinin aşırı hormon salgılaması)
- Kronik renal hastalıklar (kronikleşmiş böbrek hastalıkları)
- Gastropati (bir çeşit mide hastalığı)
- Diabetes mellitus (şeker hastalığı)
- Enteropati (bağırsak hastalığı)
- Çeşitli idrar yolları hastalıkları
- Lenfosarkom ya da lenfoma (bir çeşit kanser)
- Üst solunum yolları enfeksiyonları
En Sık Rastlanan 3 Hastalık ve Tedavi Yöntemleri:
Eğer kediniz bu hastalığa yakalanmışsa, yapmanız gereken ilk şey kedinizi kuru mamayla beslemekten vazgeçmektir. Kediler doğal ortamda yaşarken gıdalarla beraber tükettikleri su miktarı yaklaşık %70 olmasına karşın, kuru mama sadece %5 oranında su içermektedir.
Kediler susuzluğa dayanıklı hayvanlardır ve sıklıkla susuzluk hissetmezler. Bu nedenle yedikleri mamadan su ihtiyaçlarını karşılamalıdırlar. Eğer siz de kedinizi sürekli kuru mamayla besliyorsanız ve çok fazla su tüketmiyorsa, muhtemelen bu nedenle idrar yolları enfeksiyonuna yakalanmış olabilir.
FLUTD tedavisi esnasında yapmanız gerekenler:
- Kedinizi sulu mamalarla besleyiniz
- Öğün araları kısa olacak şekilde, az miktarda mama veriniz
- Özellikle patates ya da tahıllı ürünler gibi enflamatuar özellikleri olan gıdaları kedinize vermeyiniz
- Eğer kediniz su tüketmiyorsa, öğün olarak tavuk suyu ya da et suyu gibi sulu gıdalar verdiğinizde, bunları reddetmeyecek ve severek tüketecektir. Bu sayede yeterli suyu tüketmiş olacaktır.
- Kedinizin tuvaletini yaptığı kumu sık sık değiştiriniz
- Veterinerinizin reçete ettiği ilaçları mutlaka aksatmadan kullanınız.
Ne yazık ki kedilerin yaklaşık %70’inden fazlası 3 yaşından sonra diş ve dişeti rahatsızlıklarına yakalanmaktadırlar.Periodontit diş eti ve dişleri tutan kemiğin iltihaplanması olarak tanımlanabilir. Tedavi edilmediğinde tüm çeneye yayılarak zamanla diş kayıplarına neden olur. Ancak bu rahatsızlık sadece diş kaybıyla sonuçlanmayıp mevcut iltihap kalp, akciğerler ve böbrekler gibi organların sağlığını da olumsuz etkileyerek, bu organlarda da hastalığa yol açabilecektir.
Kedinizdeki diş hastalıklarını önlemek için yapmanız gereken 3 şey:
- Kedinizi sağlıklı ve yüksek kaliteli gıdalarla besleyiniz
- Yılda bir diş kontrolünü aksatmayınız
- Eğer yapabiliyorsanız kedinizin dişlerini fırçalayınız.
Hipertiroidizm, kedilerde 8 yaşından sonra en sık görülen hastalıktır. Bu rahatsızlık genellikle tiroid bezinde oluşan iyi huylu bir tümör ve bunun sonucu aşırı tiroid hormonu üretimi nedeniyle meydana gelir. Ancak iyi huylu tümörler bazen kötücül nitelik kazanarak kanserleşebilirler.Kedilerdeki hipertiroidizm belirtilerinden başlıcaları: iştah artması, yüksek tansiyon, sık sık kusma, vücut ısısının yükselmesi, kalp ve solunum hızının artması ve hipereaktivite. Bu rahatsızlığın tedavisi için mutlaka bir veterinere danışmalı ve verdiği ilaçları düzenli kullanmalısınız. Eğer hastalık ilerlemişse tiroit bezinin alınması da gerekebilir.