Kolit tedavisinin amacı belirtilerin kontrol altına alınmasıdır. Bu hastalık iyileştirilemez. Tedavi kişiye özeldir ve hastalığın şiddetine göre değişecektir. Fakat genellikle geleneksel farmasötikler gereklidir. Bununla birlikte aşağıda listelenen tamamlayıcı tedaviler geleneksel tedavilerle birlikte kullanıldığında belirtilerin azaltılmasına ve hayat kalitesinin artırılmasına yardımcı olur. Herhangi bir tedaviye başlamadan önce hasta tamamlayıcı tedaviler hakkında doktoruyla görüşmelidir.
Diyet
Bazı gıdaların kolit olan kişilerde belirtileri kötüleştirmesi daha olasıdır. Kişilerin kendilerinde problem yaratan gıdaları tespit etmesi ve bunlardan uzak durmayı öğrenmesi gereklidir:
- Özellikle sık sık sulu dışkılama görülen kişilerde önemli bir sorun olan dehidrasyonu önlemek için günde 8–10 bardak su ya da berrak sıvılar tüketilmelidir.
- Yüksek lifli gıdalardan kaçınılmalıdır. Eğer belirtiler kontrol altındaysa, yüksek lifli gıdalar azar azar, yavaş yavaş diyete yeniden eklenebilir.
- Süt ürünlerinin belirtileri kötüleştirip kötüleştirmediği takip edilmelidir; pek çok kişi süt ve peynirin belirtilerini kötüleştirdiğini bildirmiştir.
- Sindirim sistemini uyaracağından dolayı kahveden kaçınılmalıdır.
- Alkol almaktan kaçınılmalıdır.
- Az yağlı bir diyetle beslenilmelidir.
- Daha küçük ve sık öğünler tüketilmelidir.
Bitkiler
Bazı bitkisel tedavilerin kişilerde belirtileri azalttığı görülmüştür. Bunlar:
- Karnıyarık otu, hem alternatif hem de konvensiyonel hekimler tarafından önerilir. Karnıyarık otu sıvı emilimini sağlar ve dışkıya hacim verir.
- Akgünlük bitkisinin (Boswellia sacra) iltihap önleyici özelliği olduğu düşünülmektedir. Küçük bir çalışmada, sulfasalazin (farmasötik bir ilaç) ile birlikte alındığında, remisyon dönemine (belirtilerin yatışması) giren hastaların sayısında artış görülmüştür.
- Aloe (Aloe vera) suyu ya da oral jelinin remisyonu desteklediği düşünülmektedir.
- Zerdeçalın (Curcuma longa) faydalı ve iltihap önleyici özellikleri olduğu düşünülmektedir.
Takviyeler
Orta ila şiddetli belirtileri olan kişilerin çoğunda, takviyelerle ya da multivitaminlerle düzeltilmesi gereken vitamin ve mineral eksiklikleri görülebilir. Ayrıca alternatif tedavi uygulayıcıları, küçük çalışmalarda karışık sonuçlar vermiş olan çok çeşitli takviyeler tavsiye edebilir. Bunlardan bazıları şunlardır:
Probiyotikler: Normalde bağırsaklarda bulunan yararlı bakterileri artıran, genellikle bakteri olan yararlı canlı organizmalardır. Bazı çalışmalar Escherichia kolinin hastalığa neden olmayan bir türünün, ülseratif kolit olan bazı hastaların remisyon döneminde kalmasına yardımcı olacağını göstermiştir. Probiyotikler ve onların sindirim hastalıkları üzerindeki etkisi aktif olarak araştırılmaktadır. ABD’de kolitli kişiler için probiyotikler üzerine FDA onaylı pek çok klinik çalışma yürütülmektedir.
Balık yağı: Bazı çalışmalar balık yağı takviyesinin kilo alımını artırdığını ve iltihap önleyici ilaçlara olan ihtiyacı azalttığını göstermişken, bazıları ise balık yağının ülseratif kolit hastalarında etkisiz olduğunu bulmuştur.
Folik asit (B-9 Vitamin): Sulfasalazin folik asit emilimini azaltır, bu nedenle bu ilacı alan kişilerin folik asit takviyesi alması gerekebilir. Buna karşın folik asit takviyesi B-12 vitamini eksikliğinin tespitini güçleştirir, bu nedenle folik asit alan kişilerin B-12 vitamini alması gerekebilir.
Dehidroepiandrosteron (DHEA): DHEA hormonu vücutta küçük miktarlarda üretilir. Yüksek dozlarda takviye olarak alınması halinde kolitte düzelme görülmüştür; ancak istenmeyen yan etkilerin görülme olasılığı yüksektir.
Demir: Dışkılarında çok fazla kan olan kişilerde demir eksikliği gelişme riski yüksektir.
Stresin Azaltılması
Her ne kadar kolite neden olmasa da, stres genellikle belirtileri kötüleştirir, bu nedenle gündelik yaşama stres azaltma teknikleri dahil edilmelidir:
Egzersiz: Hafif ila orta seviyeli egzersiz bağırsak fonksiyonunu stabilize etmeye ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Yoga: Bedenin gevşemesine ve gerilimin azalmasına yardımcı olabilir.
Meditasyon: Zihni ve bedeni sakinleştirir.
Biofeedback eğitimi: Kişinin bedeni üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasına yardımcı olur ve kişilerin bilinçli olarak gevşemesine olanak verir.
Destek grupları: Kişilerin, karşılıklı olarak birbirini anlayabildiği bir ortamda tedavilerine dair ipuçlarını ve yaşadıkları hayal kırıklıklarını birbirleriyle paylaşmalarına olanak verir.