Dünyada natüropati üzerine yapılan tıbbi araştırmalar son on yılda çarpıcı biçimde artmıştır. Natüropatik araştırmalar genellikle vaka geçmişini, hekimlerin klinik gözlemlerinin özetlerini ve tıbbi kayıtları kullanır. Natüropati uzmanları tarafından yapılan bazı araştırmalar da günümüzün bilimsel altın esasını karşılamaktadır; bunlar çift kör ve plasebo kontrollü yürütülen çalışmalardır. Natüropatik araştırmalar genellikle Almanya, Fransa, İngiltere, Hindistan ve Çin’de yapılmaktadır.Ancak tıp hekimlerinin bazıları natüropatiye hala şüpheli yaklaşmaktadır. Doğal besin mağazalarında, natüropatik belgeleri olmayan çalışanların sağlıkla ilişkili tavsiyeler vermesi ya da natüropatik enjeksiyonlardan kaynaklanan nadir enfeksiyon vakaları gibi sorunlar bu alternatif tedavinin ismine zarar vermeye devam etmektedir.
Tekil Tedavi Araştırmaları
Natüropati üzerine araştırmalar, bütün natüropati yerine natüropati uzmanlarınca kullanılan tekil tedavilere odaklanmaya eğilimlidir. 1998’de böyle tekil tedavi araştırmalarının kapsamlı olarak gözden geçirilmesi sonucu, natüropatik tedavi yöntemlerinin osteoartrit, astım ve orta kulak enfeksiyonu da dahil 15 farklı sağlık durumu için etkin olduğu bulunmuştur.
1996 yılında hasarlı kalp kasları olan 8,341 erkeğin katıldığı bir araştırma, bir B vitamini olan niasin takviyesinin 15 yıl içinde ölümlülük oranı riskinde %11 azalma ile ilişkili olduğunu açığa çıkarmıştır. 1996’da yapılan bir araştırma ise kılıç otu, mayasıl otu ve koyun kıran olarak da bilinen sarı kantaronun (Hypericum perforatum veya St.John’s wort) depresyonu yatıştırmada reçeteli antidepresanlar kadar etkin olduğunu ve daha az yan etkiye neden olduğunu göstermiştir.
Kadın Sağlığı
Natüropatik araştırmalar, bu tedavilerin kadın sağlığı sorunları alanındaki faydalarını da ispat etmiştir. Natüropatinin kapsadığı bütünlük vurgusu, hekim ile hasta arasındaki nispi eşitlik geleneği, eklektisizm felsefesi ve sağlıklı yöntemleri seçme özgürlüğü nedeniyle natüropatiyi erkeklere göre daha sıklıkla kadınlar tercih etmektedir.
1993’teki klasik bir araştırmada, servikal displazisi ya da anormal Pap smear sonuçları olan kadınlar, natüropati uzmanları tarafından topikal bitki uygulamaları ve besin takviyeleri ile tedavi edilmiştir. Bu ilaçlar arasında ananastan elden edilen bir enzim olan Bromelain, kan otu, kadife çiçeği, çinko klorür ve ekinezya, A vitamini ve E vitamini gibi bitkisel ya da besinsel bileşenlerden elde edilen fitiller vardı. Bu araştırmaya katılan 43 kadından 38’inin tedavi sonrası Pap smear ve doku biyopsisi sonuçları normal çıktı. Bu araştırma bu protokollerin, servikal displazi için kriyocerrahi gibi daha geleneksel tedaviler alan hastaların sağlığı için faydalı olabileceği sonucuna varmıştır.
Daha yakın zamandaki diğer bir araştırmada ise, ateş basmaları ve vajinal kuruluğu hafifletmede soya gibi besleyici gıdaların faydaları belgelenmiştir. Natüropati uzmanları tarafından, menopoz esnasında kadın sağlığını iyileştirmek için verilen besinsel takviyelerinin de etkinliği kanıtlanmıştır; menopozla ilgili belirtilerin tedavisinde natüropatinin genel olarak geleneksel tıp kadar etkin olduğu görülmüştür. Araştırma E vitamini takviyelerinin menopoz sonrası dönemdeki kadınların %50’sine vajinal doku incelmesi konusunda yardımcı olduğunu da göstermiştir. Çalışmalar bioflavonoidler ile C vitamini ve pirinç kepeği yağından elde edilen bir madde olan gamma-orizanolün de ateş basmalarını hafifletebildiğini göstermiştir.
Kimyasal laboratuvarlardan elde edilenlerden ziyade doğal kaynaklardan elde edilen cilt bakım ve güzellik ürünlerini tercihteki artış ile natüropati giderek daha fazla ciddiye alınmaktadır. Bu ürünler genellikle cilde daha faydalıdır ve döküntülere ya da alerjik reaksiyonlara neden olma ihtimalleri daha azdır.