Çin tıbbına göre beden, evrenin küçük bir parçasıdır ve evrensel yasalar ile denge ve uyum ilkelerine tabidir. Çin tıbbı Batı tıbbı gibi zihin ve beden arasında keskin bir ayrım yapmaz. Çin sistemi duyguların ve ruhsal durumun hastalıklar üzerinde fiziksel mekanizmalar kadar etkili olduğuna inanır ve çalışma hayatı, çevre, hayat tarzı ve ilişkiler gibi unsurları hastanın sağlığının genel resminin temelleri olarak görür.
Çin tıbbı, vücut ve sağlığı yorumlamak için farklı sembol ve görüşler de kullanır. Batı tıbbı sağlığı genellikle kimyasal reaksiyonlardan oluşan ölçülebilir fiziksel süreçler aracılığıyla tanımlar, oysa Çin tıbbı sağlığı ve bedeni tarif etmek için yin ve yang, chi, organ sistemi ve beş element gibi görüşler kullanır. Akupunkturun ardındaki görüşü anlamak için, bu temel terimlerin bazılarını açıklamakta fayda vardır.
Yin ve Yang: Çin felsefesine göre evren ve beden iki farklı, ancak tamamlayıcı prensip olan yin ve yang ile tarif edilebilir. Örneğin, ısı bakımından, yin soğuk, yang ise sıcaktır. Cinsiyet bakımından yin dişil, yang ise erildir. Eylemlilik bakımından, yin pasif, yang ise aktiftir. Işık bakımından, yin karanlık, yang ise parlaktır. Yön bakımından yin içeri ve aşağıya doğru, yang ise dışarı ve yukarı doğru yönelir. Hiçbir şey bütünüyle yin ya da yang değil, bu ikisinin bir birleşimidir. Bu iki ilke her zaman etkileşim halindedir, birbirlerine karşı koyar ve birbirlerini etkilerler. Çin tıbbının amacı yin ve yangı ortadan kaldırmak değil, bu ikisinin dengeye kavuşmasını ve bir arada uyum içinde var olmalarını sağlamaktır. Örneğin, eğer kişinin yüksek kan basıncı şikayeti varsa, Çin sistemi kalp organında çok fazla yang enerjisi olduğunu söyleyecek ve vücuttaki diğer belirtilere ve organlara bağlı olarak, kalpteki yangı azaltıp yini artırmak için yöntemler önerecektir. Akupunktur terapileri bu şekilde vücudun belirli bir alanındaki yin veya yangı artırmaya ya da azaltmaya çalışır.
Chi: Çin tıbbındaki bir diğer temel görüş chi’dir (qi). Chi evrendeki temel hayat enerjisidir. Görünmezdir ve havada, suda, yiyeceklerde ve Güneş'te bulunur. Bedende de bulunan, yaşamı yaratan ve hayat veren görünmez yaşam gücüdür. Kalıtsal olarak alınan bir miktar chi ile doğulur, aynı zamanda chi, yenilen yiyecekler ve solunan hava ile elde edilir. Kişideki chi seviyesi ve niteliği fiziksel, zihinsel ve duygusal denge durumuna da bağlıdır. Chi, meridyen denilen kanallar boyunca vücutta dolaşır.
Organ Sistemi: Çin sisteminde on iki temel organ vardır, bunlar; akciğer, kalın bağırsak, dalak, kalp, ince bağırsak, mesane, böbrek, karaciğer, safra kesesi, perikard (kalp dış zarı) ve bütün üst gövdeye karşılık gelen "üçlü ısıtıcıdır". Her organın kendisiyle ilişkili chi enerjisi vardır ve her organ zihinsel düzeyde belirli duygularla etkileşim halindedir. On iki organ olduğu gibi on iki ana kanal ya da meridyen boyunca vücutta dolaşan on iki tür chi vardır. Çin hekimleri belirtiler ile organları ilişkilendirir. Yani, belirtiler bir ya da birkaç organdaki yin/yang dengesizliğinden veya bir organdan diğerine sağlıksız chi akışından kaynaklanır. Her organın kendini gösterebilecek farklı bir belirti profili vardır.
Beş Element: Çin teorisinin bir diğer temel görüşü ise, dünya ve vücudun beş ana elementten oluştuğu inancıdır. Bunlar; ağaç, ateş, toprak, metal ve sudur. Bu elementler birbirleri ile etkileşim halindedir ve her bir element ya başka bir elementi üretir ya da kontrol eder. Örneğin su ateşi kontrol eder ve toprak metali üretir. Her organ bu beş elementten biri ile ilişkilidir. Çin sistemi element ve organları hastalıkları izah etmek ve tedavi etmek için kullanmıştır. Mesela, böbrek suyla, kalp ise ateş ile ilişkilidir ve bu iki organ arasındaki ilişki su ve ateşin arasındaki ilişki gibidir. Eğer böbrek zayıflarsa, kalpte bununla ilişkili olarak ateş problemi açığa çıkabilir yani kalp sistemini soğutmak ve/veya böbrekteki enerjiyi artırmak amacıyla akupunktur ya da şifalı bitkilerle tedavi uygulanabilir. Çinliler organlar ve elementler ile fiziksel ve zihinsel belirtiler arasındaki ilişkiyi anlatan karışık bir sistem oluşturmuştur, yukarıdaki ise bu sistemden sadece basit bir örnektir. Her ne kadar Batılı bilim adamları için bu sistem kuşku uyandırıcı olsa da, bazı ilginç paralellikler gözlenmiştir. Örneğin Batı tıbbı genellikle ciddi kalp hastalıklarının böbrek yetmezliğinin ardından oluştuğunu gözlemlemiştir, ancak bunun nedeni hala kesin olarak bilinmemektedir. Çin tıbbında bu iki organ arasındaki bağ uzun zaman önce kurulmuştur.