Anal inkontinans, dışkının tutulamayarak kaçırılmasıyla ilgili bir hastalık olup, 18 milyondan fazla Amerikalıyı rahatsız etmektedir. FDA tarafından yeni onaylanmış bir yöntem olan "InterStim Terapi” basit bir invazif yöntem olup, sakral sinire düşük voltajlı elektrik akımı yollanarak bağırsak kaslarının istenilen şekilde uyarılmasını sağlamaktadır. Bu yöntem, anal inkontinans tedavisinde kullanılan ilk uzun dönem etkili yöntem olup kasların fonksiyonlarını iyileştirmek üzere tasarlanmıştır.
Kolon cerrahı olan Anne-Marie Boller konuyla ilgili şunları söylemektedir: "Bağırsak kontrol problemi ve istemsiz dışkılama, kişinin psikolojisini oldukça olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Çünkü hastalar dışkı kaçırmaktan korktukları ve utandıkları için sosyal aktivitelere katılmamakta, sosyal yaşamdan kendilerini geri çekmekte ve bu nedenle yalnız bir hayat sürmeyi tercih etmektedirler. Fakat bu yeni tedavi yöntemi hastaların bağırsak kontrolünü sağlamakta ve bu sayede hastalar utanmadan sosyal yaşama katılabilmektedirler.”
Yapılan son araştırmalar, InterStim Terapinin, hastaların %80’inde anal inkontinansı tamamen ortadan kaldırdığı ya da iyileştirdiği görülmüştür.
InterStim Terapi üç aşamalı bir yöntemdir. İlk aşamada hastanın vücuduna sakral siniri uyarabilmek için ince bir kablo yerleştirilmekte ve elektriksel uyarı verilmektedir. Bu sayede cihazın işe yarayıp yaramadığı test edilmektedir. Eğer deneme başarılıysa, uzun dönem etkili olacak ufak bir sinirsel uyarı cihazı hastanın vücuduna yerleştirilmektedir. Cihaz ayarlanabilir mod seçenekleriyle kullanılabilmekte ve hastanın ihtiyaçlarına göre programlar değiştirilebilmektedir. İkinci aşama olan cihazın vücuda yerleştirilme işleminden sonra hastanın ara ara hekime kontrol olmasını gerektiren ve cihazın işlevinin sürdürülebilirliğini gösteren kontrol aşamaları ise üçüncü aşama olarak bilinmektedir.
Dr. Amy Halverson, konuyla ilgili şunları söylemektedir: "Şimdiye kadar bağırsak inkontinansı için kısıtlı tedavi seçenekleri mevcuttu. Ancak bu heyecan verici yeni seçeneğin, hastalara özgürlüklerini geri vereceğini düşünmekteyiz. Bu yöntemden oldukça umutluyuz.”