Çin düşüncesine göre qi veya chi, evrenin temel yaşam enerjisidir. Gözle görülmez; ancak havada, suda, yiyeceklerde ve güneş ışığında mevcuttur. Vücutta qi, hayatı devam ettiren, gözle görülmeyen hayati güçtür. Herkes kalıtsal olarak bir miktar qi ile dünyaya gelir ve aynı zamanda yenilen yiyeceklerden, solunan havadan da qi alınır. Çigongda, en fazla miktarda qi’nin havadan alındığına inanılmaktadır çünkü vücut havayı diğer her şeyden fazla kullanır. Fiziksel, ruhsal ve duygusal seviyelerin dengesi de aynı zamanda vücuttaki qi seviyelerini etkilemektedir.
Qi, vücutta meridyen adı verilen kanallar yoluyla dolaşır. Geleneksel Çin sistemi tarafından tanımlandığı üzere 12 asıl organa karşılık gelen 12 temel meridyen vardır. Bu organlar, akciğer, kalın bağırsak, karın, dalak, kalp, ince bağırsak, idrar torbası, böbrek, karaciğer, safra kesesi, kalp zarı ve tüm gövdeyi temsil eden "üçlü ısıtıcı” dır. Her organın kendisiyle ilişkili bir qi’si vardır ve her organ duygularla etkileşim halindedir. Çigong teknikleri, meridyenler boyunca enerji dengesini ve akışını geliştirmek ve qi’nin genel olarak miktarını ve hacmini arttırmak için tasarlanmıştır. Çigong felsefesinde akıl ve beden, genellikle Batı tıbbının aksine birbirinden ayrılmaz.
Çigongda akıl, vücudun tüm kısımlarında mevcuttur ve akıl qi’nin vücutta dolaşımını sağlamak için kullanılabilir. Yin ve yang da çigongda önemli kavramlardır. Evren ve vücut, her zaman iletişim içinde olan, zıtlaşan ve birbirlerini etkileyen bu iki farklı fakat tamamlayıcı ilkeyle tanımlanabilir. Çigongun bir hedefi de vücutta yin ve yangı dengelemektir. Güçlü hareketler veya teknikler yumuşaklar hareketlerle dengelenir, sola doğru hareketler sağa doğru olanlarla, içsel teknikler dışsallarla vb. dengelenir.