Günlük Terapisi - Kökeni

Travmatik olaylarla yüzleşmek açısından hastanın yazılı kayıtlar oluşturduğu yöntemdir.

Günlük Terapisi

Günlük terapisi, psikolojik iyileşmeyi ve kişisel gelişimi ilerletmek için kişinin kendi düşüncelerinin veya hislerinin yazılı bir kaydının bir hedefe uygun olarak kullanılmasıdır. Sık sık, birçok psikoterapi ve toparlanma programlarında tamamlayıcı olarak kullanılır. Sağlık uzmanları kişiler arası anlatımın mümkün veya işler olmadığı durumlarda, yazılı anlatımın bir duygusal dışavurum mekanizması sağlayarak terapötik süreçte çok önemli bir yeri doldurduğunu savunuyorlar. 

Günlük terapisi ve diğer yazı terapileri, zihnin ve vücudun iyileşme sürecinde ayrılmaz bir bütün oldukları önermesine dayanır. Her ne kadar psikologun veya psikiyatristin terapötik tekniğine bağlı olarak günlük yazma terapisinin yöntemleri çeşitlense de, terapist çoğunlukla katılımcının bir veya birden fazla seans süresince, strese neden olan ya da travmatik bir olay veya düşünce üzerine yazmasını ister. Araştırmacılar travmalar hakkında yazmanın, ruh sağlığında nasıl iyileşme sağladığını tam olarak açıklayamasalar da, travmatik stres üzerine araştırma yapan kişiler, travmatik anıların sıradan anılardan nitelik olarak daha farklı olduğuna işaret etmişlerdir. Travmatik anılar nitelik olarak daha fazla duygusal ve algısaldırlar. Anı duyusal bir algı, takıntılı bir düşünce veya davranışların tekrar edilmesi şeklinde depolanır. Israrcı, davetsiz ve stres verici semptomlar, kaçınma ve gözlemlenen psikolojik ve biyolojik fonksiyon bozukluğu ile sonuçlanan yoğun anksiyete ile ilişkilidir. Bu sebeple, travmatik anıları tedavi etmenin hedeflerinden biri de bunları işlemenin bir yolunu bulmaktır. Yapılan birkaç araştırmaya göre, bir dizi yazma seansından sonra oluşan daha odaklı ve uyumlu bir anlatım, sık sık artan iyileşme ile ilişkilidir. Anılar kişisel, entegre bir anlatım içinde yeniden yapılandırılır. Yazma terapisinden sonra ruh sağlığındaki değişiklikler, ya travma hakkında yazma süreci boyunca ya da sonrasında bilişsel dönüşümlerin sonucu olabilir.
İnsanlar çok eski zamanlardan beri rüyaları, anıları ve düşünceleri kaydetmek için anı defterleri ve günlükler tutmuşlardır. Duygusal anlatım da psikolojide ve psikolojik uygulamalarda uzun zamandır merkezi bir rolde olmuştur. Tarih boyunca psikologlar, duyguların ifade edilmesini zihinsel ve fiziksel sağlık için temel olarak görmüşlerdir. 1980’lerin başından beri bu konuya duyulan ilgi, dışa vurumcu yazının sağlık açısından faydalarını araştıran sayısız çalışma ile sonuçlanmıştır.
Günlük yazmak, sağlıklı insanlarda sayılamayacak kadar çok fayda sağlar; yaratıcılığı artırır, stresle başa çıkmaya yardım eder ve hatırlanmaya değer yaşam deneyimlerinin yazılı bir kaydını sunar. Benzer şekilde bazı araştırmacılar, günlük tutmanın hasta insanlar içinde bir dizi psikolojik ve fiziksel faydasının olduğunu bulmuştur.

Hastalığın fiziksel semptomlarında azalmanın yanı sıra psikolojik faydalar arasında duygusal çatışmaların uzlaştırılması, kişisel farkındalığın ilerletilmesi, davranışların yönetilmesi, problemlerin çözülmesi, anksiyetenin azaltılması, gerçeğe yönelime yardım ve artan özgüven bulunur. Yazma terapisi gelişimsel, tıbbi, eğitim, sosyal veya psikolojik bozuklukları olanların etkili bir biçimde tedavi edilmesi için kullanılmaktadır ve zihinsel sağlık, rehabilitasyon, tıp, eğitim ve adli tıp kurumlarında uygulanır. Her yaştan, ırktan ve etnik geçmişten insan, bireysel, çift, aile ve grup terapisi formatlarında, yazma terapisinin faydasını görür. Dışavurumcu yazmanın terapötik kullanımı bireylerin rahatsız edici konularla yüzleşmelerini sağlar, böylece olay hakkında konuşmamakla ilişkili baskıları veya bastırılmaları yatıştırır. Ket vurmanın, psikolojik boşalımının, stresle alakalı hastalık süreçlerine sebep olduğuna ve/veya bunları ağırlaştırdığına inanılır. Araştırmacılar duygusal dışavurumun travmatik belleğin algısal işleyişini kolaylaştırdığını, bunun da duygusal ve psikolojik değişime yol açtığını bulmuşlardır. Özellikle yazılı duygusal anlatım, olayın entegrasyonu ve anlaşılmasını teşvik ederken olaya ilişkin olumsuz duyguları azaltır.
Sağlık hizmetleri verilen bir ortamda katılımcı, sık sık yazma seansının veya seanslarının uzunluğu ve odak noktası hakkında (terapist tarafından) verilen bir takım talimatlar uyarınca günlük yazmaya hazırlanır. Diğer talimatlar arasında, gramer ve üslup konusunda sansür veya endişe olmaksızın, bilinç akışı tarzı bulunur.
Günlük terapisinin sertifikalı bir sanat terapisti veya eğitimli bir psikolog veya psikiyatrist gibi lisanslı bir sağlık uzmanı tarafından yapılması uygundur. Halka açık günlük yazma kurslarının çeşitli yararlı işlevleri olsa da, bu kurslar tıbbi terapi amaçlı değillerdir. Günlük terapisinde katılımcı, örneğin potansiyel olarak travmatik, bastırılmış veya acı verici anıları açığa çıkarabilir. Bu yüzden süreci denetleyecek ve ortaya çıktıklarında bu semptomları ele alacak bir sağlık uzmanı gerekli olabilir.

Günlük veya yazma terapisinin bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.
Terapötik yazma, 20. yüzyılın son yıllarında sadece eğitimli sağlık uzmanları arasında değil tıbbi eğitimi olmayan kişisel gelişim eğitmenleri arasında da gittikçe popüler bir konu halinde gelmiştir. Ülke genelinde dışavurumcu yazma ile terapi sunduklarını iddia eden seminerler, atölyeler ve internet siteleri ortaya çıkmış ve genel kabul görmüşlerdir. Yazmanın sağlıklı insanlara fayda sağladığını gösteren çok sayıda araştırmaya rağmen hasta bireyler üzerinde yazma terapisinin etkileri konusu çok fazla araştırılmamıştır. Her ne kadar çeşitli terapötik yaklaşımlar için tamamlayıcı olarak sağlık uzmanları tarafından gittikçe daha fazla kullanılsa da, uygulama, sağlık camiasında bazı üyeler tarafından eleştirilmiştir. Bazı araştırmacılar, birkaç yazma seansında sağlık durumunda bu denli iyileşmenin gerçekleşmesi ile ilgili olarak, bulgulara karşı kuşkuludurlar. 

İngiltere’de günlük terapisinin odağı, katılımcıların sağlık durumlarındaki nesnel iyileşmeler üzerine tanımlayıcı ifadeler ve psikodinamik açıklamalar olmuştur. Diğer yandan Amerika’daki odak, kısa ve oldukça standart bir hale gelen yazma egzersizlerinin, hastalığın fiziksel boyutu üzerindeki etkisini geçerli kılmayı hedefleyen resmi bilimsel çalışmalar üzerine kuruludur. Araştırmalar, hastalığın fiziksel boyutlarının değişebildiğini ama değişimin sebebinin her zaman net olmadığını göstermektedir. Amerika’da stresli deneyimler hakkında yazmanın astımlı veya romatoid artritli hastalarda semptom azaltma üzerindeki etkileri ile ilgili bir çalışma, dört aylık bir yazma terapisinden sonra -standart ilaç tedavisi ile birlikte- çalışmaya katılan hastaların yaklaşık yarısının klinik olarak iyileşme yaşadıklarını bulmuştur. Sayıları gitgide artan çalışmalar, psikiyatrik bozuklukları olan hastalarda da semptom iyileşmesini belgelemiştir; bu durum hastaların psikolojik ihtiyaçlarına hitap edilmesinin hem psikolojik hem fiziksel sağlıkta faydalar ürettiğini ortaya koymaktadır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye