Alman araştırmacı Dr. Guenther Enderlein karanlık alan mikroskobunu kullanımıyla kanseri anlamak ve tedavi geliştirmekte yeni bir bakış açısı getirdi. Karanlık alan mikroskobunda canlı kanı inceleyerek Dr. Enderlein protit adını verdiği protein bazlı mikroorganizmaları gözlemledi. Bunlar kan hücrelerinde, plazmada, dokularda ve vücut sıvılarında bolca bulunmaktaydı. Protitler sağlıklıyken vücutla karşılıklı faydaya dayanan simbiyotik bir ilişki içindeydiler. Ancak vücudun içinde pH dengesi yani asit/alkali dengesi, toksik yük, oksijen ve besinlerin ulaşılabilirliği değişince protitler hastalığa sebep olan bir forma dönmekteydiler. Bakteriyolojide organizmaların bu şekilde değişim göstermelerine pleomorfizm denir.
Dr. Enderlein’in öncelikli olarak kanserle ilişkilendirdiği mikrop Mucor recemous Fresen oldu. Belirli koşullar altında vücuttaki biyokimyasal faktörler protitlerin daha ölümcül formlar almalarına sebep olmaktaydı. Mucor recemous Fresen’in en gelişmiş evresi olan kan paraziti Siphonospora polymorpha Dr. Enderlein tarafından kanseri destekleyen önemli bir madde olarak görüldü.
Dr. Enderlein hayvansal yağ ve protein açısından zengin bir diyetin vücudun asit alkali dengesini bozduğuna ve zararsız mikropların zararlı Mucor mantarlarına döndüğünü belirtti. Yani tipik Amerikan diyeti protitlerin zararlı formlarına dönüşmesi için ideal ortamı hazırlamaktaydı. Gıda katkıları, böcek öldürücüler gibi beslenme faktörleri, virüsler, alkol, tütün, radyasyon gibi kanserojenler bu durumu kötüleştirmekteydi.
Protit dönüşmüş haliyle genetik mekanizmanın bozulmasına ve bağışıklık sistemi tarafından kullanılan proteinlerin yanlış sentezlenmesine sebep olabilir. Bu durum yukarıda bahsedilen diğer faktörlerle bir araya gelince bağışıklık sisteminin neden kansere karşı başarısız olduğu anlaşılabilir. Dr. Enderlein hastalığın hücresel düzeyde tedavi edilmesi gerektiğini öne sürdü ve çalışmalarını bu şekilde yönlendirdi. SANUM ilaçları olarak bilinen formülleri, seyreltilmiş bakteri ve mantarlardır ve vücuda verildiklerinde homeopatinin prensiplerine uygun olarak çalışırlar. Bakteri veya mantarın zararsız hali verilince mikroorganizmanın iyi huylu evresine örnek olur ve hastalığa sebep olan protitler iyi huylu formlarına dönerken bağışıklık sistemi de işlevini geri kazanır.
İsveç’ten Dr. Erik Enby, Dr. Enderlein’in çalışmalarını ilerletti ve tüm orijinal sonuçlarını doğruladı. Dr. Enby karanlık alan mikroskopu ve Enderlein ilaçlarıyla ilk sekiz senelik çalışması boyunca 100’den fazla prostat kanseri ve rahim kanseri vakasını başarıyla iyileştirdi ve birçok meme kanseri ve lösemi vakasını duraklattı veya geriletti. Dr. Enby, Enderlein ilaçlarının etkili bir detoks programıyla beraber kullanıldığında en çok işe yaradığını da söylüyor.