Her ne kadar orta kulak enfeksiyonu çocuklukta kaçınılmaz gözükse de tekrarlanan enfeksiyon ve sıvı birikmesi ihtimalini azaltmak üzere bazı önlemler alınması gerekir. Emzirme ÜSYE’ye karşı, sonrasında ise orta kulak enfeksiyonunun gelişimine karşı bir miktar koruma sağlar. Eğer çocuk biberonla besleniyorsa ebeveynlere, bebeğin uzanmasından ziyade dik şekilde beslenmesi gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunulmalıdır. Genel olarak iyi hijyen uygulamaları (özellikle el yıkama) evdeki ya da kreş ortamındaki üst yolunum yolu enfeksiyonlarının sayısını azaltacaktır. El dezenfektanları, bakteriyel dirence katkıda bulunabilecek antibakteriyel sabunlara tercih edilmelidir. Emziklerin kullanımından uzak durulmalı ya da sınırlandırılmalıdır. Bunlar özellikle de kreş ortamında fomit işlevi görebilirler. Orta kulak enfeksiyonuna daha yatkın olan çocuklarda emzik kullanımı, yaşanan hava enfeksiyonlarının sayısını %50 oranında artırmaktadır.
Belli bakteri türlerine bağlı orta kulak enfeksiyonu hastalığını önleyen iki aşı bulunmaktadır. Bunlardan biri menenjit ve Haemophilus influenzae tip B’nin sonucu olan orta kulak enfeksiyonu da dahil diğer bazı hastalıkları önlemek üzere tasarlanmıştır. Bir diğeri ise, orta kulak enfeksiyonunun çok yaygın bir nedeni olan Streptococcus pneumoniae’ya karşı bir aşıdır.
Büyük risk taşıyan ya da kronik enfeksiyonlar yaşayan çocuklar bu aşılar için iyi adaylar durumundadır. Aslında, çocuk doktorları arasındaki son zamanlara ait bir konsensüs raporu iki yaşından küçük çocuklara, AOM riski olan çocuklarla birlikte pnömokoksikle birleştirilmiş bir aşının rutin olarak uygulanmasını önermektedir. Ebeveynler bu tedavinin uygunluğu ile ilgili olarak bir doktora danışmalıdır.
Çocuklarda AOM riskini azaltıyor görünen bir başka aşı da gribi önlemek için son dönemlerde uygulamaya başlanan intranazal aşıdır. Her ne kadar grip aşısı doğrudan AOM’u önlemek üzere geliştirilmediyse de, bir araştırmacı grubu, grip sezonu başlamadan önce aşı yapılan çocukların %43’ünde AOM gelişme ihtimalinin, aşılanmayan çocuklara göre daha az olduğunu bulmuşlardır.
2003’ün başlarından bu yana M. Catarrhalis’e karşı etkili bir aşı bulunmamaktadır. Araştırmacılar böyle bir aşı geliştirmek için uğraşmanın yanı sıra, orta kulak enfeksiyonuna neden olan her üç patojene karşı da etkili bir tribakteriyel aşı üzerinde çalışmaktadır.
2002 yılının sonlarından bu yana koruyucu tedaviye yönelik beslenme-bazlı bir yaklaşımın klinik deneyleri sürmektedir. Bu tedavi çocuklara limon çeşnili balık yağına ek olarak selenyum içeren multivitamin formülünden oluşan diyetsel bir takviye vermeyi içerir. Pilot çalışmada takviyeyi alan çocukların, takviyeyi almayanlara göre daha az orta kulak enfeksiyonu vakasına yakalandığı ve orta kulak enfeksiyonu geliştirenlerin ise kısa süreli bir antibiyotik tedavisi sonucunda iyileştikleri ortaya konulmuştur.
Bir çocuk, orta kulak enfeksiyonu tedavisinin tamamlanmasından sonra, doktora kontrol amaçlı gösterilmelidir. Bu kontrol, antibiyotiğin tamamlanma sürecinden sonra gerçekleştirilmelidir. Böylece doktorun orta kulakta kalıcı bir sıvının varlığının bulunup bulunmadığını değerlendirme imkanı olur. Tekrarlayan orta kulak enfeksiyonu sorunu bulunan çocuklarda, günlük ufak dozlarda alınan antibiyotik, yineleyen orta kulak enfeksiyonu atakları sorununu önleyecektir. Sık orta kulak enfeksiyonu nöbetleri geçiren ya da orta kulakta kalıcı sıvı bulunan çocuklarda kulak zarına ventilasyon tüpü yerleştirme işlemi, orta kulak ile dışarıdaki hava basıncını eşitlemeye, böylelikle de ileride oluşabilecek sıvı birikimini önlemeye olanak sağlar.