Alternatif Tıpta Göz

Vücudun ışığa açılan organı olan göz, ara vermeden çalışmaktadır.

Alternatif Tıpta Göz

Gözün fonksiyonunu doğal tıp kurallarıyla anlayabilmek için önce gözün vücutta ışığın ana yuvası olduğunu anlamak gerekir. En yakın olarak akciğerlerle ilişkilidir çünkü ışık bitkiler tarafından kullanılarak fotosentez reaksiyonuyla oksijene dönüştürülür ve sonra bu oksijen soluyan diğer insanlara ve canlılara hayat verir. Bu sebeple güneş ışınları oksijenin saf formu olarak hayatın özü olarak görülmektedir.

Genellikle gözlerimizi nasıl kullanacağımız hakkında çok düşünmeyiz. Öncelikle baktığımız şeylerin üzerimizdeki etkisini fark etmeliyiz. Çoğu hastalık zihindeki etkiler sonrasında başlar ve zararlı şeylere bakmak zihnimize çamurlu bir su dökmek gibidir. Ayrıca herkes günde en azından bir kez gözlerini dinlendirmelidir. Bunu yapmak için avuçlar gözün üstünde sıkıca tutulur fakat gözlere baskı uygulayacak kadar yakında tutulmaz. Amaç ışığın hiç girmemesini sağlamaktır. Bir sandalyede oturun, dirseklerinizi dizlerinize koyun ve kafanızı, gözlerinizi kapatan avuçlarınıza yaslayarak dinlendirin. Bu pozisyonda 20 saniye kalın ve birkaç saniye için gözlerinizi açtıktan sonra tekrarlayın. Akşamları 2 dakika boyunca bu uygulamayı yapmak, gözlerin esas güçlerini toplamasını sağlayacaktır.

Kendi kendini kontrol eden çoğu organ gibi gözler de neredeyse hiç ara vermeden sürekli çalışır. Gözlerimiz hiç farkında olmadığımız şekillerde kullanılmaktadır. Örneğin yolda araba kullanırken, uyarı levhalarına, başka sürücülere ve diğer birçok şeye dikkat ederiz. Bunların arasında reklam tabelaları, gökyüzündeki şeyler ve başka yolcular olabilir. Bir reklamcılık raporu bir kişinin günde ortalama 1200 reklam ilanı gördüğünü belirtmiştir. Doğu’nun bilgeleri zaman zaman kendilerini uzun dönemler boyunca karanlıkta tutarak, gözlerini daha iyi kontrole sahip olabilmesi için eğitirdi. Aynı sebepten dolayı biz de baktığımız her şey hakkında bilinçli kontrole sahip olmayı amaçlamalıyız.

Doğal tıbba göre göz yedi tabaka, 3 nemli boşluk ve ışığın haznesi olan bir içi boş sinirden oluşan 3 parçaya bölünmüştür. Havayla teması olan ve dokunulabilen kısma et tabakası ve kornea adı verilir. Kornea ve et tabakasının altında orijinal tabaka yer alır ve bu tabaka renklidir (normal gözlerde ya kahverengi ya da mavi renkli). Bu tabakanın ortasında ışığın girişinin ayarlandığı delik olan iris yer alır. Orijinal tabakanın arkasında nemli top bulunur. Top tabakasının sonrasında örümcek tabakası, onun sonrasında katı nem tabakası ve son olarak billur tabaka yer alır.

Bu tabakaların sonrasında retina, koroid katman (damar katman) ve son olarak sklera (gözakı) yer alır. Bunlar Batı tıbbında kullanılan anatomik terimlerle de benzerdir.

1800’lü yıllarda sağlık durumlarını teşhis edebilmek için gözü inceleyen iridoloji adlı bir bilim gelişmiştir. Çağımızda bu bilimin en tanınmış savunucularından olan Dr. Bernard Jensen’ın "İridoloji Bilimi ve Uygulaması (Science and Practice of Iridology)” kitabı bu dal hakkında açıklayıcı bir kaynaktır. Bazı medikal doktorlar ve birçok alternatif sağlık hekimi bu aracı ameliyat kullanmadan vücudun içini muayene etmek için kullanmaktadır. İridoloji genel olarak problemin ne olduğunu söylemese de, çoğu vakada problemin nerede olduğunu ve ne kadar ilerlediğini gösterebilir. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye