Davranışlarımızı değiştirmeye çalışırken, bir amaç için çabalarken ya da daha iyi bir insan olmayı hedeflerken, dikkati dağıtan, konsantrasyonumuzu bozan engeller her zaman yolumuza çıkar. Bu engellerin arasında şu alışkanlıklar yer alır:
- Kendinden şüpheye düşmek ve buna odaklanmak
- Heveslerin veya nefsin karşısında güçsüz hissetmek
- Kendimizi değişmek zorunda olmadığımıza inandırmaya çalışmak
- Geçmiş değişim çabalarıyla ilişkilendirdiğimiz başarısızlıkları düşünmek
- Rahat hissettiğimiz bölgenin dışına çıkarken kendimizi kötü hissetmek
- Suçluluk, utanç, endişe, şüphe, gerilim, kıskançlık gibi hisleri fark etmek
Bunlar o kadar dikkat dağıtıcı olabilir ki izin verirsek asıl değişim sürecini yaşamamızı engelleyebilirler. Ayrıca bu hisleri ve düşünceleri durdurmaya çalışmak da çok yorucudur.
Bu tecrübeleri hayatınızdan tamamen çıkarmayı sağlayacak bir tavsiye verilemez. Bunlar önünüzden çekilince hedefinize giden yolun açık olacağını düşünmek mantıklı gelse de, bu olumsuz düşünceleri bütünüyle yok etmek mümkün değildir. Hatta bunları ne kadar reddedersek o kadar şiddetlenirler. Fakat istediğiniz hayatı yaşamanıza da aslında engel teşkil etmezler.
Anlamlı bir hayata giden yolda ilerlemeye devam etmenin bir yolu bu zor düşünceleri ve hisleri hayatın bir getirisi olarak kabul etmektir. Bu tecrübeleri kendimizin bir parçası olarak değil de farklı bir varlık olarak görürsek ne olduklarını anlamamız kolaylaşır: sadece bir düşünce veya sadece bir his.
Biz düşüncelerimiz değiliz. Düşüncelerimiz bizi tanımlamaz ve davranışlarımızı yönetmez. Sadece "yeterince iyi değilim” diye düşünmek, iyi olmadığımız manasına gelmez. "Çaresiz” hissetmemiz, çaresiz olduğumuz anlamına gelmez. Düşüncelerimiz ve hislerimiz, gerçekleri sadece bizim izin verdiğimiz kadar ifade ederler.
Bu engellere karşı şu çalışmayı deneyin:
- Yaşamak istediğiniz hayatı yaşamanızı ve hedeflerinize ulaşmanızı engelleyen düşüncelerden birini seçin.
- Bu düşünceyle beraber oturun ve onu gözlemlediğiniz bir obje olarak düşünün. Sadece bir cümleye dönüşünceye kadar kafanızda tekrarlayın.
- Bu düşünceyi küçük bir kağıda yazın ve cebinize koyun.
- Gününüze devam edin ve günlük işlerinizi yapın. Düşüncenin hiçbir yere gitmediğini, hala cebinizde durduğunu fakat görevlerinizi yapmanızı engellemediğini fark edin.
Düşünceler ve inançlar bizi tanımlamaz. Davranışlarımız ve hareketlerimiz olabildiğince anlamlı bir hayat yaşamamızı sağlayan faktörlerdir. Engeller insan tecrübesinin bir parçasıdır ve orada olmaya devam edeceklerdir. Fakat bunlar sevdiğiniz bir hayat yaşamanızın önüne geçmek zorunda değildir.