Diyabete Karşı Oksijen Tedavisi ve Şelasyon

Ozon yetişkin başlangıçlı diyabetin hem en büyük hem de hem ikincil belirtilerinde önemli iyileşmeler sağlayabilir.

Diyabete Karşı Oksijen Tedavisi ve Şelasyon

Oksijen Tedavisi
İnsanlar genellikle oksijenin diyabet tedavisi olabileceğini düşünmez, ancak Nevada’nın Carson şehrindeki Nevada Alternatif ve Anti-Aging Tıp Merkezi’nden Dr. Frank Shallenberger’e göre; ozon (oksijenin daha az stabil daha reaktif formu) yetişkin başlangıçlı diyabetin hem en büyük hem de hem ikincil belirtilerinde önemli iyileşmeler sağlayabilir. Ozon ve diyabet arasındaki bağlantı kan dolaşımıdır.

Diyabet görme kaybı, kalp hastalığı, sinir işlevsizliği ve bacaklarda kangren gibi komplikasyonların riskini arttırır çünkü dokulara giden kan akışını azaltan ciddi dolaşım bozukluklarına sebep olur. Hastalar sıklıkla (örneğin, kolesterol ve trigliserit gibi) yağ sindiriminde zorluk yaşar ve arterleri kalınlaşma ve sertleşme eğilimindedir. Buna dokulara ulaşan az miktarda kanın gerektiği kadar etkili olmaması ve gereken oksijeni sağlayamaması gerçeği de eklenir. Dokular oksijen eksikliği çeker ve bu da diyabet hastalarının kangren olması ve enfeksiyonlara karşı dayanıksızlığı ile ilgili sorunlarının nedenini açıklar.

Diyabet hastasının kanındaki kırmızı kan hücrelerinin oksijen sağlayamamasının önemli nedenlerinden biri, 2,3-difosfogliserat adlı bir molekülün azalmasıdır. Normal şartlar altında, 2,3-difosfogliserat dokulara oksijen sağlamak için kırmızı kan hücrelerini uyarır, ancak bu molekül sistemde yeteri kadar bulunmazsa kırmızı kan hücreleri oksijen dağıtamaz. Kana ozon, yani daha fazla oksijen, verdiğinizde daha fazla 2,3-difosfogliserat üretilir ve kan dolaşımındaki oksijen dağıtım sistemi ve verimliliği artmaya başlar. Ozonun ayrıca hücresel metabolizma aktivitesini, gıdanın enerjiye dönüşümünü artırdığı görülmektedir. Dr. Shallenberger ozonun diyabet hastalarındaki metabolizmayı hızlandıran faydalarını yoğun egzersizle elde edilen faydalara benzetmektedir. Tüm vücuttaki dokulara oksijen temin edilir ve tüm vücut sistemleri daha iyi çalışır.

Hücrelerde enerji depolayan önemli bir molekül olan ATP seviyeleri de ozon aracılığıyla artırılır. ATP’nin diğer işlevleri arasında her bir hücrenin zar bütünlüğünü korumaya yardımcı olması, böylece hücre içine ve dışına malzemelerin geçişini etkinleştirmesi yer alır. Hücre zarı çökerse hücre yok olur; eğer çok fazla hücreniz yok olursa doku ölümü başlar ve kangren olma ihtimali doğar.

Dr. Shallenberger sık sık ozon işlemine başka bir işlem ekler: şelasyon. Dr. Shallenberger bu ikili tedavisini "Şezon” olarak adlandırır. Şelasyonun ağır metalleri ortadan kaldırarak hücrelerdeki kan dolaşımını arttırdığını ve bunun daha fazla oksijen anlamına geldiğini açıklamaktadır. Bu, metabolik hızı arttırır ve glikozun (kan şekeri) daha iyi kullanılmasını sağlar. Dr. Shallenberger’a göre; glikoz kullanımında yüksek etkinliğe sahipseniz doğal olarak diyabet kontrolüne daha yakınsınız demektir.

Şelasyon Tedavisi
Dr.  Garry F. Gordon’a göre; şelasyon tedavisi diyabet komplikasyonlarını önlemede etkilidir. Şelasyon tedavisi, düzgün dolaşımı tekrar sağlamak için damar içi yoldan uygulanan EDTA (etilendiamintetraasetik asit) gibi şelatlaştırıcı maddeleri kullanır. Dr. Gordon’un raporuna göre; 20 yılı aşkın klinik deneyim göstermiştir ki intravenöz EDTA şelasyon tedavisi alan diyabet hastaları, geleneksel tedavi ile kıyaslandığında daha az amputasyon, daha az körlük, daha az böbrek diyalizi ve diğer diyabet komplikasyonları yaşamaktadır. Ayrıca, demir seviyeleri alışılmışın dışında yüksek olan diyabet hastalarını kapsayan bir Kanadalı çalışmada, Dr. Paul Cutler, deferoksamin (demiri uzaklaştırmak için kullanılan bir şelatlama maddesi) ile 32 hastayı şelatlamış, 8-13 hafta sonra 24 hastanın artık diyabet ilacına ihtiyacı kalmamıştır. Dr Cutler deferoksamin ile şelatlamanın diyabetin yetişkin vakalarının üçte birini tedavi ettiğini düşünmektedir. 

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye