Baş ağrılarının nedeninin belirlenmesi, kesinleşmiş az sayıdaki medikal veri ışığında son derece karmaşık bir süreçtir. "Çok farklı baş ağrısı tipi ve şekli olduğundan, bu ağrılarının altında yatan faktörün tespit edilmesi zor olabiliyor” diyor Dr. Milne. "Ancak bunlara tanı konması çok güç olduğundan, genellikle baş ağrıları, vücudun geri kalan kısmından bağımsız ayrık bir problem olarak değerlendiriliyor. Oysa kronik bir baş ağrısı sendromu, vücutta son derece karmaşık olabilen ve birbirleriyle etkileşim halinde olan ve birbirlerini daha da şiddetlendirebilen çeşitli problemlerin birlikte oluşturduğu sistemik bir rahatsızlık olduğuna dair net bir işarettir.”
Dr. Milne, koşulların birbiriyle bağlantılı olarak ortaya çıkardığı bir ağrı örneği olarak, aşırı maya büyümesine (kandidiyaz) bağlı gelişen hormonal dengesizliklerin neden olduğu migren baş ağrısınıgösteriyor. Burada kandidiyaz ayrıca birçok alternatif tıpçının temel migren nedeni olarak kabul ettiği gıda alerjisine katkıda bulunabiliyor. "Baş ağrıları bu nedenle çok önemlidir ve göz ardı edilmemelidir çünkü aksi halde tespit ve tedavi edilmesi belki de mümkün olmayacak diğer sağlık problemlerine dikkat çekebilir” diyor Dr. Milne.
Klasik tıbbi araştırmalar baş ağrılarının nedenleri olarak vasküler düzensizlikler, genetik eğilim, hormonlar, sinüzal problemler ve ağrıyı regüle eden kimyasal serotonin miktarında dalgalanmalar olarak gösterirken, alternatif tıpçılar, bu durumların altında yatan stres, gıda alerjileri, kimyasal ve çevresel hassasiyetler, stres, dental faktörler, yapısal dengesizlikler ve sindirim rahatsızlıkları gibi mekanizmalara bakmaktadır.
Stres
Dr. Milne’e göre, baş ağrılarının en yaygın nedeni kimyasal, duygusal veya fiziksel faktörlerden kaynaklanan strestir. "Birçoğumuz yüz, kafatası, boyun, omuz ve üst sırt kaslarımızda, bu kasların kasılmasına neden olan gerilimler taşıyoruz” diyor ve şöyle ekliyor, "Bu kasların devamlı kasıldığı bir kişinin kronik tansiyon ve baş ağrısı yaşaması çok olası.” Devamlı kasılan kaslar yorulabilir ve azalmış oksijen beslemesi problemi yaşayabilir. Ayrıca bu kasılmalar, histamin gibi kimyasalların vücutta birikerek kaslar içerisindeki nöronların yangılı olmasına ve ağrı oluşturmasına neden olabilir. Ve baş ağrısı meydana geldiğinde bu ağrı, sonraki baş ağrısı nöbeti korkusuyla birleşerek ekstra stres ve anksiyete doğurabilir. Buna bağlı olarak kronik baş ağrısı şikayetleri ile ilişkili olan şiddetli döngüleri kronik hale getirebilir.
Stres aynı zamanda günlük yaşamın baskısı, geçmişle ilgili pişmanlıklar ve geleceğe dair kaygılarla ilişkili mental veya duygusal faktörlerden de kaynaklanabiliyor. Beyin ve beden bir bütün olarak çalıştığından, böyle kaygılar var olduğunda, bunların neden olduğu stres genellikle baş ağrısına neden olabiliyor.
Londra, İngiltere’den N.D. Leon Chaitow, baş ağrısına neden olabilen diğer bir yaygın stres kaynağının göz yorgunluğu olduğunu belirtiyor. Dr. Chaitow "Gözlerini kontrol ettirdiklerinde kronik baş ağrıları ortadan kalkan birçok birey var” diyor ve ekliyor, "Eğer düzeltilmeyen bir problem varsa, başın odaklanmak için yana yatırılmasına sık rastlanıyor”. Dr. Chaitow, görüşü düzelten lenslerin genellikle başı yatık şekilde tutma ihtiyacını ortadan kaldırdığını ve sıklıkla baş ağrılarını da giderdiğini belirtiyor. Ayrıca göz yorgunluğunun azaltılmasında Bates yöntemi gibi egsersizlerin faydalı olabildiğini ifade ediyor. Dr. Chaitow göz yorgunluğunun ve baş ağrılarının kırpışan neon veya floresan aydınlatmalara, televizyon ve bilgisayar ekranlarına maruz kalınmasından da kaynaklanabildiğini ekliyor.
Baş ağrısının diğer nedenleri arasında şunlar yer alır: