Gut Hastalığı - Alternatif Tedavi

Eklemlerde ciddi bir rahatsızlık şeklinde görülen ve böbrekleri çok zorlayabilecek bir hastalıktır.

Gut Hastalığı

Gut hastalığı genellikle eklemleri ve bilhassa ayak baş parmağının dibindeki eklemi etkileyen, ani ve şiddetli ataklarla seyreden, eklemlerde ağrı, kızarıklık, şişkinlik ve hassasiyetin görüldüğü bir tür kompleks artrit türüdür.

Bahsedildiği gibi gut hastalığı tek bir eklemi ya da birden fazla eklemi etkileyebilir. En çok etkilediği ve en sık görüldüğü yer, ayak başparmağı dibindeki eklemdir. Gut hastalığının bu bölgeyi tuttuğu durumlarda hastalık "podogra” olarak da adlandırılabilir. Podogra vakalarında baş ayak parmağının dibindeki metatarsal-falengeal eklemde aşırı derece şişkinlik, kızarma, ağrı, yangı, sıcaklık ve hassasiyet meydana gelir.

Gut hastalığında kandaki ürik asit seviyeleri yükselerek, bu ürik asit eklemlerde, tendonlarda ve çevre dokularda birikir ve hastalık semptomlarını meydana getirir. Hastalığın tipik teşhisi ise rahatsızlığın görüldüğü eklemlerden alınan sıvı örneğinin içerisinde ürik asit kristallerine (ürat kristalleri) rastlanmasıyla konulur.

Akut bir gut atağı, ansızın bir gece yarısı sanki ayak başparmağınız yanıyormuş gibi bir hisle sizi uyandırabilir. Etkilenen bölge o kadar hassaslaşabilir ki ayağınızın üzerindeki incecik bir çarşaf bile sizi son derece rahatsız edebilir.

Hastalığın iyi tarafı tedavisinin mümkün olması ve şiddetli bir atak sonrası koruyucu tedavi yöntemleri uygulandığında yeni bir atağın gelişme riski azaltılabilir.

Gut hastalığının belirtileri genellikle birdenbire başlar ve başlamadan önce herhangi bir şekilde hissedilmez. Belirtiler bilhassa gece başlayabilir ya da şiddetlenir. Gut hastalığının en sık görülen semptomları şunlardır:

Şiddetli Eklem Ağrısı: En çok etkilediği ve en sık görüldüğü yer, ayak başparmağı dibindeki metatarsal-falengeal eklemdir. Bu bölgede çok şiddetli ağrı ve yangı hissiyle beraber kızarıklık, ödem, ısı yükselmesi ve hassasiyet görülür. Ancak tek görüldüğü eklem bu eklem değildir. Bu bölgenin haricinde ayaklarda, dirseklerde, dizlerde, el bileğinde ve el bölgesinde de meydana gelebilir.  Ağrı genellikle semptomların başlamasını takiben 12. ve 24. saatlerde maksimum şiddete ulaşır.

Uzun Süreli Hassasiyet: Genellikle ilk atağa ait yoğun ağrı hissi hafifledikten sonra bile etkilenen eklem bölgesinin hassasiyeti, ilk atağı takiben birkaç gün ya da birkaç hafta bile sürebilir. Daha sonra ise atakların meydana gelmemesi için çeşitli tedavi yöntemleri mevcut olmasına karşın, ilk atağı takip eden ataklarda, atak süresi hem daha uzun olabilir hem de daha fazla eklem bölgesi etkilenebilir.

Enflamasyon ve Kızarıklık: Etkilenen eklem bölgeleri şişer, hassaslaşır ve kızarır.

Gut hastalığının sebebi, kandaki ürik asit miktarının aşırı yükselmesiyle beraber, ürik asitin kristaller oluşturarak bu ürik asit kristallerinin eklemlere birikmesiyle hastalık semptomları meydana gelir. 

Vücutta ürik asit doğal olarak meydana geldiği gibi bilhassa mantar, ançuez, et, asparagus (bir çeşit bitki türü) ve ringa balığı gibi bazı yiyeceklerin fazla yenilmesi sonucu da kandaki miktarı yükselir.

Normalde vücutta üretilen ürik asit kanda çözünür halde bulunur ve böbrekler tarafından idrarla atılır. Ancak bazen özellikle bahsedilen yiyeceklerin tüketilmesiyle vücut çok fazla ürik asit üretebilir ya da böbrekler çok az miktarda ürik asidi dışarı atabilir. Bu gibi durumların sonucunda ise kandaki ürik asit seviyesi artar ve bunlar gruplaşarak sivri, çivi benzeri ürat kristalleri oluşturarak eklem dokularında birikirler. Bu kristaller ise enflamasyona (iltihap ve yangı), etkilenen eklem bölgesi çevresinde ağrı ve yanma hissine, şişkinliğe, hassasiyete ve kızarıklığa sebep olurlar.

Gut tedavisinde kullanılan yöntem genellikle ilaç tedavisidir. Ancak seçilecek ilaç türü hastalığın şiddetine, tekrarlanma sıklığına, hastanın genel sağlık durumuna ve doktor-hasta seçimine bağlıdır. Gut tedavisi için kullanılan ilaçlar genellikle mevcut atakların daha çabuk atlatılmasını sağlamak ve ataklar esnasındaki semptomların şiddetini azaltmak için ayrıca gelecekteki muhtemel atakları önlemek için kullanılmaktadır.

Gut ataklarının tedavisinde kullanılan başlıca ilaç grupları şunlardır:
Non-Steroidal Anti Enflamatuar İlaçlar: Bu ilaçlar gut hastalarındaki ağrı şiddetini ve enflamasyonu azaltmak için kullanılan ilaçlardır. Mevcut atağın şiddetini azaltmak için yüksek dozlarda, gelecek atakları önlemek için ise daha düşük dozlarda kullanılırlar.
Bu ilaçlardan bazıları: İbuprofen (Advil), naproksen (Aleve), indometasin (İndocin) vs.. sayılabilir. Fakat bu ilaçların mide ağrısı, kanaması ya da ülseri riskleri mevcuttur. Bu nedenle gerekirse başka bir ilaç grubu tercih edilebilir ya da bir mide koruyucu ilaçla beraber alınabilirler.

Kolşisin: Yukarıdaki non steroidal anti enflamatuar ilaçları kullanamayan hastalara reçete edilebilecek bir ilaçtır. Özellikle semptomlar başladıktan sonra ağrıyı hafifletmek için kullanılabilir. Ancak bu ilacın da şiddetli mide bulantısı, kusma ve diyare gibi yan etkileri mevcuttur.

Kortikosteroidler: Gut hastalığındaki ağrı ve enflamasyonu kontrol etmek için kullanılabilecek en etkili ilaçlardan biridir. Etki gücü önceden bahsedilen ilaçlara göre daha yüksektir. Ekleme enjekte edilerek uygulanabilecekleri gibi hap olarak ağızdan alınarak da kullanılabilirler. Fakat kortikosteroidler fazlaca yan etkileri nedeniyle yukarıda bahsedilen ilaçların kullanılamadığı ya da işe yaramadığı durumlarda kullanılabilirler.

Kortikosteroidlerin birçok yan etkisi olmakla beraber kemiklerde incelme yapması, yara iyileşmesini yavaşlatması ve enfeksiyonlarla savaşma kabiliyetini azaltması gibi yan etkileri mevcuttur. Bahsedilen ve bahsedilmeyen diğer yan etkileri nedeniyle, genellikle hastalık semptomlarını kontrol altına almaya yetebilecek en düşük dozu reçete edilir.

Gut hastalığı ataklarını önlemek için kullanılan ilaçlar ise şunlardır:

Ürik Asit Üretimini Önleyen İlaçlar: Ksantin oksidaz inhibitörleri gibi bazı ilaç grupları, vücutta üretilen ürik asit miktarını azaltabilirler. Bu da gut hastalığı ataklarının tekrarlama riskini azaltmış olur.

Ürik Asit Atılımını Arttıran İlaçlar: Bu gruptaki ilaçlar ise böbreğin kandaki ürik asidi atmasını kolaylaştırarak ürik asit kristallerinin eklemlerde birikmesini ve böylelikle yeni bir atak oluşumu riskini azaltır. Yan etkilerinin başlıcaları ise ciltte döküntü, mide ağrısı ve böbrek taşlarıdır.

Gut hastalığı belirtileri akut bir atağın ardından müdahale olmaksızın birkaç hafta içinde tamamen ortadan kalkar. Ancak gelecekte atakların şiddetinin artmasını, eklemler, böbrekler ve diğer organlarda daha fazla hasarın oluşmasını önlemek için gutun bir hekim tarafından teşhis ve tedavi edilmesi önemlidir. Akut bir atak esnasında tedavinin ağrı ve iltihabın giderilmesine odaklanması gerekir. Devamlılık arz edecek normal tedavide ise ürik asit seviyelerinin korunması, doku hasarının onarımı ve doku iyileşmesinin teşvikine odaklanılır.

Diyet
Genelde gut, vejetaryenler arasında görülmez. Sağlıklı kiloyu koruyarak ve pürin bakımından zengin yiyeceklerin alımını kısıtlayarak yineleyen ataklar önlenebilir. Ayrıca lif bakımından zengin, az yağlı yiyecekler tavsiye edilir. İşlenmiş gıdalar yerine tam tahıllar gibi kompleks karbonhidratlar tüketilmelidir. Günlük protein alımı da kişinin vücut ağırlığındaki her kilo başına 0.8 gramın altında olacak şekilde kısıtlanmalıdır.

Besin Takviyesi
İltihap ve ürat birikiminden kaynaklanan doku hasarını azaltmak için E vitamini ve selenyum tavsiye edilir. Folik asidin, ürik asit üretimindeki başlıca enzim olan ksantin oksidazı kısıtladığı görülmüştür. Allopurinol ilacı da gut tedavisinde aynı amaçla kullanılır. Bu hastalık için folik asidin terapötik kullanımı bir hekim tarafından yazılarak ve gözlemlenerek gerçekleştirilmelidir. Önerilen doz günlük 400-800 mg arasında değişir. Böbreklerin fazla ürik asitleri atma kabiliyetini iyileştirmek için alanin, aspartik asit, glutamik asit ve glisin aminoasitleri günlük olarak alınır. Ananasta bulunan bir enzim olan bromelain de etkin bir iltihap önleyicidir. NSAİD’lere ve diğer iltihap önleyici ilaçlara alternatif olarak kullanılabilir. Öğünler arasında, günde üç defa 200-300 mg alınmalıdır.

Kuersetin bioflavonoidi bromelainin emilimini artırır. Aynı zamanda ürik asit üretimini azaltmaya, akut gut belirtilerine neden olan ve doku hasarıyla sonuçlanan iltihabı önlemeye yardımcı olur. Kuersetin, bromelain ile birlikle, öğünler arasında, günde üç defa 200-400 mg alınmalıdır.

Bitkiler
Kiraz, vişne, böğürtlen, alıç meyvesi ve mürver meyvesi gibi koyu kırmızımsı-mavi meyveler, vücuttaki ürik asit seviyelerini düşürmeye yardımcı olduğu kanıtlanmış olan flavonoidler içerir. Flavonoidler iltihabı azaltmada, eklem hasarını önlemede ve onarmada etkilidir. Her gün 225 gram (bir kase kadar) taze meyveye karşılık gelen donmuş meyve, meyve suyu ya da meyve ekstreleri tüketilmelidir.

Şeytan pençesi (Harpagophytum procumbens) de faydası kanıtlanmış bir bitkidir. Ürik asit seviyelerini azaltmak ve eklem ağrısını gidermek için kullanılabilir. Gut, böbrekleri ciddi boyutlarda zorlayan bir durumdur. Sıvı alımını artırmak ve böbrek fonksiyonlarını iyileştirmek için kurutulmuş ısırgan (Urtica dioica) yapraklarından hazırlanan çay gün boyunca içilebilir. Ancak bazı kişilerin ısırgana alerjisi vardır.

Terapi
Güzçiğdemi (Acıçiğdem, Colchicum) gut ataklarında ağrıyı gidermek için kullanılabilecek genel bir homeopatik tedavidir. Bu ilaç, geleneksel tıpta gut tedavisi için kullanılan kolkisinin elde edildiği Autumn crocus’tan elde edilir. Gut, hastalık ve belirti yatkınlığına göre kişiye özel tedavilerin önerildiği yapısal tedaviyle iyileştirilebilir. Akut gut atağı esnasında akupunktur da ağrının giderilmesine yardımcı olur. Buz ya da soğuk su tatbik etmek de akut ataklar süresince ortaya çıkan ağrı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye