Hareket Terapisi - Nedir

Bütünsel sağlığı ve farkındalığı artırmak için harekete dair çeşitli yöntemler kullanan terapilerdir.

Hareket Terapisi

Hareket terapisi, fiziksel, zihinsel, duygusal ve spiritüel sağlığı artırmak üzere harekete dair Doğu ve Batı’ya özgü çok sayıda yaklaşıma verilen addır. Hareket terapisinin, derin doku manipülasyonu, hareket eğitimi ve postür düzeltme ile birleşen bazı biçimleri de beden terapisi olarak bilinir. Hareket terapisine yönelik sayısız yaklaşım mevcuttur. Bazı yaklaşımlar, farkındalık ve içsel algılara yönelme üzerinde durur. Diğer yaklaşımlar ise hareketi, psikoterapinin derin duygusal meseleleri ifade eden ve onlar üzerinde çalışan bir biçimi olarak kullanır. Bazı yaklaşımlar yer çekimi ile uyumlu ve özel hareket dizileri üzerinde dururken diğer yaklaşımlar içten gelen hareketleri teşvik etmektedir. Bazı yaklaşımlar yalnızca bedensel hareketlerin rahatlığını ve etkinliğini artırmakla ilgilenir. Diğer yaklaşımlar ise, vücudun gerçekliğini, uzay içinde gezinen ya da hareket eden bir şeyden ziyade "hareket” olarak ele alır.

Hareket terapisi terimi çoğunlukla dans terapisiyle aynı görülmüştür. Bazı dans terapistleri, kişisel gelişimle ilgilenen bireylerle özel olarak çalışır. Diğerleri ise zihinsel sağlık merkezlerinde otistik, beyin hasarlı ve öğrenme güçlüğü çeken çocuklar, yaşlılar ve engelli yetişkinlerle çalışır.

Daha önceleri Efor-Şekil olarak bilinen Laban hareket analizi (LMA) hareketleri ayrıştıran, açıklayan ve kategorize eden kapsamlı bir sistemdir. LMA dansa, atletizm koçluğuna, fitnese, oyunculuğa, psikoterapiye ve diğer pek çok mesleğe uygulanabilir.

Sertifikalı hareket analizcileri, "tekrarlayan hareket modellerini gözlemleyebilir, hareket tercihlerini belirleyebilir, fiziksel engelleri ve disfonksiyonel hareket kalıplarını değerlendirebilir ve yeni hareket modelleri önerebilirler.”  Rudolf Laban’ın öğrencisi olan Irmgard Bartenieff, kendi hareket analizi biçimini Bartenieff İlkeleri (BF) adı verilen bir beden terbiyesi ya da eğitimi sistemine dönüştürmüştür. Bu çalışmanın temel öncülü, bir öğrencinin bir kez fiziksel temeli oluşturduğunda duygusal ve entelektüel ifadenin daha da zenginleşeceği yönündedir. BF, vücudun daha derinlerdeki kaslarıyla meşgul olmak ve çok daha yüksek bir hareket esnekliğini mümkün kılmak üzere yerde, oturarak ya da ayakta uygulanan özel egzersizleri kullanır.

Otantik hareket (AM) Mary Starks Whitehouse’un dans, hareket ve derinlik psikolojisi anlayışı üzerine kurulmuştur. Otantik harekette bir hareket eğitmeni yoktur, yalnızca hareket eden bir kişi ve buna tanık olan vardır. Hareket eden kişi, bir dürtünün onu harekete geçirmesi için bekler, dinler ve sonra ya onu takip eder ya da ortaya çıkan spontane hareket ile "onunla birlikte hareketlenir.”

Bu hareketler tanık tarafından gözlemlenebilecekleri gibi, görünmez de olabilirler. Hareketler bir duygu, hayal, bir düşünce, acı, sevinç ya da o an deneyimlenen herhangi bir şeye tepki olarak ortaya çıkabilir. Tanık yargılamaktan uzak, sevecen bir ayna görevi görür ve "özel bir dikkat ya da varlık niteliği” ortaya koyar. Seans sonunda hareket eden kişi ile tanık bir araya gelerek deneyimleri hakkında konuşurlar. Otantik hareket kişisel gelişim ve farkındalık konusunda güçlü bir yaklaşımdır ve çocukluktaki konuşma öncesi hatıralara, yaratıcı fikirlere ve gelişimi sınırlandıran bilinçdışı hareket modellerine ulaşılmasını sağlar.

Hem Gabrielle Roth (5 Rhythms hareketi), hem de Anna Halprin, kişisel gelişim, farkındalık, ifade ve bütünleşme üzerinde duran dinamik hareket uygulamaları geliştirmişlerdir. Her ne kadar temelinde farklı biçimler de olsa, bu hareket/dans yaklaşımlarının her biri harekete karşı doğuştan gelen arzuyu tanır ve teşvik eder.

Hareket terapisinin birkaç türü de özel beden çalışması tarzlarından geliştirilmiştir. Rolfing Hareket Entegrasyonu (RMI) ve Rolfing ritimleri, pratik Rolfing çalışmaları (yapısal entegrasyon) yoluyla yapısal vücut değişimlerini sağlamlaştıran ve entegrasyonuna yardımcı olan hareket biçimleridir. RMI, kişinin düşey hizalama ve alışılagelmiş hareket kalıpları konusunda daha üstün bir farkındalık yaratılmasına yardımcı olmak üzere dokunma ve sözlü talimatların birleşimini kullanır.

RMI öğretmeni Mary Bond'a göre Rolfing Hareket Entegrasyonu, dengesizliği devamlı kılan hareket alışkanlıklarını değiştirme yoluyla bedenin dengesini yeniden kazanabilmeyi sağlar. Rolfing ritimleri, Rolfing’in rahatlık, uzunluk, denge ve yerçekimi ile uyum ilkelerine uygun bir dizi canlı egzersizdir.

Aston-Patterning çalışmasının hareket eğitimi kısmına nörokinetiks adı verilir. Bu hareket terapisi, günlük faaliyetler içerisinde çok daha rahat hareket etmenin yollarını öğretir. Bu hareket kalıpları aynı zamanda vücuttaki gerilimi serbest bırakmak üzere de kullanılabilir.

Aston fitness, ısınma teknikleri, kas tonusu ve sağlamlığını artırma egzersizleri, esneme ve kardiyovasküler fitness çalışması içerir.

Rosen yöntemi (Rosen yöntemi beden çalışmasının bir parçasıdır), bir grup içinde müzikle birlikte eğlenceli hareketler yapmaktan oluşur. Hafifçe sallanmak, sıçramak ve vücuttaki her eklemi esnetmek bütünlüklü bir hareket deneyimi sağlar. Hareketler denge ve ritmin artırılmasına ve eforsuz solunum için daha fazla yer açılmasına olanak sağlar.

Trager psikolojik entegrasyon beden çalışmasının hareket biçimleri olan mentastiks eğlenceli, kolay sallanma, sarsılma ve esneme hareketlerinden oluşur. Dr. Milton Trager tarafından geliştirilen bu hareketler, harekette büyük bir rahatlamaya olanak sağlayarak vücutta bir hafifleme ve özgürlük deneyimi yaşatır. Trager aynı zamanda çocuk felci hastalarıyla da başarılı çalışmalar yürütmüştür.

Feldenkrais yönteminin hareket biçimi olan hareket yoluyla farkındalık, bir grup dersi olarak öğretilen özel oluşturulmuş hareket deneyimlerinden meydana gelir. Bu dersler beyni, kasları yormadan yeniden eğitir. Çoğu ders yerde yatarak ya da oturarak gerçekleştirilir. Feldenkrais dersleri "yeteneği geliştirmek, imkânsızı imkânlı, zoru kolay ve kolayı da keyifli hale getirmek” üzere tasarlamıştır.

İdeokinezi, nöromusküler yeniden eğitimi ele alan bir başka hareket yaklaşımıdır. Lulu Sweigart çalışmasını, öğretmeni Mabel Elsworth Todd’un çığır açan yaklaşımı üzerine kurmuştur. İdeokinezi, istenen hareketi gerçekleştirmek üzere doğru kasları uyarmak için sinir sisteminin eğitiminde imgelemi kullanır. Eğer kişi yapmayı istediği hareketin duru bir zihinsel resmini sinir sistemine vermeyi sürdürebilirse, o da hareketi gerçekleştirmek için en iyi yolu otomatik olarak seçecektir. Örneğin ayakta dururken dengeyi artırmak için, Sweigart insanlara "hareket çizgilerinin” vücutları boyunca yolculuk ettiğini hayal etmelerini öğretmiştir. Sweigart, ideokinezide öğretmenleri eğitmez ama bazı kişiler hareket öğretme sürecinde ideokinetik imgelemi kullanır.

Fonksiyonel hareket tekniğindeki Mensendieck sistemi hem düzeltici hem de önleyicidir. Bir tıp doktoru olan Bess Mensendieck vücudu yeniden şekillendirmek, inşa etmek ve canlandırmak için bir dizi egzersiz geliştirmiştir. Bu yaklaşımın öğrencileri kasları gevşetmek ve gerilimi azaltmak için daimi bir irade kullanır. Günlük faaliyetlerde düzgün ve zarif vücut hareketleri üzerinde duran 200’den fazla egzersiz mevcuttur. Diğer hareket terapilerinden farklı olarak bu çalışma elbisesiz ya da bikini altıyla bir aynanın önünde yapılır. Bu, öğrencinin vücuttaki hareketin nereden kaynaklandığını gözlemlemesini ve hissetmesini sağlar. Parkinson hastalığı, kas ve eklem yaralanmaları ve tekrarlayan gerilme rahatsızlığı da dahil pek çok hastalık üzerinde başarılı olduğu bildirilmiştir.

Alexander tekniği, hareket terapisine bir başka fonksiyonel yaklaşımdır. Bu yaklaşımda, öğrenciyi oturma, kalkma, eğilme ve yürüme gibi hareketler yoluyla kibarca yönlendirmek için eller ve sözlü talimatlar kullanılır. Alexander tekniği boyun-baş ilişkisinde denge üzerinde durur. Öğrenci alışık olduğu şekilde hareket ederken, bir eğitmen yavaşça öğrencinin başını omurganın tepesindeki uygun denge noktasına doğru yavaşça çevirir. Öğrenci, küçük bir katkıyla tüm vücudundaki hareket taleplerine nasıl karşılık vereceğini öğrenir. Harekete karşı bu yaklaşım özellikle aktörler ve diğer performans sanatçıları arasında yaygındır.

Pilates ya da fiziksel zihin yöntemi de aktör, dansçı, atletler ve çok sayıda diğer insan arasında popülerdir. Pilates yerde ya da ilk olarak özel egzersiz ekipmanları ile yapılan 500’den fazla egzersizden oluşur. Egzersizler duyusal farkındalık ile fiziksel eğitimi birleştirir. Öğrenciler sabit, ortadaki bir merkezden hareket etmeyi öğrenirler. Egzersizler güç, esneklik ve dengeyi artırır. Pilates eğitimi spor klinikleri, fitnes merkezleri, dans okulları, spa merkezleri ve fizik tedavi bürolarında gittikçe yaygınlaşmaktadır.

Hareket terapisine karşı pek çok yaklaşım, içsel algıların farkındalığı üzerinde durur. Somatic’in öncüsü Elsa Gindler’in öğrencisi olan Charlotte Selver onun öğretme tarzını duyusal farkındalık (SA) olarak açıklar. Bu yaklaşım, Gestalt terapisini geliştiren Fritz Perls de dahil pek çok yenilikçinin düşüncelerini etkilemiştir. Bir dizi planlı hareket, imge ya da vücut hareketi yerine SA’da öğretmen, kişinin herhangi bir anda duyularının farkında olabileceği bir deneyimi ana hatlarıyla belirler. Öğretmen öğrenciden koşarken, otururken, bir kitabı alırken vs. nefesinin hareketini hissetmesini isteyebilir. İçsel algılama deneyimine bu ayak uydurma durumu, nefes almanın daha az sınırlandırıldığı ve postür, koordinasyon, esneklik ve dengenin iyileştiği bir beden-zihin bütünlüğü deneyimini teşvik eder. Aynı zamanda artan bir enerji ve canlılık da deneyimlenebilir.

Gerda Alexander Eutony (GAE) içsel farkındalık üzerinde temellenen bir başka hareket terapisi yaklaşımıdır. GAE sayesinde kişi, dış çevreye karşı duyarlı olmayı da içerecek şekilde kendini algılama ve bilmede ustalaşır. Örneğin, yerde nefes, ten ya da vücut şeklini algılayarak uzanırken kişi aynı zamanda yerle bağlantısını da hisseder. GAE, aynı zamanda pratik terapileri de içeren grup derslerinde ya da özel derslerde öğretilir. 1987’de, tüm dünyadaki kliniklerde gerçekleştirilen iki yıllık bir gözlem sonrası GAE, bir alternatif sağlık koruma tekniği olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan ilk zihin/beden disiplini olmuştur.

Dansçı-koreograf Elaine Summers tarafından geliştirilen kinetik farkındalık, duygusal ve fiziksel tahkikat üzerinde durur. Tek başına ya da bir grup içinde, bir öğretmen vücut içindeki ağrı ve hareket sınırlamalarının muhtemel nedenlerini keşfetmesi için öğrenciye bir durum görünümü hazırlar. İlgiyi içe odaklamak, bedeni esnek bir pozisyonda tutmak ve vücudun belli bir bölgesine masaj yapmak üzere sahne donanımı olarak lastik toplar kullanılır. Çalışma kişinin kronik ağrı ile bağlantı kurmasına, yaralanmalardan sonra kolayca hareket etmesine ve enerji, esneklik, koordinasyon ve rahatlığını yükseltmesine yardımcı olur.

Beden-zihin merkezleme (BMC), Bonnie Bainbridge Cohen tarafından geliştirilmiştir ve harekete yönelik kapsamlı, eğitimsel ve terapötik bir yaklaşımdır. BMC uygulayıcıları her bireyin ihtiyacını karşılamak üzere kişisel seansta hareket, dokunma, yönlendirilmiş imgelem, gelişimsel modelleme, diyalog, müzik, büyük toplar ve diğer donanımları kullanır. BMC, kişileri duyusal bir farkındalık geliştirmek ve kişinin bedenini oluşturan bağ doku, sinir, kas, ten, sıvılar, organlar, bezler, yağlar ve dokuları deneyimlemek üzere teşvik eder. Bu terapi kronik yaralanmalardan korunmada ve bunların iyileşmesinde, serebral palsi ve diğer nörolojik bozukluklar bulunan çocuklarda nöromusküler tepkiyi iyileştirmede etkilidir.

Kontinuum hareketin, omurilik zedelenmesi de dahil nörolojik bozuklukları iyileştirdiği kanıtlanmıştır. Emilie Conrad ve Susan Harper tarafından geliştirilen kontinuum hareket, vücudumuzun ve hayatın yaratıcı akışkanlığına dair bir araştırmadır. Beyni uyaran ve hareketin akışkan dünyası ile rezonansı artıran ses, nefes, süptil ve dinamik hareketler keşfedilir. Vurgu lineer hareket modellerinden çok öngörülemeyen, spontane ya da spiral hareket üzerindedir. Conrad’a göre, "Farkındalık bedenimizi hareket ettirme biçimimizi değiştirir. Bizler daha akışkan ve esnek hale geldikçe hayatlarımızdaki zihinsel, duygusal ve ruhsal hareketler de aynı akışkanlık ve esnekliğe bürünür.”

Daha güncel bir tarihte, atları da içine dahil eden bir hareket terapisi türü ilgi çekmeye başlamıştır. Çok çeşitli yerlerde terapötik ata binme ya da at-yardımlı terapi olarak bilinmektedir. Terapötik ata binme İsveçli bir kadın binici tarafından, çocuk felci geçirdiği için yürüme kabiliyetini yitirdiği ve ata binmeye geri dönerek iyileşmeye karar verdiği zaman geliştirilmiştir. Terapötik ata binme programı kişilerin özsaygı, sosyal gelişim ile birlikte denge gelişimi, beden farkındalığı ve fiziksel güç kazanmasına olanak sağlar.

Yoga, t’ai chi ve qigong gibi Doğu’ya özgü hareket terapileri de çok fazla sayıda fiziksel bozukluğu, duygusal direnç sağlayarak ve ruhsal farkındalığı güçlendirerek iyileştirmede ve olumsuzluklardan korunmada etkilidir. Yogaya sayısız farklı yaklaşım mevcuttur. Bazıları fiziksel güç, esneklik ve hizalama üzerinde durur. Diğer yoga biçimleri ise içsel farkındalık, açıklık ve meditasyonu ön planda tutar.
İnsan yaşamının temeli harekettir. Gerçekte hareket yaşamın ta kendisidir. Çağdaş fizik evren ve içindeki her şeyin daimi bir hareketlilik içerisinde olduğunu söyler. Somatik eğitmeni Thomas Hanna’ya göre, "Yaşayan beden hareket eden, aslında durmaksızın hareket eden, bedendir.” Şair ve filozof Alan Watts, hemen hemen benzer bir bakış açısını dile getirmektedir: "Yaşayan bir beden sabit bir şey değil, bir alev ya da girdap gibi akışkan bir olgudur.” Yüzyıllar öncesinde, Batılı büyük filozof Sokrates, modern fiziğin şimdilerde kanıtladığı şeyi anlamıştı: "Evren hareketten başka bir şey değildir.”

Zamanın başlangıcından bu yana, dünyanın dört bir yanındaki yerli halklar bireyin ve toplumun şifa bulması için hareket ve dansı kullanmışlardır. Hareket ve şarkı kişisel iyileşme, topluluğu bir arada tutma, tapınma, başarılı bir hasat sağlama ve verimliliği artırma amacıyla kullanılmıştır. Hareket, hali hazırda dünya üzerindeki çoğu şifa veren gelenek ve uygulamanın en önemli parçası durumundadır.

Batılı hareket terapileri genellikle dans alanından türemiştir. Bu hareket yaklaşımlarının çoğu, yaralanmaktan kaçınmak için bir yol arayan, bir yarayı iyileştirmek için girişimde bulunan ya da hareket etmenin yeni yollarının etkilerine merak duyan dansçılar ya da koreograflar tarafından yaratılmıştır. Bazı hareket terapileri fiziksel terapi, psikoloji ve beden çalışmasının bazı alanlarından ortaya çıkmıştır. Diğer hareket terapileri ise dermansız hastalık ya da durumları iyileştirmenin bir yolu olarak gelişmiştir. Yoga, qigong ve t’ai chi gibi Doğulu hareket terapileri ise spiritüel ya da kişisel savunma uygulamaları olarak başlamış ve iyileştirme terapilerine doğru evrilmiştir. Örneğin Çin’de Taocu rahipler zihinsel duruluk, fiziksel gücü yükseltmek ve meditasyon uygulamalarını desteklemek için özel nefes ve hareket biçimleri kullanmayı öğrenmiştir. Daha sonraları qigong ve t’ai chi olarak bilinen bu uygulamalar nihayetinde sağlığı artırma ve ömrü uzatmanın yöntemleri olarak bilinir olmuştur.
Hareket terapisinin fiziksel yararları arasında büyük bir rahatlık, hareket esnekliği, artan denge, güç ve esneklik, iyileşen kas tonusu ve koordinasyonu, eklem esnekliği, kardiyovasküler koşullanma, artan atletik performans, dolaşımın uyarılması, yaralanmaları önleme, daha uzun ömürlü olma, ağrılardan kurtulma ve romatizmal, nörolojik, omursal gerginlik ve solunum bozukluklarından kurtulma yer alır. Hareket terapisi aynı zamanda beyni sakinleştirmek, benlik bilincini artırmak ve farkındalığı yükseltmek için bir meditasyon uygulaması olarak da kullanılır. Buna ek olarak, hareket terapisi beden yoluyla ifade edilen duygusal üzüntüleri yatıştırmada yararlıdır. Bu durumlar arasında yeme bozuklukları, aşırı bağımlı olma ve anksiyete atakları yer alır. Hareketler düşünce ve duygulara bağlı olduklarından, hareket terapisi tavır ve duygularda değişimlere de neden olabilir. Kişiler özsaygı artış bildirmişlerdir. İletişim becerileri de artar ve diğer kişilere gösterilen toleransta da yükselme olur. Hareket terapisi yoluyla kolaylaşan fiziksel açıklık çok daha büyük duygusal açıklığa ve yaratıcılığa neden olur.

Hareket terapisi, inme ya da omurilik yaralanmalarından mustarip kişiler için rehabilitasyon programlarına eklenebilecek yararlı bir araç olarak gün geçtikçe daha fazla incelenmektedir. 1995 yılında boynunun en üst omurunun hemen altında yer alan iki omurun zedelenmesi sonucu felç geçiren aktör Christopher Reeves, vücudunun çoğunu yeniden hissetmeye başlamış ve hatta bir yüzme havuzunda ufak adımlar atabilmeyi de başarmıştır. Reeves, çoğu doktorun imkânsız olarak gördüğü iyileşmesini her gün beş saat egzersiz yapmasına borçludur. Bazı sinirbilimciler, başlı başına hareketin hasar görmüş sinirlerin yeniden hayat bulmasına neden olduğu hipotezini test etmek üzere Reeves’i ve diğer omurilik zedelenmesi hastalarını incelemektedir.

Hareket terapisinin, tıpta olduğu kadar alternatif tıp uygulayıcıları tarafından da gittikçe daha fazla tanınan bir başka önemli yararı ise sosyal destektir. Çoğu insan, özellikle de fiziksel hastalıklara ya da stresin diğer biçimlerine bağlı depresyon şikayeti olan kişiler, bir yoga sınıfına ya da hareket terapisinin bir başka grubuna devam etmenin yalnızlık ve izolasyon duygularını hafiflettiğini düşünmektedir. Terapötik olarak ata binen kişiler, atlarıyla geliştirdikleri pozitif ilişkinin diğer hayvanlar ve insanlarla daha iyi ilişki kurmakta onlara yardımcı olduğunu bildirmişlerdir.
Ciddi biçimde hasta, şiddetli ateşi olan ya da bulaşıcı bir hastalık taşıyan kişiler hareket terapisi kursuna başlamadan önce iyileşmeyi beklemelidir. Bir kural olarak, yoğun manipülasyon ve bedendeki derin doku katmanlarının esnetilmesi, yakın zamanda ameliyat olmuş ya da ciddi yaralanmalar geçirmiş kişiler için uygun değildir. Duygusal ya da psikiyatrik rahatsızlıklar bakımından ise, uyuşturucu bağımlılığı ya da herhangi bir travma sonrası sendrom veya dissosyatif bozukluk için tedavi gören kişilerin hareket terapisi kursu görmeden önce terapiste danışmaları gerekir. Her ne kadar hareket terapisi, tedavi planının bir parçası olarak bu bozukluklar için öneriliyor olsa da, eğer hareket terapisti hastanın öyküsünü bilmiyorsa, geçmişe dönük hatırlamaları ya da dissosyatif durumları tetikleyebilir. Her zaman için, hareket terapisi kursu almadan önce bu konularda bilgili bir doktora, fizyoterapiste ya da zihinsel sağlık terapistine başvurmak en iyi yoldur.
Her ne kadar araştırmalar dans terapisi, qigong, t’ai chi, yoga, Alexander tekniği, hareket yoluyla farkındalık (Feldenkrais) ve Rolfing üzerine belgelendirmede bulunmuşsa da, hareket terapisinin diğer biçimleri tam anlamıyla araştırılmamıştır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye