"İlişkiler neden sona erer?” bu soru yüzyıllardır merak edilen, kafa kurcalayan ve hatta bilim adamlarının üzerinde araştırmalar yapıp, istatistikler tuttuğu bir konudur.
Bir ilişkinin bitmesinin ilişkinin kendine özgü doğasına bağlı olduğu düşünülse de yapılan araştırmalar ve istatistikler sonucunda, bir ilişkiyi bitiren temel nedenler olduğu görülmüştür. Eğer bu ayrılık nedenlerinin neler olduğunu merak ediyorsanız ya da sizin de ilişkinizde bahsedilen nedenlerden birinin veya birkaçının olup olmadığını kontrol etmek istiyorsanız, işte en sık rastlanılan ayrılık sebepleri:
Bağlılık Eksikliği
Ne yazık ki bir çok çift "bağlılık” sözcüğünün aynı zamanda "tek eşlilik”, "karşı cinsle duygusal ilişkilere açık olmamak” ya da "gerektiğinde eşinin ihtiyaç ve isteklerini kendinden bile önce tutmak” ile eşdeğer olduğunu bilmemektedir. Dolayısıyla bir ilişkide bahsedilen şartlar sağlanmıyorsa, o ilişkinin sağlam temeller üzerinde durduğunu söyleyebilmek oldukça zor. Bu tür ilişkiler genellikle er ya da geç bitmekle beraber, bitmesinin genellikle her iki taraf için de sağlıklı olduğu düşünülüyor!
Egosantrizm
Egosantrizm de ilişkiye en az bağlılık eksikliği kadar zarar verebilir. Egosantrik kişiler her zaman kendi istek ve ihtiyaçlarını partnerinin ihtiyaçlarından önce tutan, ben merkezci kişilerdir. Egosantrik kişilerin dünyası sadece kendi zevklerinden, beğenilerinden ve kararlarından oluşmakla beraber partnerlerinin istek ve ihtiyaçlarına gereken önemi vermezler. Egosantrikler, partnerlerinin isteklerini ya da yapmak istedikleri şeyleri, kendileri de istemedikleri sürece yapmazlar. Yapmaları gerekiyor mu ki?
Yalnızlık Korkusu
Bir çok evlilik ne yazık ki çiftlerden en az birinin yalnızlığını gidermek, duygusal ya da maddi ihtiyaçlarını diğer kişi üzerinden sağlamak ya da güvenlik ihtiyacının karşılanabilmesi için kurulmuş bir ortaklıktır. Özellikle Türkiye’deki pek çok kadın baba evinden kurtulup kendi evinde yaşayabilmek, evliliğin kendine getireceği statüyü kazanmak, terk edilmekten korktuğu için ilişkiyi imzayla resmileştirmek, eşinin maddi imkanlarından, sosyoekonomik durumundan ya da çevresinden yararlanabilmek amacıyla bir çıkış yolu olarak görmektedir. Durum böyle olduğu için ilişkinin temelleri sağlam olmamakla beraber, bir gün ayrılıkla sonuçlanabileceği unutulmamalıdır.
Duygusal Yakınlığın Eksikliği
Bir ilişkinin ayakta kalabilmesi için duygusal yakınlığın sağlanamaması söz konusu olamaz. Duygusal yakınlık partnerine sadece "nasılsın” sorusunu sormakla gerçekleşmez. Partnerinin nasıl olduğunu gerçekten merak etmek, onun isteklerini kalpten gelerek gerçekleştirmeye çalışmak, onunla "kalpten birlikte olmak” anlamına gelir. Ancak duygusal yakınlık için her iki partnerin de kendini korkmadan her yönüyle karşı tarafa açabilmesi gerekir. Kendini karşı tarafa açmak, beraberinde şu korkuları da getirir: "Ya beni her halimle beğenmezse? Ya zayıf yönlerimi görüp benden soğursa? Ya gerçekleri öğrenince beni terk ederse? Ya zayıf yönlerimi gördüğünde bunları bildiği için beni amaçlı olarak incitirse?” işte tüm bu korkulara rağmen her iki taraf da birbirine kesin olarak güvenip kendini açtığında ve iki taraf da tartışma anında bu durumdan istifade etmeye kalkmadıkça duygusal yakınlık kurularak, ilişki zorlu şartlarda dahi yıkılmaz.
Evliliğin Kişileri Değiştirdiği Korkusu
Bazen çiftlerden biri, evliliğin karşı tarafı değiştirebileceği korkusu yaşar ve bu nedenle evlilikten kaçınır. Aslında böyle bir durum birbirine en başından beri dürüst davranan çiftler için geçerli değildir. İlişkinin başından beri birbirine tam olarak dürüst olmayan, kendi gerçek kimliğini bir şekilde maskeleyen çiftleri konu dışı bırakıyoruz… Bunun haricinde evliliğin getirdiği rehavetle ilişkiye özen göstermeme, ya da aynı evde yaşarken ortaya çıkabilecek sıkıntılar sonucu, taraflar birbirinin değiştiğini düşünebilir.
Cinselliğin Tükenmesi
Eğer bir ilişkide artık taraflar cinsellik yaşamak istemiyorsa ve cinselliğin tükendiği düşünülüyorsa, konu açıkça konuşulmalı ve cinsel hayatı canlandırmak için farklı yöntemler denenmelidir. Eğer problem aşılamıyorsa, bir uzmandan yardım istenilebilir. Fakat tüm bunlara rağmen aradaki cinsellik bağı koptuysa artık karar vermenin zamanı gelmiştir: Gitmeli mi? Kalmalı mı?
Ortak İlgi Alanlarının Olmaması
Aslında bu durum özellikle ilişkinin başlarında önemli bir problem olmayacaktır. Hatta bazen taraflar birbirinin ilgi alanlarına yönelerek daha farklı tecrübeler de yaşayabilirler.
Ancak uzun süreli evliliklerin bitiş nedenlerinden bir tanesi de çiftlerin ortak hobilerinin, ilgi alanlarının, arkadaşlarının ya da birlikte yapmaktan zevk alacakları ve paylaşacakları bir durumun olmayışıdır. Birlikte yapılan ortak aktiviteler ve paylaşılanlar azaldıkça ilişkiden alınan keyif ve yakınlık da azalabildiğinden bu durum ciddi bir hal alabilmektedir.
Tarafların Zaman İçerisinde Farklı Gelişim Göstermesi
Hepimizin bildiği gibi hayat, kendimizi geliştirmemizi sağlayan bir oyun alanıdır. Bu alanda bazılarımız daha hızlı ilerleme gösterirken, bazılarımız daha yavaş yol alır. Dolayısıyla ilk başta birbirleriyle uyumlu olan çiftler bile zaman içerisinde farklı gelişim aşamaları kaydedebilir, ilgileri ve yaşama bakış açısı değişebilir. Bu durumda çiftler birbirleriyle senkronize olmadıkları için hayattaki gelişimlerinde birbirlerini desteklemeleri daha zor olabilir ya da artık birbirlerini geliştiremez duruma gelebilirler. İşte böyle koşullarda elele verilip yeniden uyum sağlanılabilirse ilişki daha güçlü bir boyutta devam eder. Ancak ne olursa olsun taraflar birbirine uyum sağlayamıyorlarsa, hayata bakış açıları, amaçları ve enerjetik titreşimleri birbirinden tamamen farklılaşmışsa, belki de yeni bir yol çizmek iki tarafın gelişimi için de daha uygun olacaktır.
Unutulmamalıdır ki ilişkiler kendimizi tanımamız, hayatı farklı açılardan deneyimlememiz, kendi güçlü ve gölge yanlarımızın farkına varmamız ve varlık olarak gelişim seviyemizi yükseltmemiz için vardırlar. Tabi ilişkide olduğumuz partnerimizin de aynı aşamaları deneyimlemesine vesile olmamız gerekmektedir.Bir ilişkide fiziksel, ruhsal, duygusal ve zihinsel uyum olduğunda ve kişiler birbirinin bu yönlerini geliştirmelerine vesile olduklarında, o ilişki dünyadaki cenneti deneyimlemek olacaktır.