Kanser - Alternatif Tedavi

Kanser için konvansiyonel tedavinin yanında veya tek başına uygulanabilen çok sayıda alternatif tedavi yöntemi mevcuttur.

Kanser

Kanserli kişilere yardımcı olabilecek pek çok tamamlayıcı ve alternatif tedavi vardır. Tamamlayıcı tedaviler genellikle cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi alopatik tedavilerle birleştirilmiştir. Kanser olan kişilerin yaklaşık %4’ünün bütün geleneksel tıp tedavilerini reddederek sadece alternatif tıbba güvendiği tahmin edilmektedir. Kemoterapi ve radyasyon tedavisi ağrılı ve toksik tedavilerdir, her ne kadar sıklıkla başarılı olsalar da, öngörülemeyen sonuçlar da verirler. Bir kural olarak, alternatif tedaviler daha az invaziftir, toksik değildir ve minimal yan etkileri vardır; ancak bunların etkinliği üzerine titiz çalışmalar yapılmamıştır. Konvansiyonel tedaviye takviye olarak kullanıldığında birçok alternatif tedavi, klasik kanser tedavisine (örneğin kemoterapi) ya da kansere bağlı belirtilerin tedavisinde başarılı olur ancak kanserin tedavisinde başarı oranları daha düşüktür. Birçok alternatif tedavinin hastalarda ağrı ve bulantıyı azalttığı, iyileşme sürecine destek olduğu ve kanser hastalarının yaşam kalitesini artırdığı görülmüştür.

Kanserin alternatif tedavisi karmaşık bir alandır ve birçok seçenek içinden tercih yapmak zor olabilir. Alternatif tedaviyi seçerken, bireylerin uygulayıcıları, terapileri, klinikler ya da uygulayıcılar tarafından verilen hizmetleri, mevcut belgeleri ve yayınlanmış literatürü değerlendirmeleri gerekir. Hastalar uygulayıcı ararken bu kişinin eğitimini, lisans, sertifikasyon ve kimlik gibi belgelerini ve toplumda şifa konusundaki itibarını değerlendirmelidir. Diğer hastalardan tavsiye alınmalıdır. Kanser hastaları alternatif ve geleneksel tedavileri birleştirmek isteyebileceğinden, tedavi sırasında birlikte çalışmaya hazır olan geleneksel ve alternatif sağlık uzmanları arayabilirler. Eğer hasta, sadece konvansiyonel ve alopatik yöntemler kullanan ve öneren bir doktor seçerse, bu doktorun hasta ve alternatif tıp uygulayıcısı ile iletişim kurmak için istekli olması gerekir. Etkin uygulayıcılar güvenilir ve etiktir.

Hastaların ayrıca bir uygulayıcı veya klinik tarafından verilen tedaviyi değerlendirmeleri önemlidir. Tedavinin nasıl çalıştığını ve arkasındaki ilkeleri anlamaları gerekir. Hastalar hem konvansiyonel hem de alternatif tedavilerin olası risk ve faydalarını, her bir terapi için hangi bilimsel çalışmaların ve literatürün olduğunu ve diğer hastaların tedaviyi nasıl değerlendirdiklerini gerçekçi olarak bilmesi gerekir. Son olarak, hastaların uygulayıcı veya kliniğin sunduğu hizmet kalitesini değerlendirmesi lazımdır. Bir tedavinin hizmet kalitesini değerlendirirken maliyeti, itibarı, destek personelinin kalitesi ve bireysel ihtiyaçlara özen gösterilmesi önemli faktörlerdir. Alternatif tıp doktoru seçerken hastaların seçtikleri tedavinin sigorta kapsamında olup olmadığını sigorta şirketleri ile görüşmesi gerekir. Birçok alternatif tedavi sigorta kapsamına girmez ve hastaların maliyeti kendi ceplerinden ödemesi gerekir.
Alternatif tıp genel anlamda kanseri holistik (bütüncül) bir sorun olarak görür. Yani kanser vücudun genel sağlığı ve bağışıklık sistemi işleyişi ile ilgili bir sorunu temsil eder. Bu nedenle, tedavi holistiktir ve hastaları fiziksel, zihinsel ve ruhsal açıdan iyileştirme ve güçlendirmeye çalışır. Alternatif kanser tedavileri geleneksel ilaçlar, psikolojik yaklaşımlar, beslenme ve diyet yaklaşımları, fiziksel yaklaşımlar, entegre yaklaşımlar ve deneysel programlar da dahil farklı temel yaklaşımlara odaklanabilir.

Geleneksel Tedaviler
Geleneksel Çin tıbbı kanser tedavisi için akupunktur, akupresür masajı, bitkisel ilaçlar, t'ai chi ve chi gong gibi hareket terapilerini kullanır. Laboratuvar ve hayvan çalışmalarında bazı geleneksel Çin bitkisel ilaçlarının bilimsel olarak anti-kanser ve bağışıklık sistemini uyarıcı özellikleri olduğu kanıtlanmış olsa da, insan kanser hastaları üzerinde sonuçlanmış kontrollü çalışma sayısı çok azdır. Günümüzde hâlâ devam eden çalışmalar da vardır. Ayurvedik tıpta da kanser tedavisinin bir parçası olarak, meditasyon, nefes teknikleri, detoksifikasyon, bitkisel ilaçlar, masaj, egzersiz ve yoga kullanılır. Kanser olan ya da kemoterapi veya radyoterapi gören kişilere önerilen Panchakarma ise kapsamlı bir detoksifikasyon ve güçlendirme programıdır. Panchakarma vücuttan fazla toksinleri atmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için oruç, özel vejetaryen diyetler, lavman, masaj, bitkisel ilaçlar ve diğer teknikleri kullanır. Bazı Ayurveda otları önemli derecede kanser karşıtı özellikler göstermiştir. 

Natüropati ve homeopati bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kanser tedavisi ile ilişkili ağrıyı azaltmak için bitkisel ilaçlar ve çeşitli alternatif teknikler kullanan Batılı geleneksel şifa sistemlerdir. Masaj ve refleksoloji gibi beden çalışması terapileri ise kas gerginliğini azaltır, bulantı ve kusma gibi yan etkileri azaltabilir. Homeopati ve bitkisel tedaviler radyasyon ve kemoterapinin yan etkilerini hafifletebilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne bağlı Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi (NCCAM) birçok tamamlayıcı ve alternatif kanser tedavileri üzerine yapılan klinik denemeleri denetler.

Psikolojik Yaklaşımlar
Psikolojik yaklaşımlar zihin ve duyguların beden sağlığını ve kanser gibi hastalıkları etkileyebileceği fikrine dayanır. Aslında, pek çok çalışma zihnin ve duyguların beden sağlığı üzerinde rol oynadığına işaret ettiğinden, ruhsal durum ile bağışıklık sisteminin işleyişi arasındaki etkileşimleri incelemek için psikonöroimmünoloji adında yeni bir akademik tıp alanı ortaya çıkmıştır. Psikolojik yaklaşımlar birçok geleneksel kanser programı ile birlikte kullanılır. Kanserin yol açtığı zihinsel ve ruhsal zorluklar konusunda hastalara yardımcı olmaya çalışan alternatif tedaviler arasında psikoterapi, destek grupları, güdümlü imgeleme, meditasyon, biofeedback ve hipnoz yer alır. Çalışmalar, kanserlerine olumlu bir tutum ve dingin ya da barışçıl bir kabul ile yaklaşan hastaların, depresyon, alaycılık veya çaresizlik gibi olumsuz duygularla reaksiyon gösterenlere göre sağ kalma oranlarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Alternatif tedaviler hastaların, iyileşmelerinin önündeki zihinsel ve duygusal engelleri aşabilmeleri için psikolojik yaklaşımlar kullanır.

Fiziksel Yaklaşımlar
Kansere yönelik fiziksel yaklaşımlar arasında egzersiz, masaj terapileri, t'ai chi ve chi gong gibi hareket terapileri, nefes teknikleri ve gevşeme teknikleri yer alır. Bu tedaviler, bağışıklık sistemi yanıtını artırmaya, ağrı, bulantı, halsizlik ve fiziksel hareketsizlik gibi konvansiyonel tedavilerin yan etkilerini azaltmaya, gevşemeyi teşvik etmeye ve stresi azaltmaya çalışır.

Beslenme ve Diyet Yaklaşımları
Diyetin bazı kanserlerin gelişme riski üzerinde önemli bir rol oynadığı kabul edilir. Birçok beslenme uzmanı da kanser hastalarının zehirli kimyasallar içermeyen ve bağışıklık sistemi yanıtını artırdığına inanılan antioksidanlar gibi besinlerle dolu diyetlere ihtiyaç duyduklarına inanmaktadır. Uygun bir diyet ve beslenme, bir kanser hastasının hem kurtulma şansını hem de tedavisi sırasında yaşam kalitesini artırabilir. Bazı laboratuvar çalışmaları, brokoli, karnabahar ve lahanada bulunan izotiosiyanat ve dithioltionlar gibi A, C ve E vitamini bileşenlerinin ve havuçta bulunan beta-karoten antioksidanının DNA hasarına karşı koruyucu etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Ayrıca yeşil çayda bulunan bioflavonoidlerin ve likopenin kanseri önleyici bir rolü olduğu düşünülmektedir. 

Kanser için diyetsel yaklaşımlar arasında vejetaryenlik, çiğ gıda diyetleri, makrobiyotikler, Gerson diyeti ve Livingston-Wheeler beslenme programı yer alır. Kanser diyetleri genellikle taze meyve ve sebzelere, tam tahıllara ve baklagillere ağırlık verirken, yağ, et, süt ürünleri, şeker, işlenmiş gıdalar ve kanser hastalarını zorladığına inanılan diğer gıdaların alımını kısıtlar. Beslenme ile ilgili yaklaşımlar arasında antioksidan ve vitamin takviyeleri alımı ile anti-kanser, bağışıklık arttırıcı veya belirti azaltıcı özellikleri olduğu kanıtlanmış olan pek çok bitki özünün kullanımı yer alır.

Birleşik Yaklaşımlar
Geleneksel bir tıp doktoru ve onkolog olan Keith Block, Illinois’teki Chicago Tıp Fakültesi’ne bağlı olan kanser tedavi merkezinde birçok alternatif uygulamayı birleştirmiştir. Programı, geleneksel tedavileri kullanarak ve alternatif şifa tekniklerini birleştirerek, bireyselleştirilmiş bir kanser tedavisi sunmaya çalışır. Block özel bir diyeti (vejetaryenliğe ve makrobiyotiklere dayalı), egzersizi, psikolojik desteği, bitkisel ve besinsel takviyeleri savunur. Block programı, hastaların hem tedavi başarısı ve hem de memnuniyeti bakımından övgüler almıştır.

1998 yılında kurulan ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne bağlı Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi (NCCAM) botanik ürünler, herbalizm ve diğer alternatif tedaviler üzerine klinik denemeleri ve araştırmaları destekler. Kanser tedavisinde alternatif tedavilerin etkinliği daha fazla belgelendikçe ve öğrenildikçe, Block’un örneğini takip etmeye ve kanser için birleşik programlar geliştirmeye istekli olan geleneksel tıp hekimlerinin sayısı da giderek artmaktadır.

Deneysel Programlar
Deneysel programlar, geleneksel tıp doktorlarını tatmin edecek biçimde kanıtlanmamış tedavi seçenekleri sunar. Bu tedavilerden bazıları zararlı olabileceğinden, hastaların katılmayı kabul etmeden önce programın etkinliği ve güvenliği hakkında araştırma yapması gerekir. Bu programlar, sigorta kapsamında değildir. Aşağıdakiler gibi deneysel programlar sürekli olarak denenmektedir:
  • Antineoplaston tedavisi: Stanislaw Burzynski adında Houston Texas’da hekimliğe başlamış olan Polonyalı bir doktor tarafından geliştirilmiştir. Burzynski kanserli hastalarda bulunmayan ve kanser büyümesini durdurduğuna inandığı bir kimyasalı izole etmiştir ve tedavisi bir bakıma umut vericidir. Kanser Araştırma Enstitüsü müdürü Joseph Gold, kimyasal hidrazin sülfatın, kilo kaybının durdurulması, tümörde daralma ve sağ kalma oranlarında artış da dahil olmak üzere kanserli hastalarda çok olumlu etkileri olduğunu keşfetmiştir.
  • Livingston tedavisi: Amerikalı bir hekim olan merhum Virginia Livingston tarafından geliştirilmiştir. Livingston kansere bütün tümörlerde bulunduğunu iddia ettiği bazı bakterilerin neden olduğunu iddia etmiştir. Hafif pişmiş ya da çiğ vejetaryen gıdalar ile özel vitaminler ve besin takviyelerine önem veren özel bir diyet ile detoks programını savunur.
  • Gerson tedavisi: Yıllardır kanser için bilinen en iyi beslenme tedavisi konumundadır. California ve Meksika’daki iki klinikte uygulanır. Çiğ meyve ve sebze suları kullanarak yüksek dozda özel besinler içeren, az tuzlu ve az yağlı olan temel bir vejetaryen diyetten oluşur. Gerson tedavisi, hastaların karaciğerine destek olduğuna inanılan çiğ dana ciğeri suyunu içmelerini gerektirir, ayrıca sık aralıklarla toksinlerin atılmasına yardımcı olduğu iddia edilen kahve lavmanı yapılmasını savunur.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye