714X
Bu eşsiz bileşik biyolog Gaston Naessens tarafından geliştirilmiştir. Bol nitrojen bulunduran kafur ve organik tuzlar içerir. Naessens’in yakın arkadaşlarından Dr. Jacinte Levesque, bu terapinin gelişmesinde Naessens’in kanserli hücrelerin bolca nitrojen kullandığını ve hatta diğer hücrelerden nitrojen çaldığını fark etmesinin rol oynadığını söylüyor. Bunu yapmak için kanserli hücreler kanserojen K faktör (CKF) adında bir bileşik salgılarlar ve bu bileşik bağışıklık sistemini felç ederek kanserli hücrelerin ihtiyaç duydukları nitrojeni başka hücrelerden çalmasını sağlar. 714X vücuda verildiğinde kafurun içindeki yüksek nitrojen sebebiyle kanserli hücrelere çekici etki yapmaktadır. Kanser hücreleri ihtiyaç duydukları nitrojeni kafurdan aldıkları için bağışıklık sistemimi felç edecek maddeleri salgılamazlar. 714X kanser hücrelerini oyalarken bağışıklık sistemi kendi görevini yerine getirir.
Hayvan deneylerinde 714X kemik kanserlerine ve meme kanserine karşı başarılı olmuştur. İnsanlarda tümörlerin küçülmesi, kilo alımı veya kilonun korunması, ağrının azaltılması veya yok edilmesi, ömrün uzaması gibi sonuçlar rapor edilmiştir. Dr. Naessens, 714X’in melanomlara, karsinomlara, lenfomalara ve diğer kanser türlerine karşı etkili olduğu yüzlerce vaka biriktirmiştir.
Genel tedavi yöntemi kasık bölgesindeki lenf nodüllerine doğrudan yapılan üç ardışık enjeksiyon serisinden oluşur. Enjeksiyonlar günde 1 kez olmak üzere 21 ardışık günlük periyotlarda verilirler. Sonra iki gün ara verilerek vücudun doğal savunmalarının toparlanmasına izin verilir. 714X’in enjeksiyon bölgesindeki yanma dışında zararlı yan etkileri yoktur.
Glutatyon ve N-Asetil-Sistein (NAC)
Glutatyon, sistein, glisin ve glutamik asit amino asitlerini bulunduran bir proteindir. NAC, sisteinden elde edilen bir maddedir. Vücudun glutatyon üretimi için bir amino asit öncülüdür. Glutatyonun antioksidan etkisinden ve kilit antioksidan enzim glutatyon peroksidazdan, sistein sorumludur.Glutatyon peroksidazın kandaki seviyeleri hayatın 6. on yılından sonra azalır ve kötü huylu kanserleri olan kişilerde de düşüktür. Glutatyon ve NAC kombinasyonları ile takviye yapmak beslenme ve çevre yoluyla çok sayıda toksine maruz kalmış kişiler için özellikle önemli olabilir.
Glutatyon DNA’ya yapılan serbest radikal hasarını azaltır ve diğer antioksidanların azalmasını önler. Ayrıca bazı kanserojenlerin metabolize edilmesine, bazı bağışıklık hücrelerinin aktifleştirilmesine, DNA’nın sentezlenmesine ve tamir edilmesine yardım ederken, anjiyogenezi (tümörler için gerekli olan kan damarı oluşumu) önleyebilir. Glutatyon ayrıca karaciğerin ilaçları ve toksik kimyasalları metabolize etmesinde görevli bir enzimin bileşenlerindendir. Glutatyon ve NAC takviyelerinin kemoterapinin ve diğer modern tıp yöntemlerinin toksik yan etkilerini azalttığı görülmüştür. Glutatyonun dil altı, rektal yolla veya damardan alınması en iyisidir.