Kesin tanımıyla, menopoz tüm adet kanamalarının sonudur. Genellikle kadınlar menopoza 48 ila 52 yaşlar arasında girerler fakat bazı kadınlar otuzlu yaşların sonlarında veya kırklı yaşlarda da menopoza girebilir. U.S. Census Bureau'ya göre 45 ila 54 yaşlarında, menopoz dönemindeki kadınların sayısı 13 milyonu bulmaktadır. 1946 ve 1964 yılları arasındaki çok fazla bebeğin hayata geldiği dönemde doğan ve artık yaşlanmakta olan nüfus sebebiyle her gün 3,500 Amerikalı kadın menopoz yıllarına girmektedir. Ancak artık kadınlar daha sağlıklı olduklarından, menopoz yaşlılığın başlangıcı olarak görülmemektedir ve menopoz sonrasında yetişkin hayatlarının üçte birini yaşamaları beklenebilir.
Menopoz yumurtalıklar östrojen üretmeyi bıraktıklarında başlar. Perimenopoz menopoz öncesindeki 5 ila 10 yıl olarak düşünülen bir periyottur (yaklaşık 35 ila 50 yaşlar arası). Yumurtalıklar yumurta tedariklerinin sonlarında olduklarından dolayı birkaç yıl boyunca yumurtlama olmayan düzensiz adet döngüleri ile karakterize edilebilir. Yumurta mevcut olmadan, progestron üretilemez ve bu nedenle perimenopoz sıklıkla östrojen baskınlığı tarafından karakterize edilir ve yan etkileri arasında su tutma, kilo alma ve değişken ruh hali, fibrokistik meme, meme kanseri, myom ya da rahim kanseri yer alır.
Menopoz başlangıcı ile östrojen sevileri sıfıra düşmez. Bazı östrojenler, böbrek üstü bezlerinin ürettiği öncüller kullanılarak yağ hücrelerinde, yumurtalıkların etrafındaki destekleyici dokularda ve bağırsak kanalında üretilmeye devam eder. Menopoz sonrası kilo alımı bu durumdan yararlanmak için vücudun bir girişimi olabilir. Östrojen vücuttaki diğer kimyasal yollar aracılığıyla da üretilir. Bu östrojen birikimi çoğu doğal terapinin etkinliğini sağlamasının sırrıdır.