"Your Body’s Many Cries for Water" ("Vücudunuzun Su Feryatları") adlı kitabın yazarı ve kronik dehidrasyonun hastalıklarda oynadığı rol konusunda bir uzman olan Dr. Fereydoon Batmanghelidj, "Vücudun umutsuzca bağımlı olduğu ve ona hayat veren en önemli madde sudur” diyor. Vücudun yaklaşık yüzde 75’ini oluşturan su hem hücrelerin dışında hem içinde bulunup kan, lenf, salya, sindirim sıvıları, idrar, ter gibi bütün sıvıların temelidir. Su vücudun bütün fonksiyonlarının düzenleyicisi olduğu için, hayat ile eş anlamlıdır. Yaşamak için gerekli gücü sağlayan elektrik ve manyetik enerjiyi ileten su vücuttaki her hücrenin ana enerji taşıyıcısıdır.
Su ayrıca cildin ışığa ve enerjiye hassas, sinyal alıp veren birçok sinir ucunun çalışmasını etkinleştirerek onları daha işler hale getirir ve cilde canlılık verir. Oksidanları ve diğer toksinleri böbreklerden attığı için antioksidan görevi gördüğü gibi hem cilt hem de mukoz dokular için bariyer işlevi üstlenir. Beyin hücrelerinin alkalin seviyesi bu sayede korunur. Su sayesinde sinüsler daha kolay boşalır. Sinüsler su sıkıntısı çekmiyorsa, mukus dokuları enfeksiyonlara karşı daha güçlü direnir.
Dr. Batmanghelidj’e göre birçok insan farkına varmadan kronik dehidrasyon sorunu yaşar. Dehidrasyon vücuttaki toksik birikimini kötüleştirir. Bu durum hiperaktif bir bağışıklık sistemine yol açarak artrit, astım, kolit, depresyon, diyabet, dispeptik ülser, duodenit, gastrit, mide ekşimesi, baş ağrısı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, alt bel ağrısı, boyun ağrısı ve osteoporoz gibi birçok hastalığa neden olur veya bu hastalıkları kötüleştirir.
Birçok insan su yerine alkol, kahve, çay, soda ve diğer kafein içeren içecekler tüketmektedir. Bu tür sıvılar vücuda ihtiyacı olan suyu vermek yerine dehidrasyonu daha da kötüleştirmektedir. Dr. Batmanghelidj birçok alternatif doktor gibi bu tür içeceklerden uzak durmayı ve bunlar yerine su tüketilmesini önermektedirler. "Vücudunuzun günde en az altı ila sekiz bardak suya ihtiyacı vardır. Her susadığınızda mutlaka su içmelisiniz. Su içmeyi arttırırsanız, susama duyunuz daha etkili ve sağlıklı hale gelir.”
Dr. Batmanghelidj’e göre su içmek için en iyi vakit öğünlerden 30 dakika öncedir. Ayrıca öğünlerden 2.5 saat sonra aynı miktarda, yani bir bardak su içmek gerekir. "Bu miktarlar vücudunuzun asgari su ihtiyacını oluşturur. Bu miktar suyu vücudunuzda herhangi bir kısa devre olmaması için içiyorsunuz. Daha ağır öğünler için veya yatağa gitmeden önce iki bardak daha içilmelidir” der.
Dr. Batmanghelidj, birkaç gün boyunca 8 ila 10 su bardağı su içildikten sonra, beslenmenize biraz tuz eklemenizi tavsiye ediyor. Eğer geceleri kas krampları gibi bir tuz eksikliği belirtisi gösteriyorsanız, bu tavsiyeye bilhassa uyulmalıdır. Batmanghelidj’e göre bunun nedeni sadece su içmeyi artırmakla vücudun tuz kaybetmesidir. Tuz beslenmeye eklenmelidir. Dr. Batmanghelidj potasyum içeriğinden dolayı günde 1-2 bardak portakal suyu tavsiye etmektedir.
Çeşme suyu genellikle birçok sağlıksız kirletici, mikro organizmalar, ağır metaller, klor, flor ve başka katkı maddeleri içerdiği için içme suyunuzu test etmelisiniz. Eğer test sonucu bu kirleticiler açısından müspet çıkarsa kömür veya seramik filtrelerle suyunuzu filtre etmelisiniz.