Sorularla Akupunktur ve Akuenerji

Dr. Baki Dökme soru ve cevaplarla akupunktur ve akuenerjiyi anlatıyor....

Sorularla Akupunktur ve Akuenerji

Akupunktur nedir?
Vücutta belirli noktalara iğne batırmak suretiyle hastalıkları tedavi etme metodudur.

Akupunkturun kelime anlamı nedir?
Acus: İğne; Punctura: batırma anlamında olup; akupunktur, iğne batırma demektir. Türkçe'de Kuru iğne denilmektedir. Çince'de de İğneleme şeklinde geçmektedir.
Kuru iğneleme Latince'ye aktarılırken yukarıdaki kelimelerden oluşturulmuştur;  ama, aslına bakarsak Latince sandığımız akupunktur kelimesinin de Türkçe olduğunu görürüz. akupunkturun aslı Oku bandur (veya igi abandur)'dur.

Akupunktura ‘alternatif tıp’ veya ‘alternatif tedâvi yöntemi’ diyebilir miyiz?
Akupunktur alternatif tıp değil, tıbbın içerisinde olan bir tedavi yöntemidir. Hasta, hastalığına göre ilaçla, fizik tedaviyle, cerrahi yolla akupunktur veya akuenerjiyle tedavi edilebilir. Dolayısıyla alternatif bir tedavi yöntemi de değildir. Hangi tedavi gerekiyorsa hekim o tedaviyi yapar. Fizik tedavinin yerine akuenerji ya da cerrahinin yerine ilaçlı tedavi olmaz. Gereken neyse o yapılır. Eğer hastayı akuenerji veya akupunkturla tedavi etmek gerekiyorsa o şekilde tedavi edilir. Bazen birkaç tedavi birden uygulanabilir. Sözgelimi; hasta hem ilaç kullanır, hem fizik tedavi görür ya da akuenerji tedavisi birlikte yapılır.
Tekrar ediyorum: Hasta için hangi tedavi gerekiyorsa hekim tarafından o tedavi uygulanır.

Akupunkturun dünyada ilk defa Çinliler tarafından uygulandığı biliniyor, gerçek bu değil mi?
Akupunktur veya Türkçe'si KURU İĞNE TEDAVİSİ ülkemizde, hâlâ yeteri kadar tanınmıyor. Biz akupunktur doktorları, her ne kadar uğraştıysak da henüz tanıtımda tam olarak başarılı olamadık. Oysa akupunktur Türk icadı bir tedavi şeklidir. Türkler bu tedaviyi en az 5-6 bin yıl önce keşfettiler. Çinliler ise akupunkturu daha sonra öğrenmişler ve gelişmesine büyük katkıda bulunmuşlardır.

Batı Türkleri olarak bizler akupunkturu son zamanlarda OCAK tabir edilen yerlerde devam ettirmişiz. Ocakların dışında bazı doktorlar da akupunkturu dağlama şeklinde devam ettirmişlerdir. Sabuncuzade bu konuda meşhur olmuş bir hekimdir.

Biz ve bizim gibi doktorlar, yurtdışından Türkiye'ye döndükten sonra dernekleşmeler sonunda akupunktur yeniden gündeme gelmiştir.

Vücudun belli bir noktasına batırılan bir iğne, nasıl oluyor da vücudun başka bir bölgesini etkileyebiliyor?  Açıklama getirir misiniz?
Akupunktur veya akuenerji genel olarak iki yoldan etkili olmaktadır:
  1. Refleks yoldan
  2. Nörokimyevi yoldan

Refleks yoldan olan etki iğnelerin batmasından hemen sonra ortaya çıkar. Hastanın şikayeti azalmağa başlar. Nörokimyevi yolla olan ise sonra meydana gelir. Bu yolla beyinde ve vücudun bazı yerlerinde endorfin (vücut içi morfini), serotonin ve daha pek çok kimyevi maddelerin artışı ile etki meydana gelmektedir. Nörokimyevi maddeler iğneler batırıldıktan yaklaşık 20 dakika sonra meydana gelmektedir. Refleks yolla olanı ise iğneler batar batmaz ortaya çıkar. Akupunktur veya akuenerji bir üçüncü yoldan daha etkili olmaktadır ki, bu da sibernetik yoldur. Yapılan tedavi sonrasında hastalığı oluşturan kısır döngü kırılmakta ve hastalık iyileşmeye başlamaktadır.

Akupunkturun etki mekanizması nasıldır?
Bunu telefon misaliyle açıklamamız mümkündür: Elinizdeki bir tuşlu telefonla telefon etmek istediğiniz zaman ne yapıyorsunuz? Tuşlara (düğmelere) basıyorsunuz değil mi?
Düğmelere basınca oradan kalkan sinyaller, kablolar ve bir takım ara bağlantılar aracılığıyla (Cep telefonlarında ise elektromanyetik dalgalar aracılığıyla) merkeze (santral, uydu) ulaşmakta ve burada değerlendirildikten sonra, numaralarına bastığımız telefon cihazına da aynı yollardan iletilmektedir. Orada ise zil, titreşim veya ışık tertibatıyla kişi uyarılmaktadır.

Akupunktur veya akuenerjinin etki mekanizmasını da basitçe bu sisteme benzetebiliriz. Telefonun düğmelerini akupunktur noktaları olarak, düğmelere bastığımız parmaklarımızı iğne olarak kabul eder ve beynimizi de telefon santralına benzetirsek, akupunkturun etki mekanizmasını kolayca kavramış oluruz. Akuenerjide ise telefonun düğmelerine dokunmuyor, onlara sadece parmağımızı uzatıyoruz.

Sonuç olarak akupunktur noktalarından kalkan uyarılar sinir lifleri aracılığıyla beyne ulaşmakta, orada değerlendirildikten sonra gerek refleks yoldan, gerek nörokimyevi yoldan, insan yapısında yaradılıştan var olan tamir veya iyileştirme mekanizması harekete geçirilmektedir. Beyin yaptığı değerlendirmeye göre gerekli yerlere emirler gönderilmekte ve böylece tedavi gerçekleşmektedir. Telefon yerine şu an önünüzde bulunan bilgisayarı da düşünebilirsiniz.

Akupunktur veya akuenerji herkese etki eder mi?
Eğer hastanın bünyesinde herhangi bir engel yoksa herkese etki eder. Ama engel varsa maalesef sonuç alınamamaktadır. Bir de bozucu ocaklar vardır. Bunlar olursa da sonuç alınamaz. Engelden kastımızı gene telefon misaliyle anlatalım:

Eğer telefon sisteminde bir arıza varsa anlaşamayız veya konuşamayız, değil mi?
İşte akupunkturda da aynı şey söz konusudur. Öyleyse engellerin tedavi edilerek ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bunun için de önce bunları tespit etmeliyiz. Engel tespiti ve noktaların bulunması için çeşitli muayene metotlarımız vardır. Bulduğumuz engelleri iğneleyerek ortadan kaldırabiliriz. Fakat bir de bulamadığımız engeller vardır. İşte böyle bir durum söz konusu olursa akupunktur etkili olamamaktadır.
Bulunabilen engellerden bazıları şunlardır:
  • Yara izleri
  • Ağızdaki amalgam (civalı) dolgular
  • Bazı insanlarda meydana gelen titreşimler
  • Müzmin iltihaplı bölgeler

Amalgam dolgular herkeste engel teşkil etmeyebilir. Fakat amalgam bazen engel olarak, bazen de hastalık sebebi olarak karşımıza çıkabilmektedir.

Modern tıp veya klâsik tıp, akupunkturu bir teşhis ve tedâvi yöntemi olarak kabul ediyor mu?
Evet. Sağlık Bakanlığı’nda, "Akupunktur Bilim Komisyonu” bulunmaktadır. Ancak akupunktur tedavisi henüz SGK tarafından karşılanmamaktadır.

Siz akupunkturun; ‘akuenerji’ olarak adlandırdığınız yeni bir şeklini uyguluyorsunuz. Yaptığınız işi detaylı olarak anlatır mısınız?
Tabii ki. Her insanın vücudunda elektromanyetik bir enerji bulunmaktadır. Bunun yanında insan, evrenden (kâinat) aldığı elektromanyetik dalgaların da etkisi altındadır. Bazı kişiler dışarıdan gelen ve kendi vücutlarında bulunan elektromanyetik dalgaları başka yerlere gönderme özelliğine sahiptirler. Bunu insanlar en eski çağlardan beri "Nazar" veya "Göz değmesi” şeklinde bilmektedirler.

Nazar (Göz değmesi), bir insanın evrenden kendisine ulaşan elektromanyetik dalgaları, güçlü bir şekilde gözleri aracılığıyla başka bir nesneye veya kişiye iletmesidir. Nazarda, yani "Kötü Bakış"ta,  kötü düşünce söz konusu olduğu için, olay olumsuz yönde gelişmektedir. Kötülük söz konusu olmadığı zaman ise, bakışla diğer insanlara fayda sağlanabilmektedir.

Akuenerji; Kontrollu Akupunktur'u bilen ve akuenerji tekniğiyle ilgili  öğrenim görmüş bir doktor tarafından, elektromanyetik dalgaların, parmakla başka bir kişideki akupunktur noktasına gönderilmesi şeklindedir. Akuenerjiyle teşhis ve tedavi yapmak mümkündür.

Akuenerji yaparken, bünyede mevcut olan enerjinin kullanılması çok nadir olmaktadır. Çünkü akuenerji uygulayan hekim, kendi enerjisi tükendiğinde yorgun düşmektedir. Bu sebepten asıl akuenerji tedavisi, dışarıdan (evrenden) gelen elektromanyetik dalgalarla yapılmaktadır. 

Akuenerjiyi ilk geliştirdiğimiz zaman, her tedavi gibi bu tedavinin bir de adı olmalı diye düşündük. Bu ad "Akuenerji” olmalıydı.  Çünkü hasta, akupunktur noktalarına elektromanyetik dalgalar gönderilerek tedavi edilmekteydi. 

Akupunkturdaki Latince "akus" kelimesi iğne anlamındadır. Her ne kadar "Akuenerji" kelimesi,"İğne-enerji" şeklinde, biraz tuhaf bir anlama geliyor gibiyse de; akupunktur noktalarını ve dolayısıyla akupunkturu çağrıştırması gerektiğini düşünerek, geliştirdiğim bu tedaviye "Akuenerji" adının uygun düşeceğine karar verdim. 
 
Akuenerji nasıl uygulanıyor?
Akuenerji, akupunktur noktalarına parmak aracılığıyla enerji uygulaması olduğu için, parmakla uygulanmaktadır.

Akuenerjinin temeli-özü nedir?
Akuenerji, evrenden gelen elektromanyetik enerjinin, insan veya hayvan üzerindeki akupunktur noktalarına parmaklar aracılığıyla gönderilmesi esasına dayanmaktadır.

Akuenerjiyi herkes uygulayabilir mi?
Hayır. Akupunkturu uygulayacak kişide hekim olma şartı aranmaktadır. Akuenerjide de bu şart vardır. Çünkü akuenerji, kontrollu akupunktur esasına dayanmaktadır. Akuenerji uygulayacak olan hekimin, klasik akupunkturu ve ayrıca kontrollü akupunkturu da öğrenmesi gerekmektedir.

Doktor olmayanlar neden uygulayamıyor?
Doktor olmayanların neden uygulayamayacağını bir önceki sorunun cevabında söyledim. İsterseniz biraz daha bu konuyu açalım.
1219 sayılı ve 1928 tarihli Türk tababet ve şuabatı sanatlarının tarz-ı icrası dair kanunun ilk maddesi şöyle diyor:
Madde 1 - Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde tababet icra ve her hangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için Türkiye Darülfünunu Tıp Fakültesinden diploma sahibi olmak ve Türk bulunmak şarttır.
Yani, insan tedavisiyle uğraşacak kişinin hekim olma şartı aranmaktadır. Ayrıca, akupunktur yönetmeliğinde de bu şart özellikle belirtilmektedir: Akupunktur tedavisi uygulayacakların Kanun gereğince hekim ve Bakanlıkça düzenlenmiş "Akupunktur Tedavisi Uygulama Sertifikası"na sahip olmaları şarttır. Yürürlükte olan yasa ve yönetmeliğin yanında bu işin bir de töre yönü vardır. Her meslek erbabı tarafından uygulanmalıdır. Unutmayalım ki, "Yarım hoca imandan, yarım doktor candan eder.” Günümüzde, hekim olmayan kişiler hekimlik yapmağa çalışmaktadırlar. Her şeye aykırı olan bu durum maalesef devam etmektedir. Doktor olmayan kişiler bitkilerle; gene doktor olmayan kişiler Biyoenerji, Reiki (Hayat enerjisiyle tedavi) gibi tedavilerle hasta tedavi etmektedirler. Hangi yasaya, hangi yönetmeliğe ve hangi töreye göre?

Akuenerji eğitimini veren resmî bir kurum var mı? Nerede?
Akuenerji eğitimi bizim tarafımızdan verilmektedir. Bu eğitim, yıllarca Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’de tarafımızca verilmiştir. 2007-2008 yıllarında ise İstanbul Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde akupunktur kursu sırasında gene tarafımızdan akuenerji eğitimi verilmiştir.

Ne kadar süre ile eğitim veriliyor?
Akupunktur ve akuenerji eğitimi birlikte olmak üzere toplam 480 saat sürmektedir.
Bizim görüşümüze göre bu süre çok eksiktir. Akupunktur ve akuenerji eğitim tıp fakültelerinde kurulacak "Akupunktur ve Akuenerji” anabilim dallarıyla, eğitim hastanelerinde yapılmalı ve diğer ihtisaslar gibi en az 4 yıl sürmelidir.

Bu kurum Sağlık Bakanlığı tarafından denetleniyor mu?
Evet. Hastane, bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığı’na bağlı. Akuenerji, akupunkturun bir dalı. Akupunktur sertifikası, akupunktur kursunu bitiren ve sınavda başarılı olan hekimlere Sağlık Bakanlığı’nca verilmektedir. 

Akuenerji ile teşhis konulması nasıl oluyor?
Burada da akupunkturdakine benzer bir teknikle, ama akuenerji aracılığıyla teşhis koymaktayız. Koyduğumuz teşhis aynen kontrollü akupunkturda olduğu gibi net olarak, "Sizde şu hastalık var" şeklinde değil, şu bölge veya şu organda hastalık olabilir" şeklindedir. Kesin teşhis diğer tıbbi metotların da yardımıyla konmalıdır. Ancak öteki tıbbi metotlarla konulamayan bazı teşhisler, kontrollü akupunktur veya akuenerji yöntemiyle gerçekleştirilebilmektedir. Sözgelimi, ağır pazar çantalarını taşımaya bağlı, sempatik ve parasempatik sinir sistemi arasındaki  uyumsuzluktan doğan kol uyuşmalarının neye bağlı olduğunu, akuenerji veya kontrollu akupunktur teşhis yöntemiyle anlamamız mümkündür.

Akuenerji ile tedâvide bilinen klasik ilaçlar mı kullanılıyor?
Hayır. Akunerji tedavisinde hiçbir ilaç kullanılmamaktadır. Ancak, hasta hem ilaç alıp hem de akuenerji tedavisi olabilir. İyileştikten sonra hekimin uygun görmesi halinde, hasta ilaçları bırakabilir.

Akuenerji ile hangi hastalıklar tedâvi edilebiliyor?
Akupunkturla tedavi edilebilen her hastalık akuenerjiyle de tedavi edilebilir. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; akuenerji, akupunkturdan daha etkili olmaktadır.
Akupunktur veya akuenerjiyle tedavi edilebilen hastalıklardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Akupunkturla bazen hastalığın kendisini, bazen de bir hastalığın belirtilerini ortadan kaldırmaya çalışırız; tıpkı öteki dallarda olduğu gibi. Bizim tedavi etmeye çalıştığımız bazı hastalık ve hastalık belirtileri şunlardır:
  • Yarım baş ağrısı (Migren)
  • Sebebi bulunamayan baş ağrıları
  • Sinüzit
  • Saman nezlesi (Allerjik rinit)
  • Astım bronşit 
  • Ses kısıklığı (Organik sebebe bağlı olmamak şartıyla)
  • Trigeminus nevraljisi (Üç bacaklı sinir ağrısı)
  • Bel fıtığı
  • Boyun fıtığı
  • Lumbago (Bel ağrısı)
  • Dirsek ağrısı (Tenis dirseği)
  • Diz ağrısı
  • Boyun ağrısı
  • Torasik avutlet sendromu
  • Omuz ağrısı
  • Siyatik sinir ağrısı (Kengi)
  • Romatizmal ağrılar
  • Adet düzensizliği ve adet sancıları
  • Gebelik kusmaları
  • Adetten kesilme şikayetleri (Menopoz)
  • Uykusuzluk
  • Sıkıntı
  • Çocuklarda yatak ıslatma
  • Sigara, alkol ve diğer alışkanlıklar 
  • Şişmanlık ve oburluk
  • İştahsızlık
  • Aşırı sinirlilik
  • Sahne ve imtihan korkusu
  • Stres
  • Tükenmişlik sendromu
  • Aşırı korku (Panik atak)
  • Hafif seyreden depresyon
  • Kulak çınlaması
  • İrritabl kolon hastalığı
  • Erkeklerde cinsel iktidarsızlık
  • Kadınlarda cinsel isteksizlik

Görme ve işitme özürlüler ile engelliler akuenerjiden yararlanabilir mi?
Elbette.  Yalnız gözleri görmeyen ve iyileşmesi mümkün olmayan işitme engelli kişilerin tedavisi mümkün değil. Ama böyle kişilerin bir başka hastalıklarını akuenerjiyle tedavi etmek mümkün.

Uygulanan metoda ‘metafizik tedâvi’ denilebilir mi? Akupunktur ve akuenerjinin, psikolojik tedavi ve ispirtizma ile bağlantısı var mı?
Akuenerji ve akupunkturun metafizikle değil de, fizsikle ve kuvantum fiziğiyle ilgisi vardır. Akuenerjinin ispiritizmayla veya hipnoz ile hiçbir bağlantısı yok. Akupunktur, insan psikolojisinde düzenleyici etkisi olan bir tedavidir. Fakat etkisi psikolojik değildir. Yani telkinle bir ilgisi yoktur akuenerji etkisinin.

Akuenerjinin inanç ve ibâdetle ilgili olduğu biliniyor. İnanç unsuru, tedavi edende mi, hastada mı gereklidir?
Bu yanlışlıkla ortaya çıkmış bir bilgi olabilir. Akuenerjinin ve akupunkturun inançla bir ilgisi yoktur. Akupunktur ve akuenerji inanana da inanmayana da etkilidir. Yeter ki, tedavi olacak kişinin bünyesinde; bu tedavilerin etkisini önleyecek, bulamadığımız veya bulduğumuz halde ortadan kaldırılması mümkün olmayan bir engel bulunmasın.Hasta da, hekim de zındık olabilir; ama akuenerji gene etkilidir, gene etkilidir. Tıpkı inançsız bir doktor tarafından, inançsız bir hastaya verilen ağrı kesicinin etkili olabileceği gibi.  

Bir ilacın hastaya faydalı olup olmayacağını akuenerji veya kontrollu akupunkturla önceden tespit etmek mümkün mü?
Mümkün. Bu uygulamayla, hastaya lâzım olan ilacın seçimi kolaylaşmaktadır. Sözgelimi bize bir hasta geldi diyelim. Hasta dışkulak yolu iltihabı için daha önce birkaç çeşit antibiyotik almış, etkisi olmamış. Antibiyogram yapılması, yani mikrobun hangi antibiyotiğe karşı duyarlı olduğunun tespiti de zaman alıyor ve tabii bu arada hastalık devam ediyor. Eğer doktor akuenerji yapabilen biriyse, bu muayeneyle duyarlı antibiyotiği bulup, o ilacı reçeteye hemen yazabilir.

Dünyada ve Türkiye’de, akupunktur ve akuenerji ile teşhis ve tedâvi yönteminden devlet hastanelerinde yararlanılıyor mu?
Evet. Hastalar kendi paralarıyla bu tedaviden faydalanabiliyorlar. Fakat akuenerji eğitimi gören hekim sayısı henüz yeterli olmadığı için, hastanelerde daha çok akupunktur hizmeti sunulmaktadır.

Dr. Baki Dökme Kimdir?
  • Dr. Baki Dökme 1947'yılında Silifke’de doğdu. 1975'yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi.
  • 1975-78 ve 1980-84 yılları arasında Almanya’ da anestezi ihtisası yaptı ve akupunktur öğrenimi gördü. Türkiye'ye döndüğü 1984 yılından beri İstanbul’da akupunkturla ilgili çalışmalarına devam etmektedir.
  • Dr. Baki Dökme Akupunktur Üst Komisyon üyeliği yaparak, Sağlık Bakanlığı tarafından 1991 yılında yayınlanan Akupunktur Yönetmeliği'nin hazırlanmasında katkıda bulunmuştur
  • Dr. Baki Dökme Akupunktur Üst Komisyon üyeliği yaparak, Sağlık Bakanlığı tarafından 1991 yılında yayınlanan Akupunktur Yönetmeliği'nin hazırlanmasında katkıda bulunmuştur.
  • Evli ve üç çocuk babası olan Dr. Dökme'nin çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış makaleleri ile, akupunktur kurslarında öğrenim kitabı olarak kullanılan Kulak Akupunkturu I, Kulak Akupunkturu II , Kulak Akupunkturu III; Sorularla Akupunktur ile Sohbetlerim adlı kitapçıkları mevcuttur. Son kitabı ise, doktorlar için yazılmış olan, "Emd ile Kontrollu Akupunktur ve Akuenerji" kitabıdır.
  • Dr. Baki Dökme İstanbul Akupunktur Derneği ile diğer akupunktur derneklerinin düzenlediği kurslarda öğretici olmuştur.  Nisan-Mayıs-Haziran 2002-2007 yılları arasında, Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin düzenlediği kurslarda öğretici olarak görev yapmıştır. Bunun yanında, İstanbul'da Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan akupunktur kursunda da öğretici olarak çalışmaktadır.  Ayrıca, İstanbul Akupunktur Derneği'nin düzenlediği değişik seminer ve ulusal toplantılarda konuşmacı olmuş, yöneticilik yapmıştır.
  • İstanbul Akupunktur Derneği’nin yayın organı olan Akupunktur Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yürüten Dr. Dökme, aynı zamanda İstanbul Akupunktur Derneği’nin Kurucu Üyesidir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye