Etik Unsurlar
Vegan bir yaşam tarzı farkındalık, merhamet ve barışı teşvik etmeyi amaçlar. Veganlık bir diyet olmasının yanı sıra etik bir sistemdir. Etik, insanların başkalarıyla veya dünya ile etkileşimde olduğu ahlaki yolları veya davranış kurallarını ifade eder. İngiltere'de bir anket veganların % 83'ünün seçimlerinin ardındaki ana düşünce olarak etik nedenleri listelemiş olduğunu göstermiştir.
Veganlar sağlığın sadece bireylerin organlarını kapsamadığına, aynı zamanda insanlar ile onların diğer canlılara, dünyaya ve çevreye yönelik eylemleri arasındaki sağlıklı ilişkileri içerdiğine inanır. Veganlar hayvanlara kötü muamele edildikçe ve etleri için öldürüldükçe dünyanın ahlaki ve manevi sağlığının zarar göreceğine inanır. Veganlar insanların gıda seçimlerinin dünyanın sağlığını bir bütün olarak nasıl etkilediğinin ve ona nasıl zarar verdiğinin farkında olması gerektiğine inanır. Örneğin, ABD'de besi hayvanlarını beslemek için kullanılan tahılın, 1. 3 milyar insanı besleyebileceği ve bunun dünyadaki acıları büyük oranda dindireceği tahmin edilmektedir.
Veganlar, modern fabrika çiftçiliğinde hayvanlara canlılar gibi değil de duygusuz makineler gibi davranıldığı için, yumurta ve süt üretiminin de hayvanlara onları öldürmek kadar ıstırap verebileceğini iddia eder. Yumurta, tavuklar küçük kafeslerde, sağlıksız koşullarda tutularak üretilmektedir. Veganlar süt sığırlarının da suni yemlerle beslenerek ve hayatlarının büyük kısmını kafeslerde geçirerek zulme maruz kaldığına işaret etmektedir. Birçok süt sığırına süt üretimi için doğal olmayan yüksek miktarlarda hormon enjekte edilir bu da bağışıklık sistemlerini zayıflatarak onları hasta ve sağlıksız hale getirir. Güçsüzleşen sığırlarda ayrıca yüksek miktarlarda antibiyotik kullanılması gerekir, bu da insanların sağlığını etkiler ve ilaç dirençli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. İstenmeyen veya yaşlanan inekler eti için kesildiğinden süt hayvancılığı da sığırların ölümüne neden olur.
Veganlar diğer hayvansal ürünlerden de kaçınır. Deri, yün ve kürk kullanmazlar çünkü bunların üretimi hayvanların acı çekmesine neden olur. Bazı veganlar bal da kullanmaz çünkü bal toplamanın arılar için zararlı olduğuna inanır. Bazı veganlar şekerden de uzak durur çünkü üretiminde ölü sığır kemiklerinden yapılmış kömür kullanılır. Veganlar ayrıca hayvanlar üzerinde test edilmiş ürünleri de kullanmaz ve birçok vegan, hayvanların diseksiyonda ve tıbbi deneylerde kullanımına aktif olarak karşı çıkar. Veganlar genellikle avcılığa, hayvanat bahçelerinde ya da eğlence amaçlı hayvanlara kötü muamele edilmesine (örneğin, horoz dövüşü, boğa güreşi ve rodeo) de karşı olduklarını dile getirir.
Çevresel Unsurlar
Veganlar diyet ve yaşam tarzı uygulamalarının daha sağlıklı bir dünya ekolojisine ulaşılmasına katkı sağladığına inanır. Veganlar et-temelli Amerikan diyetinin çevre sorunlarına katkıda bulunduğunu gösteren birçok istatistik sunar. Veganların ekolojik duruma başlıca tepkisi, tahıl temelli bir diyet için, etin üretilmesi için gerekenden çok daha az kaynak gerektiği ve insanların tahıl ile daha iyi beslenebilecek olmasıdır. Örneğin, yarım kilogram et üretimi için 4,5 kilogram tahıl gerekir. 4 dönüm arazide 9,000 kg patates yetiştirilebilirken bu toprakta ancak 57 kg sığır eti üretilebilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde tüm nüfusun tükettiği tahılın 6 ila 7 katı hayvancılık için tüketilir.
Veganlar, sadece ABD'de farklı diyet alışkanlıklarının uygulanmasının bile tüm dünyayı iyileştirebileceğini savunur. Verimsiz besi hayvanı üretiminden kaynaklanan çevre sorunları arasında üst toprağın kaybı, su kıtlığı ve kirliliği, ormanların yok edilmesi, zehirli atıklar ve hava kirliliği sayılabilir.
Sağlık Unsurları
Vejetaryen diyetlerle beslenenler kalp hastalığı, bazı kanserler, diyabet, obezite, yüksek kan basıncı, safra taşı ve böbrek taşları gibi birçok hastalık konusunda daha düşük risk altındadır. Kolesterol sadece hayvansal ürünlerde bulunduğundan vegan diyet kolesterol içermez. Kolesterol ve doymuş yağ oranı yüksek diyetler kalp hastalığına neden olur. Amerikalı erkeklerin %50'si kalp krizi geçirme riski altında olsa da, veganlarda bu risk sadece % 4'tür. Veganlar ortalama bir insandan dört kat daha fazla lif tüketir, yüksek lif alımının da kalp hastalığı, diyabet, kanser ve sindirim sistemi sorunları riskini azalttığına inanılır. Vegan diyetler aynı zamanda antioksidanlar gibi meyve ve sebzelerde bulunan koruyucu besinler bakımından zengindir.
Bir vegan diyeti kişinin, et ve süt ürünlerinde bulunan zirai ilaçlar ve hormonlar gibi kimyasallara maruz kalmasını azaltabilir. Kimyasal maddeler gıda zincirinde yukarıda olan hayvanların dokularında birikme eğilimindedir, bu sürece biyolojik birikim denir. Veganlar, hayvansal ürünler yemeyerek, çoğu kanserin gelişiminde etkili olduğuna inanılan bu toksinlerin birikmesine maruz kalmayı önleyebilirler. Ancak veganların organik olarak üretilen sebze ve tahılları yemeleri de önemlidir çünkü organik olmayan gıdalar tüketen veganlar yüksek miktarlarda zirai ilaca maruz kalabilirler.
Bir çalışmada kansere neden olan bir kimyasal olan DDT'nin, Amerikalı kadınların % 99'unun anne sütünde önemli miktarlarda mevcut olduğunu göstermiştir ancak vejetaryen kadınların ancak %8'inde önemli miktarlarda zirai ilaç saptanmıştır. Meme kanseri ve erkeklerde prostat kanserine yakalanma riski az miktarda et yiyenler ya da hiç et tüketmeyenlere göre, sık sık et yiyenlerde yaklaşık dört kat fazladır. Süt ürünlerinin fazla tüketilmesi diyabet, anemi, katarakt ve diğer hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Vegan beslenme aynı zamanda astım, alerji ve romatoid artrit gibi alerjik veya otoimmün hastalıkları olanlar için faydalı olabilir. Hayvansal ürünler birçok kişide alerjik reaksiyonlara neden olur ve çalışmalar alerjik reaksiyonlar ve iltihaplanmanın diyetten hayvansal ürünlerin çıkarılmasıyla minimize edilebileceğini göstermiştir. Bunun yanı sıra vegan diyetlerin yüksek seviyelerde lif ve düşük seviyelerde yağ içeriği kişilerin doyana kadar yemelerini ancak yine de diğer diyetlerden daha az kalori almalarını mümkün kılacağından kilo vermede etkili olacaktır.