Osteoporozun alternatif terapileri kalsiyum ve diğer besin maddelerinin doğal yollardan alımını, vücudun hormon üretimini dengelemeyi, egzersiz ve düzenli bir diyeti kapsar. Bu yaklaşımlar yan etki üretmeden çok etkili olabilir.
İlk aşamada sigara içmemek, alkol tüketimini sınırlamak, alüminyum içeren ürünlerden kaçınmak, yeterince egzersiz yapmak, güneş ışığı almak ve aşırı protein üretimini kesmek hastalıktan korunmak veya gelişimini durdurmak için gereklidir.
Beslenme ve Takviyeler
Aşırı protein, süt ürünü, şeker, alkol, kafein ve kızarmış yiyecekler içeren bir diyet vücutta asidik etki yaratır ve dengelenmesi için kalsiyumun kemiklerden emilmesine sebep olur. Tavsiye edilen diyet vejetaryen ağırlıklı, tam tahıllar, bakliyat, meyve, sebze, yemiş içeren, küçük miktarlarda organik et ve süt ürünlerine de yer veren bir diyettir. Yeşil yapraklı sebzeler, fasulye ve balık birincil kalsiyum kaynağı olarak kullanılır. Süt ürünlerinden alınacaksa öncelikli tercih yoğurt olabilir. Ayrıca yeterli miktarda esansiyel yağ asiti de alınmalıdır. Özellikle EPA (somon ve morina balığında bulunur) ve gama-linoleik asit kalsiyum dengesini korumakta etkilidir. Soya proteini de osteoporozu önlemeye yardımcı olur.
Kemiklerin yapısını besleyen şu maddeler de doğru dozlarda alınınca osteoporozu önleyebilir veya geri döndürebilir: Kalsiyum, magnezyum, bor, bakır, manganez, fosfor, silika, çinko, A, B6, B12 vitaminleri, folik asit, C, D, K vitaminleri, protein, esansiyel yağ asitleri.
Doğal Hormon Terapisi
Osteoporoz tedavisinde sentetik versiyonu kullanılan progesteron hormonu, yabani Hint yer elması (wild yam) de doğal olarak üretilebilmektedir. Yapay olanı hücrelere sodyum soktuğunda su tutulmasıyla ilgili problemlere yol açabilecekken doğal progesteronda bu tehlike yoktur. Ayrıca sentetik progesteronla ilişkilendirilmiş yan etkileri de göstermez. Çalışmalarda deriye uygulanan doğal progesteronun diyet ve doğal takviyelerle birlikte başarısının %100 olduğu görülmüştür.
Egzersiz
Kemiklere darbenin gücünü ileten egzersizler (dans gibi) ve vücut ağırlığının kullanımı kemik oluşumuna yardımcıdır. Sadece yürümek varolan kemik kütlesini korusa da yeni kemik üretimi için daha zorlayıcı bir aktivite gerekir. Yürürken bileklere ağırlık takmak buna yardımcı olabilir. Menopozdan sonra bile egzersizle tanışmak kemik gücünü artırmayı sağlar. Yani egzersize başlamak için hiçbir yaş geç değildir.
Bitkisel Tıp
- Atkuyruğu: Kemik yoğunluğunu sağlar. Kurutulmuşundan yapılan çay her gün içilebilir.
- Karahindiba: Minerallerin emilimini artırır. Yemeklerden önce 10 – 15 damla alınabilir.
- Kemik Çayı: Isırgan, atkuyruğu ve adaçayından birer çorba kaşığı alınır. İlk ikisi karıştırılıp ezildikten sonra adaçayı eklenir. Kaba sıcak su eklenir ve ağzı kapatılır. En az 4 saat bekletilir. Hazır olduğunda süzülüp sıcak veya soğuk içilebilir. Bu çayın bir bardağında, bir bardak süt kadar kalsiyum bulunur.
Çin Tıbbı
Çin tıbbına göre kemiklerin sağlığı doğrudan böbreklerle ilişkilidir. Bu yüzden osteoporoz tedavileri böbreklerin enerjisini artırmaya odaklanır. Çin bitkisel formülleri olan İki Ölümsüz Dekoksiyonu (Two Immortals Decoction – er xian tang) ve Sekiz Aromalı Rehmannia (shai di huang) böbreklerin yaşlanmasını geciktirmede etkilidir.
Çeşitli vakalarda akupunkturun osteoporozla ilgili ağrıların azaltılmasına, ve bitkisel takviyelerle birlikte kemik yoğunluğunun geri kazanılması ve hormon dengelerinin tekrar kurulmasına faydalı olduğu görülmüştür.
Ayurveda
Osteoporoz için geleneksel bir Ayurvedik formülde 1 birim susam (veya mümkünse çörek otu), yarım birim shatavari, yarım birim zencefil, tatlandırmak için işlenmemiş şeker yer alır. Günde 30 gram tüketilebilir. Ayurvedik bitki amla da osteoporoz için tavsiye edilir.
Çevre Tıbbı
Kurşuna aşırı derecede maruz kalmak kalsiyum dengesini etkiler. Kadmiyum da kemiklerin mineral içeriğini düşürebilir ve osteoporoza katkıda bulunur.