Polarite Terapisi - Yan Etkileri

Vücutta uygun enerji akışının sağlanmasını ve korunmasını amaçlayan holistik bir terapidir.

Polarite Terapisi

Polarite terapisi vücuttaki uygun enerji akışının sağlanması ve korunması amacıyla beden çalışması, diyet, egzersiz ve hayat tarzı danışmanlığını içeren holistik ve enerji temelli bir sistemdir. Polarite terapisinin altında, insan vücudundaki enerjinin elektromanyetik güce dayandığı ve hastalıkların düzensiz biçimde dağılan enerjilerden kaynaklandığı görüşü yatar. 

Hastanın enerji dengesizliğinin gerçek kaynağının tespit edilmesinin ardından terapist hastanın yanlış yönlendirilmiş prana akışını serbest bırakmak ve yeniden yönlendirmek için tasarlanmış olan beden çalışması seansları ile terapiye başlar. Masaja benzeyen bu terapi enerjik basınca dayanır ve sirkülasyon hareketleri içerir. Uygulama esnasında terapist her bir bölgede uygulanacak basınç konusunda - hastanın anatomisinde belirlenen noktaya basınç uygulamada hangi parmakların kullanılacağına kadar - büyük dikkat gösterir. Merkezi yönetimi veya odak noktasını içeren bu teknik oldukça naziktir ve polarite terapisine özgüdür. Tipik olarak vücuttaki enerjiyi uyarmak için sübtil sallama hareketleri ile kafatasının tutulmasından meydana gelir. Her ne kadar masaj tekniği ile birlikte daha sert ve derin itme dokunuşları kullanılsa da, polarite terapisti özellikle kuvvetli bir temas uygulamaz. Beden çalışmasını desteklemek için terapist hastaya genellikle, arınmaya ve atıkların atılmasına yardımcı olacak bir diyet yazar. Polarite terapisinin genel prensipleri, gıdalar ile insan enerji alanları arasındaki spesifik etkileşimleri dikkate alır. Aynı şekilde genellikle bir egzersiz programı da önerilir. Polarite yoga denilen bu egzersizler arasında oturma, esneme, ritmik hareketler, derin nefes ve seslerin dışa vurumu yer alır. Bunlar hem enerji verici hem de gevşetici olabilir. Hastanın bireysel terapi yönetimi kapsamında, uygun görülürse dengeyi teşvik etmek amacıyla danışma terapisi de uygulanabilir.
Polarite terapisini Doğulu ve Batılı prensiplerin bütünleşmesi ve şifa teknikleri olarak Avusturyalı-Amerikalı bir kiropraktör, osteopat ve natüropat olan Randolph Stone (1888–1981) geliştirmiştir. Randolph Stone 1890’da Avusturya’da doğdu.1898’de ailesi ile birlikte ABD’ye göç etti. Bir yetişkin olduğunda pek çok tıbbi uygulama üzerine çalışmaya başladı ve çok geçmeden natüropati, osteopati ve kiropraktik şifa sanatları üzerine deneyim kazandı. Stone’un bilgi arayışı büyümeye devam etti. Çok geçmeden daha etkin şifa yöntemleri arayışı içinde, Kuantum Fiziği ve enerji alanları dahil olmak üzere fizik çalışmalarına yöneldi. Bu alanlarda daha çok bilgi edinmek için bütün ABD’yi dolaştı. Daha sonra Avrupa’ya döndü ve buradan da, farklı kültürlerin ezoterik sanatlarını araştırmak amacıyla Hindistan’a gitti. İnsanları enerji alanlarının sardığı inancı seyahatleri boyunca daha da büyüdü. Bu inanca göre bu alanlar zayıfladığında ya da bozulduğunda, bu durum hastalıklarla sonuçlanıyordu. Stone daha sonra polarite terapisini geliştirdi. Bu, insan enerji alanlarının beslenme, temas ve çevresel faktörler yoluyla manipülasyonudur. Stone polarite terapisi teorilerini geniş ölçüde, seyahatleri esnasında, çoğunlukla da Hindistan’da öğrendiği Ayurveda sistemindeki beş enerjiye dayanan ilkelerle şekillendirmiştir. Ayrıca kiropraktik, natüropati ve osteopati tıp tedavileri üzerine bilgilerini de kullanmıştır.
 
1947'de enerji alanları üzerine görüşlerini tartıştığı, Energy isimli ilk kitabını yayımladı. Bu çalışmasını, her biri polarite terapisini kapsayan diğer altı kitabı izledi. Bugün "The Physical Anatomy of Man" adlı eseri, ABD’de bütün şifa sanatlarının temeli haline gelmiştir.
 
Stone ABD’nin her yerinde dersler verdikten sonra, bir meditasyon topluluğuna katılarak Hindistan'a yerleşti. 1981’in Aralık ayında ise, 91 yaşındayken hayatını kaybetti. Stone, Hindistan’a seyahatleri esnasında kadim Ayurvedik felsefe prensiplerini keşfetti. İnsanın zindeliğinin temellerini öğrenmek için hayat boyu sürdürdüğü araştırmalar esnasında refleksoloji ve geleneksel Çin tıbbını da inceledi. Stone, polarite terapisini tanımlamak için kendi bilimsel ve tıbbi bilgisi ile birlikte yorumladığı Ayurvedik tıp prensiplerine gönülden bağlandı.
 
Tridosha denilen prensip sistemine dayanan Ayurveda felsefesine göre enerji, insan vücudunda beş organ ya da bölgede (beyin, kardiyopulmoner -kalp ve akciğerler- bölge, diyafram, ince bağırsaklar ve kalın bağırsaklar)  merkezlenmiştir. Her ilgili organı ise beş hava ya da enerji formundan biri kontrol eder: beyni prana, kalp ve akciğerleri vyana, diyaframı udana, ince bağırsakları samana ve kalın bağırsakları ise apana. Bu beş enerji vücuttaki bütün yönsel hareketleri, her bir farklı hareket biçimini yöneten hava formu sayesinde, kontrol eder. Stone en sonunda, beyinde merkezlenen prananın ise vücuttaki kombine hareketleri kontrol ettiğini ortaya koymuştur. Prananın akışında herhangi bir engel ya da kısıtlama olması bütün vücudun sağlığını etkiler. Prananın kuvveti, vücuttaki gıda ve hava akışının yanı sıra diğer canlı varlıklarla etkileşimden ve beş duyu organıyla alınanlardan beslenir.
 
Stone hayatının çoğunu, insan anatomisi ve hastalıklar arasında prananın enerji akışına dayanan detaylı bir sebep sonuç ilişkisi tanımlamaya adamıştır. Daha da ileri giderek, elektromanyetik enerjinin, enerji kuvvetinin temeli olduğunu ileri sürmüştür. Akış modellerini tanımlamak için tıbbi Kadüse sembolünü kullanmış ve insan vücudu haritalarında enerji hareketini detaylı olarak tarif etmiştir. Polarite terapisi şema ve harita haline getirilmiş enerji akışlarına dayanır. Başlıca enerji modeli göbekten yayılan ve rahimdeki ceninin ilk enerji akışını tarif eden spiral hareketlerle tanımlanır. 
Polarite terapisi tıkanıklıkları açarak hayat enerjisi akışını yeniden sağlar, ayrıca hastalıklardan kurtulmak için dengesiz enerjiyi yeniden konumlandırır. Hastalar stresin kaynağını belirleyerek ve buna göre sağlıklı bir tavır takınarak gerilimi serbest bırakmayı öğrenirler. Bu tedavi, uygun hayat tarzını benimsemeye istekli olan herkes için sıhhati ve iyileşmeyi teşvik etmede etkili olabilir. Polarite terapisinin toksik zehirlenmelere maruz kalan herkes için etkin olduğu bildirilmiştir. Aynı şekilde HIV-pozitif olan kişiler de polarite terapisinde teselli bulabilirler. Ayrıca genel stresin, sırt ağrılarının, mide kramplarının ve diğer tekrarlayan hastalıkların yatıştırılması için uygun bir terapidir.
Terapistler tedaviye başlamadan önce her hastadan kapsamlı bir sağlık geçmişi alırlar. Başlangıçtaki bu sözlü muayene genellikle ilk terapi seansını oluşturur. Koşullara bağlı olarak terapist, gözlem ya da fiziksel muayene yoluyla hastanın fiziksel yapısının dengesini değerlendirme ihtiyacı duyabilir.
Polarite terapisi, masaj terapisinin özünde narin ve yumuşak olması nedeniyle hemen hemen herkes için, hatta yaşlı ve zayıf düşmüş hastalarda bile güvenlidir.

Bu terapi ile ilişkili olarak enerjinin duygusal olarak tamamen serbest bırakılması (gülme, ağlama ya da her ikisinin birleşimi) görülebilir.
Bu, tıbbi bir yaklaşımla birlikte kullanılabilecek olan holistik ve spiritüel temelli tamamlayıcı bir tedavidir. Polarite terapisi dünya çapında uygulanır ancak uygulayıcıların çoğunluğu ABD’dedir. Modern fizikçiler, kuantum boşluğu (QV) bütün gerçekliğin temeli olarak tanımlarken de Stone’un temel polarite teorilerine benzer kavramlar kullanırlar. Yine de Stone’un 1981’de hayatını kaybetmesinin öncesinde, hatta 2000’li yıllara kadar bu holistik yönetim umulduğu gibi dünya çapında kabul görmemiştir.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye