Ayurveda da denilen Ayurvedik tıp, binlerce yıl önce Hindistan’da doğmuştur. "Ayurveda” terimi Sanskritçe ayur (hayat) ve veda (bilim ya da bilgi) sözcüklerinin birleşimidir. Bu nedenle, Ayurveda "hayat bilimi” anlamına gelir. ABD’de Ayurvedik tıp, bir "tamamlayıcı ve alternatif tıp" ve bütüncül bir tıp sistemi türü olarak kabul edilir. Diğer tıp sistemlerinde olduğu gibi, Ayurveda da sağlık ve hastalık teorileri ile sağlık problemlerinin önlenmesine, yönetilmesine ya da tedavi yöntemlerine dayanır.
Ayurvedik tıbbın amacı vücut, zihin ve ruhu birleştirmek ve dengelemektir. Dengenin mutluluk ve sağlığa yol açtığına ve hastalıkları önlemeye yardım ettiğine inanılır. Ayurvedik tıp, belli fiziksel ve zihinsel sorunların tedavisinde de kullanılır. Ayurvedik uygulamaların başlıca amacı, vücudu hastalıklara neden olan maddelerden arındırmak ve böylelikle uyum ve dengenin yeniden kurulmasına destek olmaktır.
Hindistan'da Ayurvedik Tıp
Ayurvedik tıp, Hindistan’da uygulandığı şekliyle dünyadaki en eski tıp sistemlerinden biridir. Pek çok Ayurvedik uygulama, yazılı kayıtlardan öncesine tarihlendirilir ve sözlü olarak aktarılmıştır. 2000 yıldan daha da önce Sanskritçe yazılmış olan Caraka Samhita ve Sushruta Samhita isimli iki kadim kitap, Ayurvedik tıbbın ana metinleri olarak görülür. Metinler sekiz Ayurvedik tıp branşını tanımlar:
- Dahiliye
- Cerrahi
- Baş ve boyun hastalıklarının tedavisi
- Jinekoloji, obstetri (doğum bilimi) ve pediatri
- Toksikoloji
- Psikiyatri
- Yaşlı bakımı ve gençleştirme
- Cinsel zindelik
Nüfusun neredeyse %80’inin tek başına ya da diğer geleneksel (Batılı) tıp uygulamalarıyla birlikte kullandığı Ayurvedik tıp, Hindistan’da uygulanmaya devam etmektedir. Aynı zamanda Bangladeş, Sri Lanka, Nepal ve Pakistan’da da uygulanmaktadır. Hindistan’daki büyük şehirlerin pek çoğunda bir Ayurvedik yüksekokul ya da hastane vardır. Hindistan hükümeti 1969’da hâlâ devam etmekte olan Ayurvedik uygulamalar üzerine sistematik araştırmalara başlamıştır.
Temellleri
Ayurvedik tıbbın temelinde sağlık ve hastalıklarla ilgili pek çok kilit unsur vardır. Bu görüşler evrensel bağlantılarla, vücut yapısı (prakriti) ve yaşam güçleri (dosha’lar) ile ilgilidir.
Birbiriyle bağlantılı olma: Ayurvedik uygulayıcıların sağlığı etkileyen sorunları ele alma biçimlerinin temelini; insanlar, sağlık ve evren arasındaki ilişkiler oluşturur. Ayurvedik tıp aşağıdakileri varsayar:
- Evrendeki her şey (hem canlı hem de cansız varlıklar) birbirine bağlanmıştır.
- Bütün insanlar evrende bulunabilen elementleri içerir.
- Eğer kişinin zihin ve bedeni uyum içindeyse ve kişinin evrenle etkileşimi doğal ve sağlıklıysa, kişinin sağlığı da iyi olacaktır.
- Hastalıklar kişi evrenle uyumsuz olduğunda ortaya çıkar. Bozulmalar fiziksel, duygusal, spiritüel ya da bunların birleşimi olabilir.
Vücut yapısı (prakriti): Ayurvedik tıpta vücut yapısı ile ilgili de özel inanışlar vardır. Vücut yapısı kişinin genel sağlığı, dengesiz olma olasılığı ve hastalık ile diğer sağlık problemlerine direnme ve iyileşme becerisi ile ilgilidir. Vücut yapısına prakriti denir. Prakriti kişinin fiziksel ve psikolojik özelliklerinin birleşimi ve vücudun sağlığı korumak için çalışma yöntemidir. Sindirim ve vücudun atık ürünleri yönetme yöntemi şekli gibi unsurlardan etkilenir. Prakritinin insanın hayatı boyunca değişmediğine inanılır.
Yaşam güçleri (Dosha’lar): Doshalar denilen ve vücudun faaliyetlerini kontrol eden üç yaşam gücü veya enerjisi prakritinin önemli özellikleridir. Kişinin belirli türlerdeki hastalıkları geçirme olasılığının doshaların dengeli olma yöntemi, fiziksel vücudun durumu ve zihinsel ya da yaşam tarzı faktörleri ile ilişkili olduğu düşünülür. Ayurvedik tıbbın üç dosha hakkındaki inanışları şöyledir:
- Her dosha beş ana elementin ikisinden meydana gelir: Eter (esir ya da üst uzay maddesi, boşluk), hava, ateş, su ve toprak.
- Her doshanın vücut fonksiyonları ile belirli bir ilişkisi vardır ve bu çeşitli nedenlerle bozulabilir.
- Her insanda bu üç doshanın farklı kombinasyonları vardır, ancak yine de genellikle bir dosha belirgin olur. Doshalar gıda, faaliyet ve bedensel süreçlerle sürekli olarak oluşturulur ve düzeltilir.
- Her doshanın kendi fiziksel ve fizyolojik özellikleri vardır.
- Bir doshanın dengesizliği sadece bu doshaya özgü belirtilere neden olacaktır. Dengesizliklerin nedeni yaş, sağlıksız yaşam tarzı ya da beslenme; çok fazla ya da çok az fiziksel gayret; mevsimlerden, havadan, kimyasallardan ya da mikroplardan yetersiz korunma olabilir.
Doshalar,Sanskritçe isimleri ile bilinirler: Vata, Pitta ve Kapha.
Vatadosha: Eter ve hava elementini birleştirir. Bunun en güçlü dosha olduğu düşünülür çünkü hücre bölünmesi, kalp, solunum, atıkların atılması ve zihin gibi en temel vücut süreçlerini kontrol eder. Vata korku, yas, gece geç saate kadar uyanık kalmak, kuru meyve tüketmek ya da bir önceki öğün öğütülmeden önce yemek yemek gibi nedenlerle kötüleşebilir. Ana doshaları vata olan kişilerin özellikle deri ve nörolojik sorunlara, romatoid arterit, kalp hastalıkları, anksiyete ve insomniaya yatkın oldukları düşünülür.
Pittadosha: Ateş ve su elementlerini temsil eder. Pitta hormonları ve sindirim sistemini kontrol eder. Pitta dengesizliği olan bir kimse öfke gibi olumsuz duygular ve yemek yedikten sonra 2-3 saat içinde mide yanması gibi belirtiler yaşayabilir. Pitta, örneğin baharatlı ve ekşi gıdalar tüketmek, yorgunluk ya da güneşin altında çok fazla vakit geçirmek gibi nedenlerle bozulabilir. Ağırlıklı biçimde pitta olan kişilerin vücut yapısının yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, bulaşıcı hastalıklar ve Crohn hastalığı gibi sindirim bozukluklarına yatkın oldukları düşünülür.
Kaphadosha: Su ve toprak elementlerinin birleşimidir. Kapha kuvvetliliğin ve bağışıklığın korunması ile büyümenin kontrol edilmesine yardım eder. Kapha doshanın dengesizliği yemekten sonra hemen bulantıya neden olabilir. Kapha açgözlülük, gün içinde uyuma, çok fazla tatlı yiyecekler tüketme, çok fazla tuzlu ve sulu gıda ve içecekler tüketme (özellikle ilkbaharda) gibi nedenlerle kötüleşir.Ağırlıklı biçimde kaphadosha olan kişilerin diyabet, kanser, obezite ve astım gibi solunum hastalıklarına yatkın olduğu düşünülür.