Tai Chi - Kökeni

Dövüş sanatları uygulamalarından türetilen hareketlerle yapılan kadim bir Çin egzersizidir.

Tai Chi

T’ai chi, dövüş sanatları uygulamalarından türetilen hareketlerle yapılan kadim bir Çin egzersizidir. En ileri biçiminde kendini koruma amacıyla kullanılsa da, sağlık ve gevşeme bakımından faydaları sebebiyle dünyanın her yerinde uygulanmaktadır. "Çin gölge dövüşü” de denilen t’ai chi, sıhhatli olmak isteyen ve stresle baş etmenin bir yolunu bulmaya çalışan insanların yönelimi sayesinde dünyadaki en popüler, şiddet içermeyen, düşük yoğunluklu çalışma haline gelmiştir. T’ai chi’nin yaratıcısı olan ve bir tür hareket kombinasyonu yaratmış olan Zhang, bu sanatın temelini "On Üç Duruşun” oluşturduğuna inanır. Hareketler zamanla yumuşak, yavaş ve rahat hareketlere dönüşmüş ve form olarak bilinen hareket dizisi ortaya çıkmıştır. Bir form oluşturmak için, pek çok teknik bir arada kullanılır. Dengeyi korumak amacıyla t’ai chi uygulanmasında, en önemli unsur duruştur. Egzersiz boyunca kullanılan bütün hareketler aynı zamanda bel ve sırt gerginliğini azaltır.

T’ai chi hareketleri değişime uğradığı için, çeşitli stilleri ve ekolleri vardır. Form geliştikçe, zamanla stiller arasındaki farklılıklar da çeşitli öğretmenleri ile vurgulanmaya başlamıştır. Farklı t’ai chi ekolleri ve stillerinin birçoğu, kurucusunun soy ismi ile anılmaktadır. Başlıca t’ai chi ekolleri şu şekilde sıralanabilir:
  • Chen stili
  • Hao (ya da Wu Shi) stili
  • Hu Lei stili
  • Sun stili
  • Wu stili
  • Yang stili
  • Zhao Bao stili
En yaygın kullanılan form gruplandırmaları, Yang Pan Hou (1837–1892) tarafından geliştirilen Yang stili t’ai chi’ye göre yapılır. Her formun "Kaplanı Dağa Taşı” gibi ilginç bir ismi vardır, birkaç formu gerçekleştirdikten sonra kişi genellikle tek ayaküstünde durarak egzersizi bitirir. "Lotus Yapraklarında Esen Rüzgar” gibi pek çok form sadece tek hareket ya da bölümden oluşsa da, "Bulutlarda Mekik Dokuma” gibi dört hareketten oluşan formları da vardır. Form genellikle yalnız uygulansa da "Elleri İtme” denilen hareket iki kişinin birlikte yaptığı bir formdur.
T’ai chi ch’uan olarak da bilinen t’ai chi, "en üstün sınır kuvvet” anlamına gelen Çince karakterlerden türemiştir. T’ai chi kavramı Taocu felsefenin yin ve yang’ına ya da karşıtların çekimine dayanır. Yin ve yang, doğada uyum sağlamak için karşıt ancak tamamlayıcı güçleri birleştirir. T’ai chi kullanarak kişi bu uyum prensibini hayatına da taşıyabilir. Geleneksel Çin tıbbına göre, ch’i (qi) ya da yaşam gücünün akışındaki bir düzensizlik, vücuttaki tüm hastalıkların da nedenidir. T’ai chi uygulayıcıları, egzersizin ch’i akışını artırarak fiziksel sağlığı da iyileştirebileceğine inanır.

T’ai chi öğrencileri, ussal güçlerini nasıl odaklayacaklarını anlayarak, bu egzersizleri meditasyon ve zihin egzersizleri şeklinde nasıl kullanacaklarını da öğrenirler.Geleneksel Çin sağlık ve sıhhat anlayışında t’ai chi, Batılılar’ın fiziksel egzersizi algılayışı gibi, yaşamın kendi kendine yeten bir bölümünden ibaret değildir. Bunun aksine t'ai chi, masaj, uygun beslenme ve gerekli olduğunda bitkisel ilaçları da içeren genel sağlıklı yaşam biçiminin bir parçasıdır.

T’ai chi’nin kökenlerinin Çin folklorundaki dövüş sanatlarına dayanması, uygulamanın tam olarak ne zaman ortaya çıktığına dair spekülasyonların da nedenidir. T’ai chi'nin en tartışmalı öncüsü, Ming-shih’in (Ming hanedanının resmi kayıtları) kayıtlarına göre 1391-1459 yılları arası bir zamanda yaşamış ve Wu The Manastırı’nda bir Taocu rahip olan Zhang San-feng’dir (Chang San-feng). Efsaneye göre Zhang bir yılan ile turna arasındaki bir dövüşe şahit olur. Yılanın rahat, kaçamak hareketleri ve hızlı karşı darbeleri sayesinde kuş karşısında kazandığı zaferden etkilenerek, yılanın en güçlü hareketlerini derleyerek bir dövüş türü yaratır. Dövüş sanatlarındaki deneyimi sayesinde Zhang güç, denge, esneklik ve hızı birleştirerek, t’ai chi’nin ilk biçimini ortaya çıkarır.

Tarihçiler Zhang'in egzersizlerinde Taoizm'deki yin ve yang ile "içsel” bakış açılarını birleştirdiğini düşünür. Bu içsel mutluluk hali, ya da ünlü fizik mühendisi ve t’ai chi ustası Dr. Martin Lee’nin The Healing Art of t’ai Chi adlı kitabında bahsettiği şekliyle "doğa ile bir olma” hali, t’ai chi uygulayıcılarının başlıca amacıdır. Her ne kadar ilk önce dövüş sanatları olarak ortaya çıkmış olsa da t’ai chi 1930’larda, hala karate veya kung-fu’ya benzer biçimde kendini savunma biçimine dönüşme olasılığı olan, gevşetici ve düşük yoğunluklu bir egzersize dönüşmüştür.
T'ai chi sanatı, uygulayan kişiler için çok şey ifade eder. Bazıları için derin nefes programını da içine alan bir esneme egzersizidir. Bazıları için ise, bir dövüş sanatıdır – bunun da ötesinde sıklıkla bazen dans olarak ya da duaya eşlik etmek için kullanılır. Kullanılacağı alanlar çok çeşitli olsa da, uygulayıcıları için başlıca faydalarından biri evrenseldir – t’ai chi sıhhat ve sağlığı artırır. Bu sıhhat duygusu artan koordinasyon, denge ve beden farkındalığı olarak sayılabilecek t’ai chinin ilave faydalarını tamamlar, ayrıca zihni sakinleştirerek stresi azaltır.

Zihin ve beden arasında uyum sağlama çabası "dinamik gevşemeyi” de beraberinde getirir. Dr. Martin Lee kadim sanatların şifa gücü olduğuna da inanır. The Healing Art of T’ai Chi adlı kitabında bunu şöyle ifade eder: "T’ai chi ve onun nefes tekniklerini uygulayarak, alerjilerimi ve başka hastalıklarımı iyileştirmeyi başardım.” Lee, günlük yaşamın bir parçası olan sıkıntıların ve pek çok ağrının nedeninin stres olduğunu söyleyerek devam eder. Stresin fiziksel ve ruhsal hastalıklara katkı sağladığına dair kanıtlar, Lee’yi vücudu ve zihni doğal stresten uzak haline getirmenin yönetimsel, sistematik, etkin yollarını öğretmeye teşvik etmiştir.

Lee stresten kaynaklanan fiziksel hastalıklar konusunda öğrencilerine yardım etmek amacıyla yaptığı t’ai chiyi eğitmenliğinde, 1996 itibariyle 20. yılını doldurmuştur. Lee, bedenin zihinsel ve fiziksel bir bütün olarak kavranması yoluyla hastalıkların alt edileceğine, bu anlayışın da t’ai chi sayesinde edinildiğine inanır. Dövüş sanatları çoğunlukla fiziksel yaralanmalarla sonuçlanan, oldukça zorlayıcı fiziksel çalışmalar gerektirir, oysa t’ai chi bu sporların bedeni zorlamadan uygulanabilen iyi bir alternatifidir. Ayrıca t’ai chi’nin sırt ve bel sorunları yaşayan kişilerin rahatsızlıklarını azalttığı da bilinmektedir.
T’ai chi ustaları bu sanatı uygulayan kişilere, eklemleri için yumuşak rotasyon egzersizleri ve kas ile tendonları için esneme egzersizleri ile her çalışmadan önce ısınmalarını önermektedir. Bazıları ise egzersize başlamadan önce şu adımların geçekleştirilmesini tavsiye eder: Vücut uyumu hissinin elde edilmesi, vücudun her bölümünün gevşetilmesi, düzenli nefesin sağlanması, dikkat kazanılması, her hareket için farkındalık kazanma, doğru duruşun korunması ve her hareketin aynı hız ve ritimde yapılması. Başarılı bir t’ai chi formu için öncelikle, bütün hareketleri yaparken bütünüyle rahat hissetmek gerekir.
Her ne kadar t’ai chi fiziksel olarak zorlayıcı olmasa da, kişinin duruşuna dikkat ve özen göstermesi gerekir. Egzersizi uygulamak isteyen kişiler başlamadan önce doktorlarını bundan haberdar etmelidir. Doktor, kişinin aldığı ilaçların dengesini bozup bozmayacağını ya da t’ai chi hareketlerini uygulamasına engel olabilecek bir sağlık durumu olup olmadığını değerlendirecektir.
T’ai chinin uygulama nedenleri değişiklik gösterse de araştırmalar sağlık sorunlarına olan faydaları ile ilgili pek çok sebep ortaya koymuştur. Örneğin romatoid artriti (RA) olan hastalar, yavaş ve zarif hareketleri nedeniyle t’ai chi egzersizleri yapmaya teşvik edilir. Esneme ve hareket aralığı egzersizleri ile gevşeme tekniklerini birleştirme kabiliyeti, RA hastalarının eklem zayıflıkları ve sertlikleri için çok faydalı olacaktır.

Kaliforniya Stanford Üniversitesi’nde süren bir araştırma programı t’ai chi’nin fibromiyalji hastaları üzerindeki faydalarını incelemektedir. 2003’te Georgia’daki fibromiyalji hastaları üzerine yapılan bir araştırma da, t’ai chi uygulayan hastaların belirtilerini kontrol etme konusunda önemli ölçüde iyileşme sağladıklarını bildirmiştir. T’ai chi’nin osteoartrit (OA) hastaları için de faydalı olduğu kanıtlanmıştır. Bir grup Koreli araştırmacı, 12 haftalık bir Sun-stili t’ai chi programın ardından OA teşhisi almış kadınların dengelerinde ve karın kaslarının kuvvetliliğinde iyileşme olduğunu bulmuştur.

1999’da Baltimore, Maryland’deki Johns Hopkins Üniversitesi araştırmacıları t’ai chi’nin yüksek kan basıncı hastaları üzerindeki etkisini değerlendirmiştir. Hareketsiz bir yaşam tarzı ve yüksek-normal kan basıncı veya 1. evre hipertansiyonu olan, yaşları 60 ve üzerinde olan 62 yetişkin, 12 haftalık bir aerobik ya da hafif yoğunluklu t’ai chi programına başlatılmıştır. Her iki grubun egzersiz programı da haftada dört gün 30 dakikalık seanslardan oluşmaktaydı. Araştırmada, aerobiğin, katılımcıların sistolik kan basıncını düşürdüğünü, ancak t’ai chi’nin aerobik programından ortalama bir puan daha fazla düşüş sağladığı gözlenmiştir. Bu büyük bir fark değildir ancak asıl ilginç bulgu, t’ai chi’nin yoğun aerobik ile aynı etkiyi gösterirken kalp ritmini neredeyse hiç artırmamış olmasıdır.

Kan basıncını düşürmesinin yanı sıra araştırmalar t’ai chinin kalp ve akciğer fonksiyonunu artırdığını göstermiştir. Bu egzersiz, kortizol denilen stres hormonunu düşürür ve egzersizleri yapan kişilere genel anlamda daha yüksek güven etkisi verir. Belirtilerini kontrol etmek ve hayat kalitelerini iyileştirmek için tamamlayıcı bir terapi olarak t’ai chi’yi kullanan kanserli hastalarda, tedavinin etkisinde artış sağlandığı da bulunmuştur.

Fizik terapi uzmanları ise, koroner atardamar bypass ameliyatından iyileşmekte olan 20 hasta üzerinde t’ai chi’nin etkilerini araştırmıştır. Hastalar ya t’ai chi grubuna ya da kontrol grubuna dahil edilmiştir. T’ai chi grubu 1 yıl boyunca her sabah klasik Yang egzersizlerini uygulamıştır, kontrol grubu ise haftada üç defa 50 dakika yürümüştür. 1 yılın ardından 1999’da t’ai chi grubunun kardio-solunum fonksiyonlarında ve bu işlevlerin hızlarında önemli artış olduğu, ancak kontrol grubunda her iki alanda da daha az gelişme olduğu bildirilmiştir.

T’ai chi insanları düşmekten de korur – bu 65 yaşın üzerindeki her 3 kişiden 1’inde yaşanır. Atlanta, Georgia’daki Emory Üniversitesi araştırmacıları 70 yaşın üzerinde olup, nazik t’ai chi hareketlerini öğrenmiş olan kadın ve erkeklerden oluşan bir grupla çalışmıştır. Sonuçta, t’ai chi uygulamayı öğrenenlerde, belirlenen zaman diliminde neredeyse %50 daha az düşme gözlenmiştir. Daha sık düşen kişilerin günlük aktivitelerinde, diğerlerine oranla çok daha fazla zayıf düştüğü görüldü, ayrıca bir bakım evine yerleştirilme risklerinin de daha yüksek olduğu bildirildi. Araştırmacılar, bedenlerinin çevrelerindeki ortama göre nasıl hareket ettiği konusunda insanlara bilinç kazandırma kabiliyeti olan t’ai chi’yi önermektedir. Bedenin nasıl hareket ettiğine dair farkındalığı artırarak insanlar fiziksel çevreleriyle ve her gün karşılaştıkları durumlarla olan ilişkilerine odaklanabilir.

Kardiyovasküler ve hareket aralığı üzerine faydalarının yanı sıra, araştırmacılar t’ai chi’nin bağışıklık sistemi üzerindeki faydalarını da araştırmaktadır. Kaliforniya’daki bir araştırma grubu 2003'te t'ai chi'nin yaşlı kişilerde daha şiddetli etkileri olan ve yaygın görülen zona virüsüne olan direncini artırdığını bildirmiştir.

ABD’de yapılan bazı araştırmalar ise t’ai chinin duygusal ve psikolojik faydalarına odaklanır. Yakın bir zamanda, insanların t’ai chi’ye, diğer egzersizlere göre daha uzun süre ilgili kaldıkları da keşfedilmiştir. Oregon’daki bir çalışma ise 6 aylık t’ai chi programına kaydolan kişilerin yalnızca %20’sinin programı bitiremediğini göstermiştir, bu oran diğer egzersizler için ortalama %55’tir. Depresyonla ilgili olan bir araştırma ise t’ai chi dersleri alan kişilerdeki depresyon oranlarının, diğer fitness programlarına devam edenlere göre daha düşük olduğunu keşfetmiştir.

ABD ve Kanada’daki t’ai chi’ye olan yönelimle ilgili bir değişim de, erkekler arasında artmaya başlayan popülerliğidir. 1970 ve 1980’lerde pek çok yetişkin erkek, t’ai chi'nin "gerçek erkekler” için yeterince zorlayıcı olmadığını düşünüyordu. Ancak 1990’ların sonundan bu yana pek çok erkek stresi azaltmak için ya da başka bir sporun yanında t’ai chi’yi de uygulamaya başlamıştır.

T’ai chi’nin diğer faydaları üzerine ABD’de araştırmalar sürmektedir, ayrıca hem ABD’de hem de diğer Batılı ülkelerde t’ai chi yaygınlaşmaya devam etmektedir. Bu kadim sanat Çin’de de önemini korumaktadır; Çin’de pek çok insan rutin olarak gün doğumunda t’a chi uygulamaktadır.

Yorumlar

© 2013 alternatifterapi.com Tüm hakları saklıdır.

Eleman Türkiye